Engin Akın

Silivrispor Kongreye Mi Gidiyor?

Silivrispor Kulübü kurulduğu günden bu zamana kadar geçen süre içinde bin bir türlü entrika yaşamış tarihi gerçek anlamda başarılarla dolu her ne kadar kabul görmese de bir İstanbul kulübüdür. Sportif anlamda yaklaşık olarak 7 sezondur yakinen takibini yapmaktayım. Zaman oldu büyük bir çekişme içine girdiğim, zamanı geldiğinde en büyük destekçisi olduğum nadide bir kulüptür. İki sezondur tam anlamı ile sonsuz bir destek içindeyim. Dönemin Başkanı Serdar Teker onun sonsuz destekçisi ve yardımcısı Mutlu Memiş. Son derece genç iki iş adamı, takdir ettiğim bu iki genç yol ayrımında geldiklerinde geride çok olumlu işler bıraktılar.

KAYMAKAMIN
HABERİ YOK
Hatırlarsınız o zamanları yine bu köşeden kendimi yırtıyordum, “Bu kulübün anahtarı Kaymakama teslim edilecek, biri çıksın devralsın. Fakat devralırken de şu kadar da borcu var diye yazılarım” vardı. İşte o yazılarımın ardından bu iki genç girişimci iş adamları çocukluk arkadaşları ile birlikte bir yönetim oluşturdular. Bu yönetimde o zamanlar işini ve vaktini Silivri’de harcayan Mustafa Saral’ı da kattılar. İlk dönemleri çok zor geçti. Maddi ve manevi açıdan gerçek anlamda parçalandılar. Silivri’de kime selam verdilerse adeta borçlu çıktılar. Evet, hangi esnafa gitseniz Silivrispor adını verdiğinizde iki adım uzaklaşıyordu. Şimdi ise durum çok farklıydı. İlçede kimseye borcu olmayan bir kulüp oluşturuldu.  Durum bu şekilde olunca da saldırılar farklı alanlardan geliyor ya onlara da alıştık artık.

İPLER KİMİN ELİNDE?
Bu iç ve dış, yerli ve yabancı meselesi yıllardır var küçük ilçelerde. Kimse de bunu inkâr edemez. Hatta içte ve dışta güç dengesi birbirini yemekte iken olan kulübe oluyor da kimse bunun farkında değil. Kulübün başkanı Saral ama kararlar İstanbul’da alınmaya tekrar başlandı. Burası Silivri ve Silivrispor. Geçtiğimiz aylarda yazdığım bir konuya aynen değiniyorum. O zamanlar işler yatıştı derken aynı durum tekrar hortladı. Şu malum İstanbul ve Silivri Grubu olayı… Silivrispor yönetim kurulunda bir Silivri Grubu var, bir de İstanbul Grubu var. Silivri Grubunda kimler olduğu biliniyor da İstanbul’dakinde kimler var bunu bilen yok. Bilenler ise işin detayını tam olarak bilmiyor. Bu örnekli ilkyazımda İstanbul Grubu o kadar güçlü değildi Silivri’nin  karşısında, gelinen noktada İstanbul  kendini yetiştirdi ve Silivri grubundan daha da güçlü hale geldi. Ben Silivri’nin sonsuz destekçisiyim. Gönül rahatlığıyla da bunu ifade edebilirim. Silivrispor Silivri’den yönetilmelidir.

KULÜP ZARAR
GÖRMEMELİ
Kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın ama bu durumda kulüp asla zarar görmemeli. Hatalar yapılacaktır bu kaçınılmaz eğer iş dönüp dolaşıp kulüp zarar görme noktasına kadar gelirse o zaman da kongre kaçınılmaz olur. Bu durumda da delegeler durumun netliğini araştırır sanırım. Bu arada ben de delegeyim. Uzun bir yazı oldu ama olsun. Keyifle okuyacağınıza eminim.

SERHAT MERT
İSTİFA ETSİN
Şimdi Serhat Mert’in de istifasını ben istiyorum. Geçtiğimiz sene gelinen nokta unutulmadı, getirdiği oyuncular ve hoca ile saç baş yolmuştuk... Geçtiğimiz sezon bu takım grubundan çıkamıyordu. Bunun da tek sebebi Serhat Mert’tir. İstanbul’dan yönlendirmelerle ilçeyi yönettiğini sananlara duyurulur. Silivri ve Silivrispor birlikte bir güçtür. Birileri bir yerleri üstünde tepindikçe Silivri zarar görüyor. Bunun için ben de Silivrispor’un rahata ve huzura kavuşabilmesi adına Serhat Mert’in istifasını bir delege ve bir Silivrili olarak istiyorum.

VEBALİ KİMİN OLUR?
Tam da sezonun başlamasına sayılı günler kala patlayan kriz ya Allah aşkına bu zamanı mı beklediniz? Madem yapamayacaktınız o zaman ligin başlamasına aylar varken çekip gitseydiniz. Şimdi ne olacak? Kim toparlayacak? İyi bir takım kuruldu, bunun vebalini kim ödeyecek? Bütün gözler Silivrispor’un üstündeyken yapılanları anlamak mümkün değil. Neyi paylaşamıyorsunuz?

Haberin devamı 29.09.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…


YORUM YAP