
Kamuoyuna duyurulmak üzere basın açıklaması yapan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Silivri Şubesi ve Alevi Kültür Dernekleri temsilcileri, katliamın unutulmayacağı ve sorumluların peşinin bırakılmayacağı mesajını verdi. Toplumla yüzleşmenin ilk adımı olarak Madımak Oteli’nin ‘utanç müzesi’ olmasını isteyen Aleviler, taleplerini sıraladı.
KÖROĞLU: YÜREĞİMİZDEKİ ACISI İLK GÜNKÜ KADAR TAZE
Hacı Bektaş Veli Kültür ve Tanıtma Derneği Silivri Şubesi Başkanı Tamam Köroğlu, basın açıklamasını okudu. Açıklamasında Sivas Katliamı davasının zaman aşımına uğramasına tepki gösterdi ve hukuksuzluğun sürdüğünü belirtti. Köroğlu, şunları kaydetti: "2 Temmuz 1993’de gerici güçler tarafından insanlık dışı bir şekilde katledilen 33 aydınımızı anmak için burada toplanmış bulunuyoruz. Sivas katliamının üzerinden yıllar geçse de, yaşanan büyük acı ilk günkü sıcaklığıyla yüreğimizi yakmaya devam ediyor. Bundan 20 yıl önce Sivas’a Kültür Şenliği ve Pir Sultan Abdal’ı anmak amacıyla gitmişlerdi. Madımak Oteli, o günlerde daha önce hiç ağırlamadığı kadar değerli misafirlere ev sahipliği yapıyordu.
"KATLİAMA SEYİRCİ KALINDI, VİCDANLAR SUSTU”
Büyük bir hoşgörü ve aydınlık taşıyan şair, yazar, sanatçı ve semah grubu canlarımız, Pir Sultan Abdal’ı anmak için bir araya gelmişlerdi. İçinde büyük bir öfke taşıyan gericiler, Sivas’ta yaşanan bu aydınlığı kaldıramamışlardı. Gericiler, önceden bunun hazırlığını yapmışlardı. Madımak Oteli’ni abluka altına almışlardı. ‘Cumhuriyet burada kuruldu, burada yok edilecek’ diye bağırıyorlardı. Onlar, Cumhuriyetle hesaplaşıyorlardı. Katliam, televizyonlarda sekiz saat boyunca canlı olarak yayınlandı. Güvenlik kuvvetleri; saldırgan, gerici, şeriatçı güçlere yerinde ve zamanında gerekli müdahaleleri yapmayarak canlarımızın yakılmasına seyirci kalmışlardı. Dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bu katliam, Türkiye ve dünyada insan hakları ve temel özgürlüklerden yana olan, inanç ve ibadet özgürlüğünü insan hakları sayan, felsefi düşüncesi ne olursa olsun her insanın vicdanını yaraladı. Bugün başörtüsü için adalet, özgürlük, hoşgörü, anlayış ve demokrasi isteyenlerin Madımak katliamı hakkında ne düşündüklerini hep merak etmişimdir.
"MADIMAK ‘UTANÇ MÜZESİ’ OLSUN”
Madımak Oteli’ne saldıranların bir kısmı yakalanıp cezalandırılmış, bir kısmı yakalanmamış, takip bile edilmemiştir. Katliamda yer aldığı kesinleşen bazı sanıklar hakkında açılan dava, zaman aşımından ötürü düşürülmüştür. Daha da acısı, katillerin avukatları AKP hükümeti tarafından bakan, milletvekili, bürokrat yapılarak adeta ödüllendirilmiştir. Bu durum, devleti de zan altında bırakmıştır. Benzer bir katliamın bir daha yaşanmaması, vicdanlarda mahkûm edilmesi ve hafızalardan silinmemesi için Madımak Oteli’nin "Utanç Müzesi” olması gerekiyor. Bu yönde atılacak bir adım, insanlarımız arasında barışı tesis eder. Gerçekle yüzleşmek ve insanlık suçlarını birlikte mahkûm etmek, farklı kültürleri, inançları, kimlikleri daha da yakınlaştırır. Hiç şüphe yok ki Madımak Oteli müze olmalıdır, olacaktır. Bu talep sadece Alevilerin talebi değildir. Bu talep; çağdaşlıktan ve laiklikten yana olan tüm kesimlerin ve insanlığın vicdanına ait bir sestir. Bu talep; bağımsızlık, emek, demokrasi, barış, halkların kardeşliği, insan hakları, eşitlik, özgürlük mücadelesi veren herkesin talebidir.
"2 TEMMUZ’U UNUTTURMAYACAĞIZ”
Bu duygu ve düşüncelerle tüm topluma sesleniyoruz ve diyoruz ki; bu utancı daha fazla büyütmeyelim, vicdanları sızlatmayalım. Madımak Oteli müze olsun. Ve bir gün karanlıklar aydınlığa kavuşuncaya; Sivas, Madımak, Çorum, Gazi, 1 Mayıs katliamlarını planlayanların gerçek yüzleri ortaya çıkıncaya kadar bu Pir Sultan direnişi de bu talepler de sürecektir. Ve o güne kadar bu katliamları unutmayacağız, unutturmayacağız! Ayrıca şunun da bilinmesini istiyoruz: Alevi sorunu Alevilerin değil, devletin sorunudur. Devlet, elini dinden çekmelidir. Sivas davası sadece bizim değil, demokrat olan herkesin davasıdır. Bu sorunun sorumluluğu bizimle alınırsa, birlikte yürürsek çözeriz. Yoksa daha çok Sivaslar, Kahramanmaraşlar yaşarız. Katliamların sonu gelmez. İşte bunun için "2 Temmuz 1993’ü unutmayacağız, unutturmayacağız.”
DEMOKRATİK TALEPLERİNİ AÇIKLADILAR
Aleviler olarak devletten taleplerimiz şu şekildedir: "Demokratik bir anayasa hazırlanmalıdır. Zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır. Cem evleri, inanç merkezi kabul edilmelidir. Devlet, laiklik ilkesi gereği bütün inançlara eşit mesafede durmalıdır. Hacı Bektaş Veli Dergâhı gerçek sahiplerine teslim edilmelidir. Alevi köylerine zorla cami yapımından vazgeçilmeli ve devletin asimilasyon politikalarına son verilmelidir. Herkese eşit yurttaşlık hakkı tanınmalıdır. Yolumuz uzun ve zahmetli; yapacak işimiz çok…”
Hazal BAŞARAN