
Hepçilingirler, Mektebim Okulları Silivri Anadolu Sağlık Meslek Lisesi, Fen Lisesi ve Anadolu Lisesi ile Mektebim Okulları Bakırköy Anadolu Sağlık Meslek Lisesi öğrencileriyle bir araya geldi. Yazarın özgeçmişinin sunumuyla başlayan söyledi daha sonra söz kendisine bırakıldı.
HEPÇİLİNGİRLER: İNGİLİZCE’YE DEĞİL, TÜRKÇE’NİN İNGİLİZCELEŞMESİNE KARŞIYIM
Yazar, konuşmasına yabancı dilde eğitim veren okullarda Plaza Türkçesi yani yarı Türkçe yarı İngilizce öğrenildiğine dikkat çekerek başladı. "İnsana bir şeyi en iyi şekilde ancak anadilinde anlatabilirsiniz.” diyen Feyza Hepçilingirler, işletmelere konan yanlış isimlere değinerek örnekler verdi. Bu özenti durumların çok olduğunu ve sokağa çıkıldığında çok görüldüğünü dile getirdi.
"Ben İngilizce’ye karşı değilim. Hala öğreniyorum. Sizlerin de dünya ile iletişiminizi bu dil sağlayacak. Çok iyi örenmeniz lazım. Ben Türkçe’nin İngilizceleşmesine karşıyım.
"SİZ GENÇLERİN DESTEĞİNE İHTİYACIM VAR”
On tane kitap yazdım. Bu yönde mücadelemi son nefesime kadar sürdüreceğim. Bu konuda siz gençlerin desteğine ihtiyacım var. Yalvarmaya da hazırım. İngilizce’yi bilmeyip bilir gibi yapanlara bir dur demeliyiz. Bu konuda en çok Türkçe ve İngilizce öğretmenlerinden destek görüyorum. Onlar Türkçe bilmeyenlere İngilizce öğretemeyeceklerini söylüyorlar. Bir yabancı dil ancak anadilin sınırlarına ulaşabilir. Konuşmalarımız garipleşti. Bazılarından‘Türkçe yoksul bir dil, bu yüzden tarihimizin çeşitli dönemlerinde başka dillerden sözcükler alındı’ sözlerini duyabilirsiniz. Ben buna katılmıyorum. Yeni sözcük yapmak için başka dillerden almaya gerek yok. Eklerle de yeni sözcükler üretebiliriz.”
Konuşması sırasında öğrencilerin ilgisizliği ve dikkatsizliğine sessiz kalmayan yazar, onlara "Sizin için Türkçe önemli değil mi?” diyerek onların sorularını merak etti.
"KİTAP OKUMAYI KEYİF ZAMANINA DÖNÜŞTÜRÜN”
Gelen sorulara cevaben kitap okumanın kendi çocukluk döneminde lüks sayıldığını ve çok eğlendiklerini paylaştı. Yazar, bugünün gençleri için çok caydırıcı şeylerin olduğunu söyledi ve buna karşı şöyle bir öneride bulundu: "Kitap okumayı keyif zamanına dönüştürün. Okumaktan zevk alacağınız anlara kendinize ayrılmış özel bir zaman haline getirin.”
"BENİ ÖZETLEYEN CÜMLE…”
"Sizi özetleyen cümle?” sorusuna Feyza Hepçilingirler, "35 Yıldır yazıyorum. Bir kitabımın ismini de "Hep Gülümsedim” koydum. Kızım, da bana katılıyor. Bu cümlenin beni özetlediğini düşünüyorum.” cevabını verdi.
"ÖMRÜMÜN SONUNA KADAR DOĞRU TÜRKÇE İÇİN YAZACAĞIM”
Hepçilingirler, "Bir öğretmen ve yazar olarak Türkçe’nin yozlaşması ve kirlenmesine en çok karşı gelmesi gereken ve bunun önlenmesi adına çaba göstermeliyim diye düşündüm. Yirmi yıldır da mücadele veriyorum. Ömrüm izin verdikçe de Doğru Türkçe için yazmaya devam edeceğim.” şeklinde konuştu.
"OSMANLICA DİYE BİR DİL YOK”
Osmanlıca’nın zorunlu olarak okutulmasının da sorulması üzerine yazar şu açıklamada bulundu: "Osmanlıca sizin derdiniz olacak. "İster istemez öğreneceksiniz” deniyor. Bir kere Osmanlıca eski yazıdır. Ne işinize yarayacak? Mezar taşlarını okuyup ne yapacaksınız? Osmanlıca diye bir dil yok. Dil olabilmesi için hem yazılabilmeli, hem konuşulabilmeli. Yalnızca yazılarının olması dil olabilmesi için yeterli değil. İyi düşünüp iyi kararlar vermeniz lazım. Ne sizin ne de bu ülkenin kaybedecek zamanı yok.”
"TÜRK DİL KURUMU, SİYASETE KURBAN EDİLİYOR”
Türk Dil Kurumu hakkında son günlerde çıkan haberler ile ilgili soruyu Hepçilingirler şöyle cevaplandırdı: "Türk Dil Kurumu’nun Türkçe’ye yön vermesi gerekirken, siyasete kurban ediliyor. Sözlükteki anlam kaldırma veya çıkarma gibi bir yetkisi yok.”
Söyleşi sonunda yazar, liselilerden Doğru Türkçe için mücadele vermelerini rica etti. Onlar da bu ricasını alkışlayarak üzerlerine düşeni yapmak üzere söz verdiler.
Yazar Feyza Hepçilingirler’e çiçek ve plaketle teşekkür edildi. Söyleşi sonunda kitaplar imzalandı.
Renginar M.SALİ