Hüseyin Şahin

Çocuğun akademik başarısında ailenin rolü ve önemi

Değerli anne ve babalar, kıymetli veliler,

Gerek okullarımızın  rehberlik servisi,  gerekse biz öğretmenlerin  okullarda düzenlediği genel veli toplantıları  ve özel veli görüşmelerinde hatta okul aile birliği toplantılarında  ana gündem  genellikle öğrencinin okul başarısı ve  okulda sergilediği tutum ve davranışları ile ilgili konular olmaktadır.

AİLE YAPISI ÇOCUĞUN BAŞARISINDA ÇOK ÖNEMLİ BİR ETKEN

Biz eğitimciler olarak, öğrencilerimizin akademik başarılarının yeterli düzeye ulaşmasında, öğrencinin sorumluluklarını ve görevlerini yerine getirmesinin  yanı sıra  velilerimizin de en az çocukları kadar  hatta çocuklarından da fazla görev ve sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiği kanaatindeyiz. Yani öğrenci başarısı için veli desteği kesinlikle şerttır.

Öğrenci profillerini incelediğimizde “ iyi ve başarılı” dediğimiz öğrencilerin aile yapılarının, aile eğitiminin ve ailenin eğitime verdiği önemin akademik başarıda olumlu etkilerini görebiliyoruz.

DİKKATE ALINMASI GEREKEN BİR ARAŞTIRMA                                                                                               

Sizlere bu konu ile ilgili olarak yapılmış bilimsel bir araştırmadan da söz etmek istiyorum.* Araştırma 2007- 2008 öğretim yılında, Samsun ilimizde,  Ahmet Sarı Lisesi'nde eğitim öğretim gören 284 öğrenci üzerinde yapılmıştır. Araştırmanın amacı, öğrencilerin akademik başarıları üzerinde ailelerin oynadığı rolü belirlemektir.

Araştırmada ailevi sorunları olan öğrenciler ile önemli bir ailevi sorunu olmayan ve ailesinden destek gören öğrencilerin akademik başarıları karşılaştırılmıştır.

Ailevi bir sorunu olduğu belirlenen 140 öğrenci ile ailesiyle herhangi bir sorunu olmadığını, aksine ailesinin kendisine karşı iyi davrandığını ve bundan memnun olduğunu bildiren 144 öğrenci olmak üzere toplam 284 öğrenci örneklem olarak alınmıştır.

VE ARAŞTIRMANIN ÇARPICI SONUÇLARI...

Araştırma sonucunda ailenin, çocuğun okul başarısını etkilediği; ailevi sorunları olan öğrencilerin okul başarılarının, ailevi bir sorunu olmayan ve ailesinden destek gören öğrencilerin okul başarılarından daha düşük olduğu kesin olarak ortaya konulmuştur.

Çocuğun davranışlarını ve okul başarısını etkileyen nedenler arasında en önemlisi aile faktörüdür. Çünkü aile ortamı ve ilişkileri çocuğun sadece okul başarısında değil tüm gelişim evrelerinde etkilidir.

Anne-babanın eğitim durumu,

Sosyo-ekonomik durumu,

Aile içi ilişkiler, boşanma, aile üyelerinden birinin ölümü,

Anne-babanın çocuğa karşı tutumları,

Anne-babanın okula karşı tutumları ve çocuktan okul başarısı beklentileri,

Çocuğun ders çalışma ortamı gibi hususlar çocuğun okul başarısını etkilemektedir.

 Prof. Dr. İlkay Kasatura (1991)'nın yaptığı araştırmada, başarılı öğrenciler başarılarını en başta kendi çalışmalarına borçlu olduklarını söylerken, yardımcı etkenler olarak da önemine göre aile, okul ve sosyal faktörleri belirtmişlerdir.

Başarısız öğrencilerin büyük çoğunluğu ise, başarısızlık nedenleri olarak ilk sırada aileyi göstermişlerdir.. Bunun en büyük gerekçesi olarak da anne-babanın sinirli mizaçları nedeniyle evde huzurlu ortamın olmamasını göstermişlerdir.

Başarısızlık nedenleri üzerine yapılan bir başka araştırmada da öğrencilerin %42 gibi büyük bir çoğunluğu başarısızlıklarını aileden kaynaklanan nedenlere bağlamışlardır.

