
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, belediyeyi devraldıktan sonra geçen 100 günlük icraatlarını değerlendirdi. Silivri Park Otel'de geçtiğimiz Cumartesi günü gerçekleştirilen basın toplantısında kamuoyunu aydınlatan Başkan Işıklar ve ekibi, 100 günlük süreç içerisinde yaptıklarını ve devralınan belediye icraatlarını kamuoyuyla paylaştı. Işıklar'ın zaman zaman sertleşen üslubuyla devam eden toplantı, iki saati aşkın bir süreyi kapsadı.
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve ekip arkadaşları, 100. Gün Değerlendirme toplantısını 25 Temmuz 2009 Cumartesi Günü Silivri Park Otel'de gerçekleştirdi. Önce ekonomik anlamda nasıl bir belediyenin teslim alındığını anlatan Başkan Işıklar, ardından birimlerin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Devralınan belediye yönetiminin bir enkazdan farksız olduğunu, yapılan uygulamaların ve yürütülen icraatların büyük yanlışlarla dolu olduğunu vurgulayan Işıklar: "Derler ya 'fil çınar yaprağının arkasına saklanırsa ne olur?' Cevapta 'fil görünür'. Arkadaşlar da öyle bir çınar yaprağının arkasında duruyorlar. Bu ayıp onlara yeter" diyerek bir önceki yönetimin icraatlarını kendi üslubuyla değerlendirdi.
"BELEDİYEYİ TİCARET KAPISI HALİNE GETİRMİŞLER"
100. Gün Değerlendirme toplantısında sert açıklamalarda bulunan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, bugüne kadar kamuoyunu meşgul etmemek için polemiklerden kaçındığını ;ancak açıklama yapmaya mecbur bırakıldığını ifade etti.
Başkan Işıklar, "Eş, dost, parti ve akraba ilişkileriyle belediyeyi ticaret kapısı haline getirmişler" dedi.
Başkan Işıklar 2009 yerel seçimlerinin önemini başka bir açıdan değerlendirdiği konuşmasında, "Silivri 1960 yılından bu yana tarihinde ilk kez böyle bir halk hareketi yaşadı. İnsanların sorunlara karşı, partizanlığa, ayırımcılığa ve Silivri'nin bir ticarethane gibi yönetilmesine karşı tepkisini ortaya koyduğu çok açık. Toplumun bütün kesimlerinin desteğini alarak, % 50'lileri geçen, hatta birçok mahallelerimizde % 60'ları bulan bu sonuç sadece bireysel hareketin anlamı değil, kitlesel bir tepkiydi. Ben geldiğimden bugüne kadar hiçbir polemiğe sebep vermek, geçmişi karalamak gibi bir niyeti ortaya koymadım. Hiçbir birim amirine, hiçbir çalışana, geçmiş döneme ait bir şey sormadım. Bir kıyım düşüncemiz hiç olmadı.
Cumhuriyet tarihinde ilk defa olan, büyük bir yapıyı oluşturmak için sadece imarla ilgili 15.000 dosyayı tek tek teslim alarak bir belediye haline getirmek için uğraşıyoruz. Bu birleşme yasa çıktıktan sonra 'hadi birleşin' demekle olmuyor. Önce kafalarda, zihinlerde birleşmesi gerekiyor. Bunu sosyal, kültürel ve ekonomik bir birleşme haline getirip, merkezdeki olanı en uzak köşeye taşıyan bir anlayışı ortaya koymak zorundayız. Bu çaba ve çalışmayı organize etmek, yeniden konumlandırmak, geleceğe göre düzenlemek bırakın üç aylık süreyi, daha da uzun bir süreye yayılacağı kesin gibi gözüküyor. Bu süreç gerçekten zor geçecek bir süreç. Hizmet boşluğu yaratmadan, bunları toplamak, bir bütün haline getirmek, Silivri'yi 22 mahallesi olan, gelecekte 3 milyon nüfuslu bir metropol için hazırlamak durumundayız.
