Sevginar Sali

Silivri’ye şans verelim...

Silivri dün kültür buluşmalarının ikincisine evsahipliği yaptı… İlkine nazaran daha az tedirgin, daha hoşgörülüydük… Emniyet güçleri yine fazla mesai yapmak zorunda kaldı ama olsun; haklarını helal ederler sanıyorum. Savaş çıkıp kan akacağına, barış köprülerinin inşası için görev yapmaktan mutlu olduklarını düşünüyorum. Ufak bir hayal kırıklığımı belirtmesem içimde daha da büyür… Silivri Kaymakamı Faruk Bekarlar’ın etkinliğin güvenliğini ve sorunsuz akışını koordine etmekten daha öteye, bizzat katılabileceğini düşünmüştüm. Ama demek ki işler benim düşündüğüm ve inandığım kadar basit işlemiyor Silivri’de veya Türkiye’de… Sadece iki gören gözü ve çok iyi çalıştığına inandığım bir aklı yok; ciddi bir gözlem gücü, övünmemizi sağlayacak hoşgörüye, hassasiyete sahip diye düşünüyordum… Yanıldığıma çabuk karar vermek istemiyorum… Neyse, olmayanlara değil sahip olduklarımız üzerinden sürdüreyim bu yeni haftanın ilk yazısını; malum nasıl başlarsa öyle gidiyor sonra işler…
Silivri Belediye Başkanının çabası, çünkü din turizmi bence devamında kültür ve tatil turizmini de getirir, çok doğru ve şahane bir şey… Silivri’ye ne getirir, buradan ne götürür diye düşünmeden dün o kalabalığın içinde muhteşem Kale Park manzarası eşliğinde zaman geçirmekten acayip keyif aldım. Bilenler bilir kolay kolay ofisimin güvenli ortamını terk etmem… Ettiğimde de bir an önce ayaklarımın beni geri götürmesi için aklım/kalbim sabırsızlanır. Bu defa hiç öyle olmadı… Keşke uzunca bir süre orada o insanların arasında kalabilsem, keşke onlarla gönül dili dışında ortak bir konuşma lisanım olsa diye düşündüm…
Silivri Belediye Başkanının din ve tüm kollarındaki turizm çabalarını ön koşulsuz, şartsız desteklemeliyiz… Yapabileceğimiz ne varsa katkı olarak da sunmalıyız. Herkesin bu konuda yapabileceği çok önemli şeyler var bence. Restoranlar iyi yemek, kafeler kaliteli servis, muhalefet restorasyon projelerinin hızlandırılmasını, basın kamuoyunun bilgilendirilmesi ve sürece hazırlanması gibi gibi listeyi uzatabiliriz. "Ben kimim ki, ne yaparım…” demeyin… Sokakta karşılaştığınız turistlere gülümsemek bile çok şey ifade eder… Kale Parktan dönüşte bir grup Yunanlı misafir düğün resimleri çeken bir gelin ile damada rastladı. Tesettürlü gelin muhtemelen hayatlarında ilk defa gördüler, bin bir rica ve iltifatla birlikte fotoğraf çektirmek istediler ama damat beyi ikna edemediler : ( İnsanların anılarında yer almak, konuk olmanın nesi kötü Allah aşkına…
Belki "Elin turisti bize ne?” diyenler de vardır… Onlar için bir şey yapmaya yanaşmayanların iş yeri, belki bir yakının vardır yakınında, yamacında…
Çevremizi temiz tutmak sunulabilecek diğer basit katkılar olarak sıralanabilir. Hiçbir şeyimiz olmasa bile "Silivri temiz bir kasaba” deyip gitsin gelenler… Birçok basit diye görünen ayrıntı aslında ne kadar önemli şeylerin başlangıcı ıskalamamak lazım…
Silivri’nin temelinde yatan kültür farklılıklarının hoşgörüsü geleceğimizin umudu olmaya güçlü bir aday… Bu şansı kaçırmayalım, üstüne basıp geçmeyelim…
Emeği geçen herkesi kutluyorum. Silivri için hayırlı olmasını diliyorum… Gelen misafirlerimizi hoşnut edebildiysek ne mutlu bize…
İyi haftalar Silivri; bol, bereketli, aydınlık, umutlu ve mutlu bir hafta olsun inşallah…

YORUM YAP