Jeoloji Mühendisi Rüştü Sali

Jeolojinin endüstriye sağladığı kaynaklar

Jeoloji, Yunanca geo “yer'' ve logos “bilim'' kelimelerinin birleşmesi ile özetle yer bilimi demektir. Toplumumuz çoğunlukla jeoloji ve buna jeofiziği de dahil edebiliriz, bu bilim dalları ile ilgilenen insanları, acı da olsa sadece deprem olduktan sonra televizyonlarda görüyor. Tabii deprem, sel, heyelan gibi doğal afetlerden önce bu bilim ile ilgilenen ve özellikle yapısal jeoloji, tektonik konusunda uzman insanlara kulak verir isek, ülkece bize daha faydalı olacaktır. Çoğu kişinin bildiğinin aksine jeoloji bilimiyle ilgilenen insanlar, sadece bu konularla ilgilenmezler. Jeoloji biliminin petroloji (kaya bilimi), mineraloji (mineral bilimi), paleontoloji (fosil bilimi), hidrojeoloji, yapısal jeoloji, sedimantoloji vb. gibi birçok alt dalı bulunmakta. Bunu tıp biliminin alanları gibi düşünebiliriz. Jeoloji mezunu bir kişinin bile deprem gibi bir konuda uzman olması için tektonizma konusunda, yapısal jeolojide uzmanlaşması gerekmekte. Bu doğrultuda bilinenin aksine bizler, sadece deprem konusunda çalışmadığımız gibi bir diğer yaygın olarak bilinen alan olan inşaat sektöründe jeoteknik etüt dışındaki alanlarda da yer alıyoruz. Bir jeoloji mühendisi, madende, endüstride, karayollarında, su işlerinde, inşaat sektöründe hatta müzede bile çalışabilir.
Ben yüksek lisansımı, mineraloji ve petrografi üzerine silikat mineralojisi alanında yapmaktayım. Tezim silikatlar kapmasında bir kil minerali olan montmorillonit minerallerinden oluşan bentonit malzemesinin, jeolojisinin, mineralojisinin araştırılarak özellikle endüstride kullanımını tartışmak üzerine. Bentonit neden önemli? Bentonit, kâğıt sanayi, sondaj sanayi, döküm sanayi, pelet sanayi, adsorban killer – kedi kumu, gübre ve hayvan yemi sanayi, gibi çeşitli sektör ve alanlarda kullanımının yanı sıra özellikle seramik sektöründe plastiklik kazandırıcı hammadde olarak kullanılır. Bu hammaddenin jeoloji tarafından sektöre sağlanabildiği konusuna gelir isek, bentonit faylardan gelen hidrotermal sıvıların bölgede bulunan andezit, trakiandezit, tüfler vb. gibi volkanik kayaçlarıalterasyona uğratması yani yerli yerinde ayrıştırması ile meydana gelir. Özetle bunun gibi hammaddeler, doğada kayaçlar ve faylar ile ilişkilidir. Eğer bir bentonit yatağı arıyorsanız, aradığınız bölgenin jeolojisini, tektoniğini bilmek zorundasınız. Bu hammaddenin oluşum türü bir hidrotermal alterasyon örneğidir. Bu ortamlarda alterasyon oluşturan hidrotermal sıvılar, eriyikler aynı şekilde Fe (demir), Ag (gümüş), Au (altın), Co (kobalt), Ni (nikel), Mn (manganez), Pb (kurşun), Zn (çinko) gibi elementleri taşıyabilmekte ve uygun ortamlarda çökelterek cevher yataklarının oluşmasını sağlamaktadır. Ben de aynı şekilde Ayvacık (Çanakkale) bölgesinin güneyinde yer alan İlyasfakı ve Paşaköy köylerini kapsayan bir alan içindeki faylardan gelen hidrotermal sıvıların bölgede bulunan andezit, trakiandezit ve tüfler gibi Miyosen (23.03 ile 5.3 milyon yıl) yaşlı kayaçları yerli yerinde ayrıştırması ile meydana gelmişbentonit oluşumlarını inceledim. Bunun öncelikli sebebi lisans dönemimde bitirme tezim kapsamında bölgeye yakın bir konumda haritalama çalışmaları yaparak bölgenin jeolojisine, bölgedeki inaktif faylara hâkim olduğumdan kaynaklıydı. Bölgedeki inaktif faylar ile volkanit birimlerin ilişkilerini belirleyip, seçtiğim lokasyonlar üzerinde gözlemler ile yüzey ve sondaj numuneleri elde ettim.
Bu kil mineralleri ancak mikron boyutlarında olduğu için gözle belirlenmesi imkânsız olduğu gibi optik mikroskoplar ile de belirlenemez. Bu doğrultuda XRD ve XRF (X-Işınları Difraktometri ve X-ışınları Floresans Spektrometresi) gibi analizler ile inceleyerek XRD'de%89'a varana kadar montmorillonit olan sonuçlar elde edildi. Bu kapsamda çalışmalarım hala devam etmekte ancak şu ana kadar aldığım sonuçlar beni mutlu etti.
Yüksek lisansını yapmakta olan bir jeoloji mühendisi olarak endüstriye veya en azından literatüre bir katkım olacak ise ne mutlu bana…

YORUM YAP