Ben 25 senedir siyasetle uğraşıyorum. Bunun 15 senesi belediyede geçti. Biz toplumumuzun önünde yaşar ve hesap veririz. Yıllarca yaşadığım kentte beğenmediğim şeyleri değiştirme ve dönüştürme heyecanımı taşıdım. Hiçbir zaman kasaba politikacısı tavrıyla birine çamur at, birine tuzak kur anlayışında olmadım ve bundan sonrada olmayacağım. Silivri Belediyesi bundan sonra ticarethane olmaktan, bir politika anlayışını güden, ayrımcılık, haksızlık ve adaletsizliği üreten bir yer olmaktan çıkacak. Bunu mutlaka hayata geçireceğiz. Bu toplumumuzun büyük bir özlemi. Yöneticinin iyisi hissedilmeyendir. Benim anlayışım böyle, bu anlayışı sürdürmeye devam edeceğiz.
Kentin önemli kişisi olabilirsiniz; ama değerli kişisi olamayabilirsiniz. Önemli olan değerli kişisi olmaktır. Değerlerimizi koruyarak, bunu geleceğe taşımaktır" dedi.
"SİLİVRİ BELEDİYESİ TOPLAM BORCU 26.425.316 TL"
Işıklar, devir aldığı Silivri Belediyesi'nin borç ve alacaklarına ilişkin resmi bir açıklamada bulundu. Söylenenlerin çınar yaprağı arkasında gizlenemeyerek ortaya çıktığını belirttiği konuşmasında, belediyenin ekonomik yapısını şöyle açıkladı: "Silivri Belediyesi'nin toplam borcu 26.425.316 TL'dir. Buna dahil olmayan, dava aşaması devam eden risklerde var. Bu borç daha da artma eğilimindedir. Borcun ana kalemleri, firmalara olan borçlar toplamı 10.999.369 TL, vergi borçları toplamı 4.851.129 TL, SSK prim borçları toplamı 4.322.596 TL, SSK prim borçları tahmini gecikme zammı toplamı 1.500.000 TL, Kültür varlıklarını koruma katkı payı borcu toplamı 1.473.173 TL, İŞKUR idari para cezası toplamı 1.400.000 TL, İller Bankası'na olan kredi borç bakiye oranı toplamı 882.925 TL, Depozito ve Teminat olarak alınan ancak nakit olarak kullanıldığı için borçlu duruma düşen toplam tutar 996.124 TL'dir. İŞKUR idari para cezası toplamı olan 1.400.000 TL bir risk taşıyor.
İSKİ'DE ÇODUR KADROLAŞMASI
İSKİ eski Genel Müdürü Dursun Ali Çodur ile eski Başkan Hüseyin kardeşimiz bir protokol imzalayarak, 952 kişiyi belediyeye alıyor. Bu protokolle İSKİ'ye bir günlük işçiler alınıyor. 952 kişiden 11 kişinin soyadı genel müdürün soyadıyla aynı. Bu arkadaşlar belediyeye bir günlük alınıyor. Bunlar işçi bulma kurumuna müracaat etmeden alındığı için, biz böyle bir parayı onların sırf kadrolaşma ve işçi koyma anlayışından dolayı ödemekle karşı karşıyayız.
"HİZMET AZALDI, BORÇ KAT KAT ARTTI"
Arkadaşımız 100. gün değerlendirmesinde 'bizde borçlu aldık' diye bir söylemde bulunmuş. Biz Mart 2004'de 1.403.000 TL borçla teslim etmişiz, aldığımız belediye borç bütçesi toplamda 30 trilyona yakın. Burada bir şeye dikkat çekmek istiyorum. İtfaiye hizmetlerini 2005 yılında Büyükşehir devraldı, su ve kanalizasyon hizmetlerini devraldı, mezarlık hizmetlerini devraldı ve temizlik işleri özelleştirildi. Buna rağmen bu borç kat be kat artmış. Biz bu hizmetleri veriyorken, başkan yardımcısı olduğum dönemde 1.403.000 TL borçla bırakmışız, bu hizmetler verilmemesine rağmen borç toplamda 30 trilyona yaklaşmış." diyen Işıklar, Kültürel ve Sosyal hizmetlere ilişkin çarpıcı açıklamalarla konuşmasını sürdürdü.
"YAPILAN BİLİNÇSİZ VE BİLGİSİZ HAREKET SONRASINDA ÖDEDİĞİMİZ KATKI PAYINI GERİ ALAMIYORUZ"
Işıklar, "Kültür varlıklarını koruma katkı paylarını ödüyoruz. Tarihi evleri İl Özel İdaresi'nin bir fonuyla % 80'ine varan bir katkıyla yaptırabilme imkânı var. Bu konuda Selimpaşa Belediyesi çok iyi bir performans göstermiş. Buna karşılık Silivri Belediyesi Onater Ailesi'nin evini yaparken böyle bir müracaat yapmamış ve herhangi bir başvuruda bulunmamış. Bir ihale yapılıyor sonrasında İl Özel İdaresi'ne müracaat ediliyor. Yaklaşık 500 bin TL Silivri Belediyesi'nin üzerine kaldı. Yapılan bu bilinçsiz ve bilgisiz hareket sonrasında ödediğimiz katkı payını geri alamıyoruz" dedi.
