Handan Demirkıran

Mutlu bir aile yaratmak için: “Koşulsuz sevgi!”

Mutlu bİr aile yaratmanın temelinde sevgi olmalıdır. Ailelerde ve toplumda karşımıza çıkan en sık sevgi tipi koşullu sevgidir. Bu tür bir sevgi aile içinde korkulara, bağımlılıklara ve özgüven eksikliğine neden olabilmektedir. Koşullu sevgi ortamında bulunan kişiler onay görmek, kabullenmek ve sevilmek için dayatılan kurallara uymaya çalışırlar. Bu tip ailelerde kişinin değeri davranışlarına bakılarak değerlendirilir. Yetişkin olsun, çocuk olsun, aile bireyleri her zaman kendi kişilikleriyle değerlidirler ve öyle sevilmelidirler. Hiçbir şey hatta davranışların en kötüsü bile, bu pozitif koşulsuz bakış açısını değiştirmemelidir. Davranışlarının kişi olarak önemini ve değerini yansıttığına inanan aile bireyleri, bağımlı, kapana kısılmış, güvensiz ve ürkek kişilerdir. Örneğin, bir aile, bütün aile bireyleri tıp doktoru olduğu için hem kendilerinin hem de başkalarının gözünde önemli ve değerli olduğunu düşünürse eleştiriye, statü kaybına ve başarısızlığa karşı aşırı duyarlı olur. Aile değerlerini, sosyal statü, meslek ve başarılar nedeniyle kazanmışlarsa, bu prestij kaynaklarından herhangi birini kaybettikleri zaman utanç ve mutsuzluğa düşebilirler. Aile bireyleri, davranışları tarafından yöneltilmeye değil, onların keyfini çıkarmaya, onlar aracılığıyla yaşama meydan okumaya ve bilgilenip gelişmeye ihtiyaç duyarlar.
Peki, sevecen, mutlu, empatik bir aile nasıl oluşur? Bu tip bir ailede sevgi için koşul yoktur, orada her zaman sevgi vardır. Bazı hatalı davranışlar karşısında aile bireyleri bununla yüzleşmeli ya da kesin bir tavır olduğu zaman bunu sevecen bir şekilde yapmalıdır. Empatik ailelerde ne karşısındakinin kişiliğine ne de aradaki ilişkiye, suçlayarak, eleştirerek, küçük düşürerek veya azarlayarak saldırmak hiçbir zaman söz konusu değildir. Empatik ailelerin çocukları da tipik olarak, motivasyonu yüksek çocuklardır. Okula, okumaya karşı merak ve ilgilerini kaybetmemiş olarak başlarlar. Böyle ailelerde başarısızlıklardan veya hatalardan ders alınır.
Koşulsuz ve empatik ilişkinin temel nitelikleri şu şekildedir:
• Sahiplenmeyen içtenlik ve sevecenlik
• Yargılamayan tavır
• Kişiyle davranışı birbirinden ayırmak
• Diğerlerinin ve yaşamın sevildiğini göstermek
• Her aile bireyinin kendi özgü kişiliğini, değerini ve yeteneklerini düzenli olarak övmek, ona sevildiğini göstermek
• Her aile bireyinin özel ilgi alanlarını, hobilerini ve çalışma şeklini teşvik etmek ve bu konulara duyarlılıkla yaklaşmak
• Birbirini benimsemek
• Birbirine saygı göstermek ve değer vermek
• Güçlü ve zayıf noktalarını kabul etmek
• Birbirinin yaşamına ilgi duymak
• Aktif dinleme
• Davranışlarıyla ilgili çabaları teşvik etmek ve onaylamak
• Birbiriyle değil kendi kendiyle yarışmak
• Sorumluluk konusunda olumlu ama kesin olmak, sorumsuzluğu olumlu biçimde düzeltmek
• Aile ilişkilerini kabul edemeyecek davranışlar yüzünden tehlikeye sokmamak ya da koparmamak
• Birbiriyle etkileşimde içten ve doğal olmak
• İçinden geldiği gibi davranmak
• Bağımsızlığa teşvik etmek
• Yaratıcılığı beslemek
• Aile bireylerini birbiriyle ya da dışarıdan biriyle kıyaslamamak
• Öğrenmeyi ve yaşama meydan okumayı sevmek
• Hataları ve başarısızlıkları ders almak için fırsat kabul etmek
Tüm aile bireylerinin fark edilmeye ve onaylanmaya ihtiyacı vardır. Fark etmek, saygı göstermek, değer vermek, onaylamak, övmek, teşvik etmek aile bireyleri arasındaki etkileşimde her zaman görülen nitelikler değildir. Bu çerçevede olumlu bir etkileşim iklimi yaratmak aile bireylerinin sorumluluğudur. Koşulsuz sevgi, incelikli bir konudur ama ortaya çıktığı zaman pek çok ödülü vardır. Sonuç olarak, koşulsuz sevgi bir istek işidir. Ailede her şey yolunda giderken sevecen olmak kolaydır, asıl sınav işlerin ters gittiği zamanda verilir. Kötü günlerde içtenlik ve koşulsuz sevgi sorunların çok daha çabuk çözüme ulaşmasını sağlar.

YORUM YAP