
Silivri Kaymakamlığınca düzenlenen İstiklal Marşı’mızın TBMM tarafından kabul edilişinin 92. Yıldönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Töreni, dün gerçekleştirildi. Erdal Aslan Müdürlüğünde Toki Cumhuriyet Anadolu Lisesi tarafından hazırlanıp okul salonunda sunulan programa Silivri Kaymakamı Salih Keser, Belediye Başkan Vekili Emine Tarin, İlçe Milli Eğitim Müdürü İkram Kayapınar, CHP İlçe Başkanı Mümin Tuğlu ve yönetim kurulu üyeleri, Ak Parti İl Genel Meclis Üyesi Halit Girgin, Silivri Birleşik Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ali Tabakoğlu, Şoförler Odası Başkanı Zafer Aşkın, Okul yöneticileri, öğretmen ve öğrenciler katıldı.
Toki Cumhuriyet Anadolu Lisesi Edebiyat öğretmenleri Onur Okumuş Gedikli, Şaban Güneş, Tuba Cangül ve Müzik Öğretmeni Emre Yaşar Kahraman’ın yönetiminde öğrenciler tarafından sunulan program, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
11-B Sınıfı Öğrencilerinden Büşra Barış’ın ‘’Leyla’’ adlı şiiri okumasının ardından 11-D Sınıfı Öğrencilerinden Ozan Mert, günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yaptı.
MERT: MİLLETİMİN İSTİKLAL
Mert, şöyle konuştu: "Altı yüz yıllık koskoca imparatorluğumuz yirminci asrın başında adeta doğum sancısında ölen bir ana gibi çöküvermişti. Fakat doğan çocuk yaşayacaktı. Hatta ölü ananın göğsünden süt emerek gelişecekti. Çünkü İstanbul simsiyah bulutlarla kaplı dururken Anadolu’da fecir aydınlığı halinde milli mücadelenin ilk kımıldanışı çoktan başlamıştı. Çok değil birkaç gün önce Çanakkale’de büyük bir cesaret örneği göstermiş olan Mehmetçik şimdilerde silahsız, aç ve bitkin bir haldeydi. Ancak hiçbir vatanseverin bu zillete katlanması düşünülemezdi. Nitekim de çok geçmeden Anadolu’da milli mücadelenin meşalesi çoktan parlamıştı. Anadolu’da açılan milli mücadele bayrağı altına ilk koşanlardan biri de milli şair Mehmet Akif Ersoy’du. Akif Ankara’ya varır varmaz işe vatanın bağımsızlığı içi kolları sıvamakla başladı. İlk iş olarak vatanın bağımsızlığı adına halkı milli mücadele sancağı altında birleşmeye çağırdı. Bu uğurda Anadolu’yu adım adım dolaşan şair gittiği her vatan bucağında: "Bu vatan da kaybedilirse gidilecek yer kalmaz.” diyerek, halka milli mücadeleyi anlatarak, yüreklere inanç ve ümit aşılamaktaydı. İşte tam da o günlerde Batı cephesi komutanı İsmet Paşa cephesindeki Mehmetçiği şevke getirim coşturacak bir milli marş yazılması fikrini Maarif Vekaletine açtı. Paşanın bu düşüncesi Maarif vekaletince yerinde bulunarak bunun için bir yarışma tertip edildi. Tek şart yazılacak marşın milli mücadele ruhunu ifade edebilecek güç ve kudrette olmasıydı. Yarışmada birinci olacak şiiri yazana 500 lira, besteleyene de 500 lira ödül verilmesi uygun bulunmuştu. Bu kutsal görevi ifa etmek adına çok sayıda şair, kaleme sarılarak yazdıkları şiirleri Maarif Vekaletine sundular ki, bu şiirlerin sayısı altı yüzü aşkındı. Ama ne var ki gönderilen şiirlerden hiçbiri İstiklal ve milli mücadele ruhunu yansıtacak kudrete sahip değildi. Katılanların arasında Mehmet Akif yoktu. Bu işin para karşılığı yapılması gururuna ve duygularına kabul ettiremediğinden yarışmaya katılmamıştı. Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey, O’nun yarışmaya girmemesinin nedenini öğrenerek kendisine özel bir mektup göndermiş, soruna gereken çözümün getirileceğinden belirterek şairi yarışmaya katılmaya çağırmıştı. Evet, Hamdullah Suphi Bey haklıydı. Böyle büyük bir güç ve kudreti barındıracak bir şiiri ancak inancıyla, yaşantısıyla Anadolu’nun çektiği ıstırabı hissedebilecek biri yazabilirdi. O kişi hiç şüphesiz milli mücadeleye gönül vermiş, ulusun derdiyle dertlenmiş Akif’ten başkası olamazdı. Böyle bir kişinin milli mücadelenin destanını yazmakta güçlük çekmesi de zaten düşünülemezdi. Göğsündeki sonsuz inanç, bitip tükenmek bilmeyen vatan aşkı ve hürriyete olan sonsuz özlemiyle bu marşı sadece ve sadece o yazabilirdi. Öyle ki onun:
Korkma!
Cehennem olsa gelen
Göğsümüzde söndürürüz,
Bu yol ki hak yoludur,
Dönme bilmeyiz…
Yürürüz!
Dizeleri beklenen marşın çok öncelerden müjdeleyicisidir. Sonuçta milletin ıstırabını derinden hisseden Akif, milli mücadelenin ruhuna tercüman olan o büyük, eşsiz şiirini Tacettin dergahında gece gündüz gözünü bir an dahi kırpmadan kırk sekiz saatte kaleme aldı. Sonuçta öyle bir şiir ortaya çıkmıştır ki bu şiir, bir ulusun trajik bir anda var olup olmama noktasında ihtiyaç duyduğu sonsuz gücü ve her türlü değeri taşımakta. Büyük Türk ulusunun tarihinin yılmayan mücadele ruhunu yansıtmaktadır. Bir ulusun yok olmama, var olma direncinin sonucudur bu marş adeta. Bu şiir istiklalin ta kendisidir. "Hakkıdır Hakk’a tapan milletin istiklal.”
Program, 11-B Sınıfı Öğrencilerinden Ahsen Altınkoç’un okuduğu "Gitme Ey Yolcu’’ adlı şiir, ‘’İstiklal Marşı Neyin İfadesidir?’’ konulu animasyon gösterisi, 11-B Sınıfı Öğrencilerinden Nihan Gürsoy’un okuduğu ‘’İstiklal Marşı’’ ve 9. Sınıf öğrencilerinden oluşan söz korosunun ‘’İstiklal Marşı Oratoryosu’’nu seslendirmesiyle devam etti.
Gösterilerin ardından çeşitli yarışmalarda dereceye giren öğrenciler, Başarı belgelerini ve ödüllerini Silivri Kaymakamı Salih Keser ve İlçe Milli Eğitim Müdürü İkram Kayapınar’ın elinden aldı.
PROGRAM ÇOK BEĞENİLDİ
Kayapınar, yaptığı kısa konuşmada Toki Cumhuriyet Anadolu Lisesi’nin hazırladığı programın günün anlam ve önemini çok iyi bir şekilde ifade ettiğini dile getirerek emeği geçen öğretmen ve öğrencileri tebrik etti.
İlçe Kaymakamı Salih Keser, "Milletleri millet yapan özelliklerin başında yer alan ve onları simgeleyen en kutsal değerlerimiz bayrağımız ve milli marş olarak kabul ettiğimiz İstiklal Marşı’dır. Bu günkü programımızda öğrencilerimiz, bu duyguları canlı canlı ifade ettiler ve bizlere yaşattılar. Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın” diyerek programın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.
Renginar SALİ