Bu sebeple öğrencimizin okul yaşamında mutlu, başarılı ve iyi davranışlar göstermesi için veli olarak üzerimize düşen sorumlulukları bilmemiz ve yerine getirmemiz gerekmektedir.

* Kaynak :

Yrd. Doç. Dr. Hasan DAM – Samsun  Ondokuz Mayıs Üniversitesi  İlahiyat Fakültesi)

ÖNCE KENDİNİZE HESAP SORUN!

Sevgili anne ve babalar,

Akademik başarısını yeterli bulmadığınız çocuğunuza kızmadan, azarlamadan, hesap sormadan önce kendinize “Çocuğumun okul başarısı için neler yapmalı, nelere özen göstermeliyim? Bu konuda bu güne kadar neleri yaptım, daha neler yapabilirdim ve bundan sonra ne yapabilirim?” sorularını sormanız gerekir.

                                                                                     

ÇOCUKLARIMIZIN AKADEMİK BAŞARISINA KATKI SAĞLAMAK İÇİN..

Çocuklarınızın akademik başarısına katkı sağlamak için dikkat etmemiz gereken önemli bazı hususlar vardır. Önce bu hususları aktarmak isterim:

  • Öncelikle çocuklarımızın eğitim- öğretim sürecinin her aşamasında ve sürekli olarak okulu ve öğretmenleri ile sıkı bir işbirliği kurmalısınız.
  • Okulu ve öğretmenlerini, okul arkadaşlarını sevdirmeye çalışmalı, okul, öğretmenler ve arkadaşları hakkında olumsuz ifadeler kullanmamalısınız.
  • Okul yaşantıları ile ilgilenmeli, anlattıklarını dinlemelisiniz.
  • Okuldaki derslerinde ve ev ödevlerini yapmada ihtiyaç duyacağı her türlü araç ve gereçleri temin etmesine yardımcı olmalısıız. Evinizde çocuğunuzun eğitim düzeyine, yaşına ve kişiliğine uygun  kitapların bulunduğu bir kitaplık oluşturmasına rehberlik etmeli ve gerekli desteği sağlamalısınız.
  • Eğitim ve öğretim hayatı boyunca yararlanmaları gereken bilişim teknolojilerine ulaşmasını ve bu teknolojiyi kullanmayı öğrenmelerini sağlamalısınız. Ancak kesinlikle çocuğunuzun teknoloji bağımlısı olmasının önüne geçecek tedbirleri de almalısınız.

 

ÇOCUKLAR BİRER DERS ÇALIŞMA MAKİNESİNE DÖNÜŞMEMELİ

  • Çocuklarınınızın okul ve ev çalışmalarını yaptığı zamanlar dışında mutlaka sosyal, sportif, kültürel, sanatsal vb. alanlarda etkinliklerden uygun olan en az bir tanesine katılmasını sağlamalısınız. Çocuğunuzun bir ders çalışma ve bilgi ezberleme makinesine dönüşmesine de izin vermemelisiniz. Sosyalleşmesinin yolunu da açmalısınız.
  • Okul içindeki ve dışındaki arkadaşlarını ve ailelerini yakından tanımalısınız.
  • Çeşitli sorunları için sınıf öğretmenine ve rehber öğretmenine başvurmalısınız.
  • Yine de sorununu çözemiyorsanız okul yönetimine başvurarak okul dışı sağlık, eğitim, rehberlik ve danışmanlık hizmetleri veren kurumlara yönlendirilmesini istemelisiniz.
  • Bu konuda çocuğunuzun öğretmenleri, okulun rehberlik servisi ve okul yönetimi mutlaka sizlere yardımcı olacak ve yol gösterecektir. İlgili kurumlarla irtibata geçmenize yardımcı olacaklardır.
  • Çocuklarınızı sürekli eleştirmek, azarlamak, bağırıp çağırmak öğüt vermek yerine onlara örnek olacak, yol gösterecek davranışlar göstermelisiniz. Unutmayınız ki çocuklar duyduklarını değil, gördüklerini
  • Aile ve evle ilgili, özellikle de çocuklarınızı ilgilendiren konularda kararlar alırken  çocuklarınızın düşünce ve önerilerini alıp fikirlerini ifade etmelerine fırsat tanıyınız.                                                                                                                            
  • Çocuklarınızı yemek yemeden, kahvaltı yapmadan okula göndermeyiniz.
  • Okula devam durumu ile yakından ilgileniniz.
  • Evde ders çalışıp çalışmadıklarını kontrol ediniz. Ancak sürekli şekilde “ders çalış” ikazı çocuğunuzda olumsuz etki yapabilir.
  • Ders çalışmaları için zevk alabilecekleri uygun ortam hazırlayınız.
  • Öğretmenleri ve okulun rehberlik servisi ile işbirliği yaparak çocuğunuza nasıl ders çalışacağını ve neden çalışması gerektiğini anlatınız.
  • Öğrenmeye çalıştığı konular hakkında yeterli bilgiye sahip olmasanız da onun yeterince ve doğru yöntemleri izleyerek çalışıp çalışmadığını takip
  • Çalışan anne-babaların, işlerini bahane ederek çocuğununun dersleri ilgilenmemesi sıkça karşılaşılan durumlardandır. Ne iş yaparsanız yapın, veliçocuğunuza yeterli zaman ayırmanız ve akademik başarısı için derslerine ve ödevlerini yapmasına yardımcı olmanız ve düzenli bir şekilde kontrol görevini üstlenmeniz gerekir.
  • Çocuklarınızın ödevlerini siz yapmayınız, ihtiyaç duydukları noktalarda rehber olunuz.