SÖNDÜRÜLEN BELEDİYELERDEN GELEN TOPLAM BORÇ 11.140.680 TL
Büyükşehir Belediye yasası gereği kaldırılan belde belediyelerinin, Silivri Belediyesi ile uyumu hakkında bilgi veren Işıklar, onların da birer sorun yumağı olduğunu belirttiği konuşmasında, belde değerlendirmelerine de değindi. Işıklar'ın verdiği bilgiler doğrultusunda en iyi yönetilen belde belediyesinin Selimpaşa Belediyesi olduğu, diğer belde belediyelerinin eksik ve aksamalarının halen giderilemediğini belirttiği konuşmasında şunları söyledi:
"EN İYİ YÖNETİLEN BELEDİYE: SELİMPAŞA"
"Söndürülen belediyelerden bize kalan borç yükü 11.140.680. Selimpaşa 1.486.085, Gümüşyaka 989.874, Büyükçavuşlu 2.584.950, Değirmenköy 2.811. 124, Kavaklı 109.019, Çanta 2.476. 425, Ortaköy 680.203. Selimpaşa'nın borcu aslında yok denecek kadar az. Kültür varlıklarından aldığı kredinin ödenecek tutarı yani İl Özel İdaresi'nin yaptığı katkıdır. En iyi durumda olan belediye Selimpaşa Belediyesi'dir."
(Baştarafı Manşet’te)
"YAPILAN BİLİNÇSİZ VE BİLGİSİZ
HAREKET SONRASINDA ÖDEDİĞİMİZ
KATKI PAYINI GERİ ALAMIYORUZ"
Işıklar, "Kültür varlıklarını koruma katkı paylarını ödüyoruz. Tarihi evleri İl Özel İdaresi'nin bir fonuyla % 80'ine varan bir katkıyla yaptırabilme imkânı var. Bu konuda Selimpaşa Belediyesi çok iyi bir performans göstermiş. Buna karşılık Silivri Belediyesi Onater Ailesi'nin evini yaparken böyle bir müracaat yapmamış ve herhangi bir başvuruda bulunmamış. Bir ihale yapılıyor sonrasında İl Özel İdaresi'ne müracaat ediliyor. Yaklaşık 500 bin TL Silivri Belediyesi'nin üzerine kaldı. Yapılan bu bilinçsiz ve bilgisiz hareket sonrasında ödediğimiz katkı payını geri alamıyoruz" dedi.
SÖNDÜRÜLEN BELEDİYELERDEN
GELEN TOPLAM BORÇ 11.140.680 TL
Büyükşehir Belediye yasası gereği kaldırılan belde belediyelerinin, Silivri Belediyesi ile uyumu hakkında bilgi veren Işıklar, onların da birer sorun yumağı olduğunu belirttiği konuşmasında, belde değerlendirmelerine de değindi. Işıklar'ın verdiği bilgiler doğrultusunda en iyi yönetilen belde belediyesinin Selimpaşa Belediyesi olduğu, diğer belde belediyelerinin eksik ve aksamalarının halen giderilemediğini belirttiği konuşmasında şunları söyledi:
"EN İYİ YÖNETİLEN
BELEDİYE: SELİMPAŞA"
"Söndürülen belediyelerden bize kalan borç yükü 11.140.680. Selimpaşa 1.486.085, Gümüşyaka 989.874, Büyükçavuşlu 2.584.950, Değirmenköy 2.811. 124, Kavaklı 109.019, Çanta 2.476. 425, Ortaköy 680.203. Selimpaşa'nın borcu aslında yok denecek kadar az. Kültür varlıklarından aldığı kredinin ödenecek tutarı yani İl Özel İdaresi'nin yaptığı katkıdır. En iyi durumda olan belediye Selimpaşa Belediyesi'dir."
