Sevginar Sali

Genel seçim…05.03.2015

Sevmiyorum genel konuları yazmayı ama önümüzdeki süreçte galiba biraz zorunlu görünüyor...

CHP’nin üçüncü bölgede 123 milletvekili aday adayı 29 Mart 2015’te ön seçimle girecek. 13 ilçeden 72 Bin üye bölgemizin CHP Milletvekili Adaylarını belirlemek için tercihte bulunacak. 31 kişilik listeden 26’sı  ön seçimle, 5’i kontenjandan belirlenecek.

Partili üyeler ön seçimde en az 14 en fazla 26 milletvekili aday adayının ismini tercih edebilecek…

İşte bu sebepten genel seçimler üstü genellikle Ankara’da kamp kuran milletvekili adayı olmak isteyen siyasetçiler bu defa ilçelerde yakın temaslarda, destek arayışlarını sürdürüyor.

İsmail Çelebi (CHP İstanbul 3. Bölge milletvekili aday adaylarından biri kendisi) ön seçim kararını son derece demokratik bir yaklaşım olarak tanımlarken, bu yöntemle seçilen vekil adaylarının CHP’ye iktidar yolunu açacağını savunuyor. Bu görüşe itiraz etmek için hiçbir gerekçe yok elimizde. Hatta Türkiye’yi kurtarmaya yeterli bir adım olmasa bile, CHP adına umut verici bir gelişme olduğu kesin!

Genel seçim süreci ve vekil aday adaylarının ziyaretleri ile biraz başımızı yerelden kaldırıp geneldeki gidişata göre bakış açımıza ayar çekme ihtiyacı doğdu bu son günlerde. Genel ile yerel aslında ayrılmaz iki parça… Ama öyle bıçak gibi kesilmiş ki işleyiş ondandır iki yakamızın bir araya gelemeyişi… Tepedekiler karar verir, tabandakilerin rıza göstermekten başka çaresi, gidecek yolu yoktur! Böyle yapa yapa tüm heyecanları, değişim ve umudu yavaş öldürmüşüz… Cenazelerini kaldırmak zor geliyor. Hele sessiz kalarak ‘cinayet’e yardım ettiğimizi de hesaba katarsak!

Şunu görür söylemek zorunda hissediyorum kendimi; insana dokunmayan, vicdanı olmayan hiçbir eylem veya kişinin başarılı olması, yaptıklarının bir değer kazanma, görme şansı yok!

CHP İstanbul 3. Bölgeden milletvekili aday adayı bir diğer isim Özgür Karabat… "AKP’nin iktidarda kalması artık AKP’liler için de ciddi bir tehdit” sözleri ile önemli bir yaraya parmak bastı.

Güzel şeyler oldu, iyi çalışmalar yapıldı belki ama şu son dönemde Bülent Arınç’ın da itiraf ettiği gibi toplumun yüzde 50’sinde AK Parti’ye yönelik nefreti artık gizlemek mümkün değil. Sanmayın ki diğer yüzde 50 mutluluktan, sevgiden dört kat oluyor! Hükümetin vatandaşın sırtına bindirdiği yükler öyle böyle değil… Yaşam gerçeğimiz siyasi kimliğimize göre öyle 180 derece fark arz etmiyor. Hükümetin ciddi bir uyarıya, yoldan çıkan tutumlarına son vermesi gerektiği konusunda ikaza ihtiyacı var. Bu vatandaşlık sorunumuz haline geldi, korkarım daha kötüsü olmasın diye…

Artık gerçeklerin farkına varmamız lazım… Vatandaşın hayatını inandığı ideoloji iyileştirmiyor. Ülkemizde gelir dağılımındaki uçurum herkesi ve her şeyi yutmadan önlem almak lazım. AK Parti, halkın onlara verdiği şansı kullandı artık ciddi bir suiistimal boyutunu kanıksatmaya çalışıyor. O da sorun olmaz belki ama toplum olarak imdat veriyoruz. Övünülen sağlık sitemi çökmüş vaziyette. Kadına yönelik şiddet tedbirleri sonucunda yaşanan artışa bakmak bile yeterli… Eğitimde bir türlü dikiş tutturulamayan sistemin uğradığı değişikliklerle gelecek nesli telef etmek dışında ne hedefleniyor olabilir!?

Bir hükümetin yapması gerekenler zaten hizmet ve yatırımlar, doğru karar ile uygulamalar. Bunların yanında hata ve suiistimalleri bu yetki ve görevlendirmenin bonusu, oluru olamaz… AK Parti’den önceki hükümetler çok mu iyiydi? AK Parti daha az kötü diye ses çıkarmayacak boyutu geçtik maalesef! AK Parti halkın, milletin partisi misyonundan çoktan uzaklaştı. Halkın yararına yaptığı şeyler, zarar verir boyuta geldi.

Yönetime talip olanlar da bu konuda onları yetkilendirecek olanlar da çok dikkatli olmalı…

 

YORUM YAP