Engin Akın

Kadınlar

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. İşte kadın olmak, anne olmak böyle bir şey. Çocuklar söz konusu olunca her şeyi bırakabiliyor ya da ara verebiliyorsunuz. Ara verebilenler şanslı, ama bırakanlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
İkizlerimiz olduğu zaman bankacıydım. O dönemki şartlarda iki bebek birden olunca işimi bırakmak zorunda kaldım. Bu kalbimde hep kırık bir köşe olarak kaldı.
Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz. Herkes bir şeyler söylüyor. Yasalar diyormed, çoğu da yasaları filan bilmeden konuşuyor. Belediyemizin Kültür Merkezi’nde düzenlediği pazar günkü programa katıldım. İlk konuşmayı galiba öğretmen olan bir kızımız yaptı. İsyan etti, “Çocuk doğuran biz, ev temizleyen biz, çalışan biz, dayak yiyen biz” diye.
Ak Parti döneminden bahsetti. Kadının bireysellikten çıkarılmaya çalışıldığını ima etti. Söylemi tam hatırlamıyorum, ama buna benzer bir şeyler söyledi.
Ardından bir belgesel gösterildi. Türkiye için felaket. Bir belgesel diyemeyeceğim film. Sanırsınız ki Türkiye’deki bütün erkekler tecavüzcü.
Ben bu kızıma bir şeyler hatırlatmak istiyorum. Evet haklar hiç kolay alınmaz. Bu arada ezilenler, acı çekenler, ölenler olur. İstanbul’a altmış km uzaktaki Silivri’de 1950 yıllarında yerli halktan olan kadınlar çarşıdan bile geçmezdi, burnunun dibindeki denize girmezdi. Doğu’dan bahsetmiyorum, Silivri’den bahsediyorum. Sadece memur aileleri biraz daha rahattı.
Kadına, çocuğa, hayvanlara karşı şiddet arttı diyoruz. İnsanlar çıldırdı mı diyorsunuz? Ama bence şiddet eskiye oranla çok diye bir şey söyleyemeyiz. Bir konuda bu zamanın kadınları daha şanslı, seslerini duyurabiliyorlar. Medya bu tür olayları gündeme ne kadar çok getirirse, inanlar belki bir şeyleri düşünmek zorunda kalırlar.
Evet kadın olmak bir ayrıcalıktır. Dünyanın en önemli görevi, biz kadınlara verilmiştir. Doğurganlık. Ve kadın dünyanın en akıllı canlısıdır. Bu hayvanlarda da böyledir. Dünyayı yönlendiren dişilerdir. Hatta en kutsal görevi olan doğurganlığı bile kullanabilen gene dişilerdir. Ama acı çeken de onlardır. Yalnız gelecek nesilleri şekillendiren de onlardır. Sanki erkekler başka bir dünyadan geldi. Onları doğuran, onları yetiştiren, yönlendiren kimler? Eğer bir ailede kız ve erkek çocukları varsa annenin yaptığı nedir? Erkek çocuğunu korumaya alıp, kız çocuğunu onun hizmetine sunmaz mı? “Kızım o erkek, sen kızsın” sözünü hangi kız çocuğu duymamıştır. Ya da gelinine karşı oğlunu kışkırtıp ona her türlü eziyeti yaptıran yine kadın değil midir? Ya da gelinin kayınvalidesine yaptıkları… Onun içindi ki erkeklere hücum edeceğimize öyle erkek evlatlar yetiştirelim ki daha küçücükten ablasına, kız kardeşine saygı duymayı öğrensin, eşitliği öğrensin. Köyleri, kasabaları dolaşarak kadınlarımıza bunları anlatalım. Belgesel üstünde fikir yürütmeden önce acaba erkekler ne düşünüyor diye merak ettim. Fikirlerini de hep acımasızca ve net belirttiği ve filmi de seyrettiği için Kaan’a sormayı eğledim. Bir kez daha biz kadınların her şeye çok daha farklı baktığını gördüm. Ama yine de fikrimi söylemeden edemeyeceğim. Ülkemin tamamen aleyhine bir film. İnşallah başka festivallerde de gösterilmez. Beyaz bir gelinlikle otostop yaparak yollara düşen birinin sadece bizim ülkemizde değil her ülkede başına gelebilirdi. Bizden sonra da Suriye’ye geçecekti. Orada da olabilirdi, Avrupa’da da. Sade hanımlar için değil, erkekler için de tehlikelidir bütün yolculuklar. Bunun için de bütün toplumu suçlamak bence haksızlıktır. Benim ülkem bu kadar canavar değil.
İstatistiklere göre kadına şiddet ve tecavüz olaylarında en gelişmiş ülke olan Amerika Birleşmiş Devletleri birinci sırada. Lütfen bunu da göz ardı etmeyelim.
Kadın hakları ve yasalara gelince son on yıl içinde bu yasalarda o kadar önemli değişiklikler oldu ki, bunları mutlaka araştırmanızı dilerim. Ve yine ilk defa bu dönemde Milli Eğitim Bakanımız bir kadındır. En fazla kadın Bakan ve Milletvekili bu dönemde olmuştur.
Aslında bu konuya siyasi bakmak yanlıştır. Kadın hakları çocuk hakları, hayvan hakları, siyaset üstü konulardır. Bütün partilerin de bu konulara en hassas şekilde yaklaşması gerekir. Bir kez daha kadının önemini ve gücünü hatırlatmak isterim. Kadın yanındaki erkeği ile güçlenir. Erkek yanındaki kadınıyla güçlenir. Kız veya erkek ilk eğitimleri anaların, elinden çıktığına göre gelecekteki gerçek değişimde yasalarla değil, biz analarla olur. Bunu lütfen unutmayın.
 
11 Mart 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde

YORUM YAP