"TURAN BİZİ VE KAMUOYUNU ALDATTI"
Merkez belediye ve eski belde belediyelerinin borçlarına ilişkin açıklamalarının ardından alacaklarına da değinen Başkan Işıklar, konuya ilişkin şunları söyledi: "Üzerinden 5 yıl geçen alacakların tahsilinin kesinlikle mümkün değil. Belediyemizin bu şekilde toplam 5.944.000 TL alacağı bulunmakta." Bu alacakların tahsilinin neredeyse mümkün olmadığını belirten Işıklar, Silivri Belediyesi'ni geçmiş dönemden devralırken eski Başkan Turan'ın, "10 trilyon alacak, 10 trilyon borç var" diyerek teslim ettiği belediyeye ilişkin atıfta bulunarak "Sayın Turan ve ekibi bizi ve kamuoyunu aldatmıştır" dedi.
ORTADOĞU İNŞAAT
VE YAPI MALZEMELERİ
2004- 2009 yılları arasındaki AKP iktidarı icraatlarının artık görücüye çıkma zamanı geldiğini belirten Işıklar, yapılan yanlışlıkların art niyetli olup olmadığını kamuoyunun takdirine bıraktığını belirttiği konuşmasında, çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Örnekler veren Işıklar, Hüseyin Turan'ın Belediye Başkanlığı döneminde Ortadoğu İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sanayi Ticaret ve Limited Şirketi ile yapılan işleri kamuoyuyla paylaştı. Başkan Işıklar konuyla ilgili şunları söyledi: "2800'e yakın dosyayla karşılaştık. 800 tane ihale dosyası tek tek incelendi. En çok dikkat çekeni sizlerle paylaşmak zorundayım. Çok ilginç bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Bunun sahibinin kimler olduğunu ve akrabalık derecelerini bizler araştırdık. Ben isim vermeyeceğim, sizlerinde de aynı şekilde tespit etmesini istiyorum. Silivri Belediyesi'ne ait yasal defter, vergi ve evrakların incelenmesi sırasında özellikle ihale dosyalarında yoğun olarak yer alan bir firma dikkatimizi çekmiştir. Bunun üzerine ticaret unvanı Ortadoğu İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sanayi Ticaret ve Limited Şirketi olan firmanın, belediye ile ilgili olan ticari ilişkileri mercek altına alınmıştır. Yapılan defter ve belge incelememiz esnasında Ortadoğu İnşaat'ın belediyeye ilk kestiği faturanın tarihi 21.02.2006, son faturanın tarihi de 26.03.2009'dur.
"ŞELALE MALİYETİ 519 MİLYAR"
Toplam 3 yıllık süre içinde kestiği faturalardan özellikle 2 tanesine dikkatinizi çekmek istiyorum. Bir tanesi Sert Zemin Yapımı ve Bitkilendirme 554 milyar, diğeri de Şelale işi 519 milyar. Silivri'ye girerken önünde resim çektireceğimiz Şelale 519 milyara mal olmuş. Burada ilginç bir şey daha var.
"ÖDEMEDEN SONRA İŞ İHALESİ"
Ortadoğu İnşaat ve Yapı Malzemeleri, ayın 14'ünde bir fatura kesiyor ve parasını alıyor. Ayın 16'sında da işin ihalesi yapılıyor. 14'ünde iş yapılmış para verilmiş, 16'sında da ihale onayı yapılıyor. Bu örneklerden sadece bir tanesi. 800 dosya içerisinde daha buna benzer çok örnek var. Burada bulunan arkadaşlarda kesinlikle üstüne alınmasın. Bu siyasi iradenin yapmış olduğu hatadır. Amaç parayı ödemek. "Al paranı biz sonra ihaleyi düzenleriz" deniyor. Bunun adına fesat karıştırma, irtikâp ne derseniz diyebilirsiniz. Neden Ortadoğu İnşaat'ı gündeme getirdim. 800 tane dosya var. 800 tane dosyanın içinde en çarpıcı olanlardan biri maalesef Ortadoğu İnşaat. Bu da bir akraba anlayışı içinde yapıldığından gündemimize getirdim.
