Sevginar Sali

Kalkabiliyoruz diye düşmeye gerek var mı?

Pazartesi günü tam kapanmanın ardından kısmi normalleşmeler çerçevesinde yeni haftaya üç saat devam eden meclis ile merhaba dedik. Çıkışta 'Ne yaşadık biz böyle?' diye düşünürken, esasen ‘Neden yaşadığımıza' bakmak lazım geldiğine ve en başta bunu netleştirme lüzumuna kanaat getirdim.

Öyle sanıyorum Başkan Volkan Yılmaz, CHP'nin yeni Grup Sözcüsü Melih Yıldız ile (daha çok CHP'nin gelecekteki en güçlü belediye başkan aday adayı olması hasebiyle…) kendine bile belki itiraf edemeyeceği bir iktidar ya da üstünlük savaşına girişti. Sanki en başında CHP'nin yeni Grup Sözcüsü ve gelecekteki rakibini dize getirmeye niyet etmiş gibi bir hal ve tavır içinde. Üç yıl sonra kim sağ, kim selamet bilinmezliği bir yana siyasetin oldukça uzun soluklu bir maraton olduğu gerçeğinden de kaçamayacak olmaktan sebep çokça yaşadıklarımız.

Yıldız, İBB'nin Silivri gündemi hakkında özet geçerken, Halk Ekmek konusunda Başkan Yılmaz ile aralarında gelişen iletişim sorununa oldukça sitemkar bir biçimde değindi.

Yılmaz'ın çöp ve temizlik işleri konusunda basın toplantısındaki tutumunu nezaketsiz bulan muhalefete bunu yapabileceğini kanıtladı, ne yazık ki, Başkan Bey ‘cehalet' tamlamaları ile ilerleyen dakikalarda.

CHP adına Yıldız'ın, Başkan Bey'in sıklıkla gündeme getirdiği geçmiş dönem uygulamalarına yönelik suistimallerin meclis içinden oluşturulacak ortak bir komisyon ile incelenme önerisini başarılı buldum. Muhalefet, iktidarın kendilerini sürekli sıkıştırdığı yerden çıkmak için yeni bir yol bulunmuştu! Ama tabi ki Yılmaz bu yoldan değil bildiği yoldan ilerleme kararlılığını ortaya koydu.

Yıldız, AK Parti'ye geçtiğimiz dönem İBB'den tahsis edilen iki aracı ve teslim alanların halen İBB çalışanı olmayı sürdürdüğü açıklaması ile siyasi olarak da etkin bir vuruş gerçekleştirdi. AK Parti Grup Sözcüsü Filiz Güler, araçların İlçe Başkanlığına değil İBB'nin çalışanlarına tahsis edildiği gibi ustaca ve siyasi bir yanıt verirken, “Geçen dönem Silivri Belediyesi tarafından kimlere ne araçlar tahsis edildi onun incelemesini de yapalım mı?” diyerek aba altından sopa gösterdi. Güler'in Müjdat Gürsu ile ilgili “Daha önce açıldı, siz yine neyi açıyorsunuz…” hamlesi de yerini buldu.

Halk Ekmek Büfelerine yer tahsisi konusunda Başkan Yılmaz ve Yıldız neredeyse kişisel bir ego mücadelesine girişirken, AK Parti mevzudan haklıca sıyrıldı.

MHP Grup Sözcüsü Gökalp Kalaycı'nın “Geçmişte ve kimin ne yapıp yapmadığını değil bugün bizim yapacaklarımızı konuşalım” çıkışı son derece yerindeydi ama mantığın sesini dinleyebilme durumundan diğer siyasi muktedirler epey uzaklaşmıştı. Kızgınlık ve birbirini hırpalamakla bir yere varılamayacağını çabuk idrak ettiler neyse ki. Bir diğer MHP'li Şenol Türkyılmaz'ın, “Silivri konularını tartışalım…” uyarısı da son derece net ve yerindeydi.

Başkan Yılmaz'ın “Hiç teşekkür etmiyorsunuz” sitemi bu meclisinin de gündeminde yer almayı ısrarla sürdürürken, muhalefetin işinin iktidara teşekkür etmek olmadığını öğrenmesini beklemekten başka çare görünmüyor ufkumuzda. Yine de hiçbir dönem olmadığı kadar teşekkürü iki yıllık iktidarında göğüslediğini yeri gelmişken söyleyeyim, beklentilerine cevap oluşturmadığı görünse de.

Gündem sonunda Yılmaz'ın cevabından sonra, muhalefet de onun benimsediği tarzda yanıt verince ‘nezaketsizlikten' herkes payına düşeni aldı. Bu yakışıksız duygunun en etkin olanda en çok sırıttığını umarım Başkan Bey hatırlamaya daima gayret gösterir. Çünkü elleriyle yaptığı güzellikleri diliyle yıkmasının hiç kimseye ve bir şeye faydası yok!

Yılmaz'ın üç yıl için verdiği otopark sözlerini CHP'nin ikinci yılında kendisine sormasına AK Parti Meclis Üyesi Mustafa Çolakoğlu'nun ‘çıtayı yükseltmesi ile' açıklamasının yanı sıra ittifak temsilcisi seçim vaatleri ile alakalı dikkat çeken bir kıyaslama ile muhalefet ile iktidar arasında bu hususa uzun süreli bir nokta koydu tahminimce.

Nezaket tanımı ve sınırlarında hizmet ile sorumluluk tartışmasında Silivri'nin iktidar ile muhalefet temsilcileri düştükleri yerden kalkmasını bildi üç saatin nihayetinde. Düşmek şart mıydı? Daha akıllanmış ve güçlenmiş olarak kalkabilmek için gerek görüldüyse ne diyelim…

Dipnotlar:

1.Ben artık ciddi ciddi Başkan Volkan Yılmaz'ın Halk Tv'ye çıkmayı istediğini ve bunu hedeflediğini düşünüyorum. CHP'liler yanaşmasa da Doruk Bulut, kanalda üstlendiği üst düzey yöneticilik pozisyonundan hareketle, bu hususta üzerine düşeni yapsın bence  : )

2.Başkan Bey geçmiş dönemdeki hataları anlatma gayretini bir kenara bıraksın çünkü seçilmesi zaten Silivri halkının bunu çoktan idrak edip, gerekeni yaptığının anıtı gibi dikiliyor siyaset ve kamuoyu sahnesinde...

3.Muhalefetten teşekkür beklentisini de bir an önce gündeminden iptal etsin İBB'nin son kamuoyu araştırmasında yakaladığı %60'lık memnuniyet zaten emekleri karşılamaya da, taşırmaya da, başarısını ifade etmeye de yeter.

 

YORUM YAP