"BORCUN ÇOĞU EŞ, DOST, AKRABA
VE PARTİZANLIKLA OLUŞMUŞ"
Oluşan borçların çoğu eş, dost, akraba ve partizanlık yapıldığı için oluşmuş. Belediye kaynak ve imkânlarının akrabalarına, yakınlarına ve partizanlık yapıldığına dair söylentiler ortaya koyulduğu için bunu açıklama gereği duydum. Arkadaş basın toplantısında 'belediyede iş takipçisi gibi gezenleri görüyorum' demiş. Onlar iş takipçisi değil, bu yaptıkları borçların alacaklıları. Onları arıyorlar, bulamadıkları içinde gelip bize dert yanıyorlar. Bizi bu şekilde arayacak insan yok. Belediyeyi ticarethane olmaktan zaten çıkaracağız. Harcaması yapılıp, belediyeye gelip parasını isteyen onlarca insanla uğraşıyoruz. Günün yarısı onları ikna etmekle, gidin kime verdiyseniz parasını ondan alın demekle geçiyor" dedi.
SİLKENT HİZMETLERİNDEKİ
AYKIRILIKLAR
Ayrıca Işıklar, benzer yanlışlıkların belediyenin kamu iktisadi kuruluşu olan Silkent AŞ'nin üzerinden de yapıldığını, bunların da art niyet taşıyıp taşımadığı konusuna ilişkin kamuoyu takdirine bıraktığını belirtti. Işıklar açıklamasında Silkent'e dair şunları anlattı: "Silkent AŞ'nin 2008 yılı toplam gelirlerinin %83 gibi önemli bir kısmını oluşturan "ekmek imalatı ve satışı" işlemleri birçok açıdan eksiklik, yanlışlık ve uygunsuzluklar göstermektedir. Tarafımızdan yapılan incelemelerde, imal edilen ekmeklerin dağıtım amacı ile şoföre teslim edilmesinden, satış bedellerinin tahsiline kadar hemen hemen hiçbir aşamaya ait imzalı, kayıtlı ve denetime baz oluşturabilecek herhangi bir evrak ve belgenin bulunmadığı tespit edilmiştir. Silkent AŞ'nin yönetiminden fiilen sorumlu bulunan Ogün Nurgün ve Sabahattin Göktekin isimli şahıslarla birçok kez yüz yüze görüşme yapılmıştır. Söz konusu görüşmelerde;
-İmal edilen ekmeklerin dağıtım amacıyla şoföre tesliminde herhangi bir belge düzenlenip düzenlenmediği,
-Toplam 28 dağıtım noktasına teslimler yapılırken, teslim adetlerini gösterir herhangi bir evrak bulunup bulunmadığı,
-Satış noktalarından 25 adedini oluşturan satış kulübelerinden teslim edilen ekmek bedelleri tahsil edilirken, tahsilâta ait herhangi bir belge düzenlenip düzenlenmediği,
-Satış noktalarından tahsil edilen tüm paraların Silkent AŞ'nin belediyedeki ofisinde Sabahattin Bey'e teslim edilirken herhangi bir belge bulunup bulunmadığı gibi imalat adetleri ve para tahsilâtının doğru ve sağlıklı bir şekilde yapılıp yapılmadığını denetlemeye yardımcı olacak sorular sorulmuştur. Ekmek imalat ve satışına ait rakamların şeffaf olarak ortaya konmasına yarayacak, işlem sorumlularını herhangi bir şaibeden kurtaracak bu tür hiçbir evrakın düzenlenmediği anlaşılmış olup, düzenlenmesi gereken birçok evrakın yerine el yazısı ile kargacık burgacık yazılarak düzenlenmiş sadece bir tablo teslim edilebilmiştir. Yaptığımız araştırmalar neticesinde, elle yazılmış bazı rakamların bulunduğu, imzasız, hiçbir alt evrakı olmayan söz konusu kağıt ile yaklaşık 1.3 milyon TL tutarındaki bir işlem hacminin izah edici belge olarak sunulması tarafımızda büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Günlük 3.500-4000 TL'lik ortalama satış ve tahsilâtın doğruluğunu araştırmak, sunulan bu tek ve gerçekten ilkel bir belge ile elbette ki mümkün bulunmamaktadır.
Özetle, tarafımıza sunulan tek bir imzasız ve açıklamasız belge ile ne imal edilen günlük gerçek ekmek miktarı ne de tahsil edilen para miktarlarını ortaya çıkarmak mümkün değildir. Belediyenin %99,9 oranında ortak olduğu bir şirkette, bir yönü itibariyle kamuya açıklık boyutu olmasına rağmen, bu şekilde kayıt tutan ilgili sorumluların hiçbir biçimde ibra edilmemesi ve yapılan bu yanlışlığın hesabının sorulması gerekir.
Bu konuda son olarak şunu söyleyebiliriz ki, ekmek imalat ve satışına ait kayıtlar, "ileride bir inceleme yapılırsa, doğru ve tam bir denetim yapılmasın" mantığı ile düzenlenmiş ve alt evraklar da bu anlayışla oluşturulmuştur. Fiilen çalışmadıkları halde, şirkette sigortalı gösterilen yönetici yakınları için 1.995 TL, şirket kasasından ödeme yapılmıştır. Silkent AŞ personel bordoları üzerinde inceleme yaparken, kısa süreli giriş-çıkışı yapılan 3 kişinin durumu tarafımızdan dikkat çekici bulunmuştur. İlgili şahısların personel dosyaları istenerek incelenmiştir. 28.04.2008 tarihinde sigorta girişleri yapılan 3 kişinin çıkışları ise 25.05.2008 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Yaklaşık 1 ay gibi kısa bir süre Silkent AŞ'de çalışmış görünen her 3 kişi için toplam 1.995 TL şirket kasasından ödeme yapılmıştır. Fiilen çalışmadıkları halde, 31.10.2008 tarihinde yürürlülüğe girecek olan 5510 sayılı yasa kapsamında, biraz daha erken emekliliğe olanak sağlayan hükümlerden yararlanabilmek amacıyla, şirket bünyesinde yaklaşık 1 ay çalışmış gibi gösterilen 3 kişinin de şirket yönetimini fiilen üstlenen 2 yöneticinin yakınları olduğu tespit edilmiştir. Yapılan ödemenin tutar olarak çok yüksek olmamasına rağmen, raporumuza konu edilmesinin nedeni; yöneticilerin şirketi kendi sahipliğindeymişçesine yönetme iradelerini ortaya koymak içindir. Raporun bir önceki bölümünde açıkladığımız, şeffaf bir denetime olanak sağlayacak bir evrak düzenini oturtmaktan kaçınan şirket yöneticilerinin, bu anlamda kendi eş ve çocuklarını şirkette sigortalı göstermeleri ve buna ait ödemeleri şirket kasasından rahatlıkla yapabilmeleri hiçte şaşırtıcı olmamıştır" dedi.
Işıklar, Silkent'teki bir takım ödemelere ilişkin yönelttiği sorularda: "Şirket kayıtları incelendiğinde, 2008 yılında toplam 524.082 TL tutarındaki alımın ödemesinin, kural olarak banka kanalı ile yapılması gerekirken 93.580 TL'nin kasadan nakit olarak ödendiği görülmüştür.93.580 TL gibi önemli tutardaki bir ödemenin neden banka kanalıyla değil de, kasadan nakit olarak ödendiği de cevaplanması gereken bir başka sorudur" dedi.
"HANGİ YÜZLE
SOKAĞA ÇIKABİLİYORLAR?"
Bundan önceki yönetimin yaptığı yolsuzlukların tüm Türkiye tarafından bilindiğini ifade ederek, eleştirecek durumları olmadığını ifade eden Başkan Işıklar, "Yapılan plan tadilatlarıyla bu kentin nasıl yağmalandığını tüm Türkiye biliyor. Herkes haddini bilecek! Arkadaş 'Seçimlerde göz, festivalde yüz boyadılar' demiş. Ben de onların suratında görünmezliği sağlayan bir boya olduğunu düşünüyorum. Bu kadar aciz olunan konularda bulunmuş olmalarına rağmen, hala sokağa çıkabiliyor olmalarını da bu boyaya bağlıyorum" dedi.
"FESTİVAL, TAKSİM'DE
İNEK GEZDİRMEK DEĞİLDİR"
Bu yıl yapılan festival bütçesinin 116 bin TL'ye mal olduğunu belirten Başkan Işıklar, festivalin sosyal demokrat anlayışa göre nasıl olması gerektiğini anlattı. AKP'li bir meclis üyesinin basına vermiş olduğu festival değerlendirmesine de değinen Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, "Festivalin bütün bütçesi 116 bin TL. Bunun 60 bin TL'si belediyeden çıktı. Diğerleri de sponsorlar aracılığıyla sağlanmıştır. Festival bütçesi olarak 800 bin TL ayırmışlar, biz bunun 60 bin TL'sini kullandık. Festivallerin anlamı Taksim'de inek gezdirmek, arabayla beygirleri getirip, dolaştırmak değildir. Festivallerin o kentin kültürel, sosyal, insan kalitesini yükselten, bunu topluma kazandıran ve kazandırdığı zamanda özendiren bir çabası olmalı. Maalesef o arkadaşlarda bunu anlayacak kapasite yok. Anlayacak vizyon ve misyon da yok. Festival'de 800 bin TL bütçe ayırırsınız. Tarkan'ı da getirirsiniz ve 100.000 kişi toplarsınız. Bizim amacımız o kalabalığı getirmek değil. Amacımız çocuklarımızın, gençlerimizin yeteneklerini burada sergilemek, mümkünse yerelden ulusala, oradan evrensele gidecek sanatçılar yetiştirmektir. Bu belde binalarını da bu amaçla kullanacağız. Hiç beklemesinler seneye de aynı şekilde yapacağız. Herkes bir tanıdığını orada görecek. Mümkünse her evden bir kişi katılacak ve biz onlarla gurur duymaya devam edeceğiz. Yerel özelliklerimizi, yerel sanatçılarımızı ulusal ölçekte tanıtırsak farklılaştırabiliriz. Buraya 5 sanatçı getirip büyük paralar vererek, loto çekilişleri yaptırarak kendini göstermenin hiçbir anlamı yok.
"KENDİMİ HİSSETTİRMEK
GİBİ BİR DERDİM YOK"
Benim kendimi hissettirmek gibi bir derdim yok. Ben bunu başında da söylemiştim. Öyle reklamlarla, kalabalıklarla görünmeyeceğimi başında da ifade etmiştim. Ben böyle yaşamaya devam edeceğim. Festivalin anlamını bile ne yazık ki anlayacak kapasitede bile olamadıklarını gördüm. Onların geçmişte yaptıkları sadece kumpanyalara dönüştü. Bugün onların yaptıklarından çok daha önemli dinsel çabalarımız var. Yaptığımız yardımların hiçbirini söylemeyeceğiz. Onların iki katını yapacağız; ama bunları kamuoyuna asla açıklamayacağız. Bunları söylemek bile ayıp. Eline 5 tane kamera alarak, ev ev dolaşıp paket dağıtılan görüntülerden Silivri'yi kurtaracağız" dedi.
"ÇINAR YAPRAĞI ARKASINA
SAKLANAN FİL GÖRÜNÜR"
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, konuşmasının son bölümünde muhalefet yapan AKP kadrolarına sert bir dille yanıt verdi. "Silivri'yi beş yıl yanlışlıklarla yöneten ve onlarca yıl geri götüren bir zihniyetin yaptığı bu hataları görmezden gelip, üzerine sünger çekileceğini sanmaları bizim hoşgörüyle siyaset yapmamızdan. Oysa hoşgörü yanlışları ortadan kaldırmaz" diyen Işıklar, AKP'li yöneticilerin ve eski belediye yönetiminin izlemiş oldukları politik yolun yanlış olduğunu vurguladığı son sözlerinde, "Çok doluyum. Açıklanmayı bekleyen çok da malzemem var. Geçmişe dönük bir kavga ve hesaplaşma içinde değildim. Bundan sonra basınla daha saydam, daha şeffaf, daha açık, iş yoğunluğundan yapamadığımız, ertelediğimiz bilgi paylaşımlarını belli periyodik aralıklarla süreklilik kazandırarak, halkımızın önüne koyacağız.
Birinci önceliğimiz insanı insan yapan ve onu çevreleyen değerleri kolaylaştırmaktır. Ulaşımıyla, sağlığıyla, sporuyla, kültürüyle, sanayisiyle, çevresiyle bir kentin alt ve üst yapısını kurmaya çalışacağız. Bu yapının tamamını oluşturacak kudret ve güç kesinlikle bizim elimizde değil ama hepimizin elinde. Hiçbirimiz, hepimizden daha güçlü, daha yapabilir olamayız. Polemiklere cevap vermekten kaçınıyorum. Fakat ben Yahudi kültüründeki gibi, bir yanağıma tokat atılırken, diğer yanağımı çeviremem. Bunu da buradan söylüyorum. Buna da bir son, üsluba saygı bekliyorum. Üç aydır susuyorum, kamuoyunu meşgul etmemeye çalışıyorum. Derler da 'fil çınar yaprağının arkasına saklanırsa ne olur?' Cevapta 'fil görünür'. Arkadaşlar da öyle bir çınar yaprağının arkasında duruyorlar. Bu ayıp onlara yeter" şeklinde konuştu.
Haber Merkezi