“KİŞİLİK” DEĞİL “DAVRANIŞLAR” ELEŞTİRİLMELİ

Çocuklarınızın okul ve sınav başarılarına yönelik değerlendirmelerde bulunurken, çocuğun kişiliğine değil davranışına yönelik eleştirilerde bulunmalı ve eleştirirken yapıcı, yönlendirici olmalısınız.

“Bu sonuca hiç şaşırmadım! Ne zaman iyi not aldın ki zaten? Ne zaman adam olacaksın sen?” şeklinde bir eleştiri yerine,“ Çalışmadığın için zayıf not aldın. Sence başarısızlığının nedeni nedir? Biraz gayret ettiğinde başarabileceğine eminim. Benim yardım edebileceğim bir şey var mı? diye sormak hem öğrencinin savunmaya ve saldırıya geçmesini engelleyecek hem de çözüm için düşünmesini sağlayacaktır.

                                                                                                                                

İYİ NİYETLE VEYA  FARKINDA OLMADAN YAPTIĞIMIZ YANLIŞLAR

  • Çocuklarımızı sürekli başka çocuklarla kıyaslamak,
  • Başarıları ile ilgili yüksek beklentiler içerisinde omak,
  • Çocuklara karşı mükemmeliyetçi yaklaşımlar içerisinde bulunmak,
  • Çocuğu suçlu hissettirmek,
  • Çocuğun davranışlarını değil kişiliğini eleştirmek,
  • Aşırı kısıtlama ve yasaklamalar getirmek,
  • Ebeveynlerin, çocuklarının başarısızlık yaşayacağı kaygısı taşıması ve bunu çocuklarına hissettirmesi, (Anne ve babaların aşırı kaygılı tutumu çocuğu olumsuz etkiler. Kaygı bulaşıcıdır.)
  • Başarılı olması için ve ya olamaması durumunda çocukları tehdit edici tutum sergilemek,
  • Aile içinde çocukların yanında olumsuz tartışmalara girişmek,
  • Aile içi tutarsızlıklar (Anne ve babanın ya da evdeki diğer büyüklerin çocuklara farklı davranması)
  • Çocuğu başkalarının yanında küçük düşürmek, eleştirmek,
  • Kardeşler arasında ayrım yapmak,
  • Çocuğun beslenmesine, uykusuna dikkat etmemek,
  • Çocuklara yeterli zaman ayırmamak,
  • Çocukların sağlık sorunlarını görmezden gelmek.

Aileler bu olumsuz tutumlarını  fark eder ve  kendilerini olumlu yönde geliştirip değiştirirlerse çocuklarının başarılı olma olasılığını da artırmış olurlar.

Çocuklarımıza başarısızlıkları nedeniyle gösterdiğimiz kırıcı, suçlayıcı, hesap sorucu, başkaları ile kıyaslayıcı tavırlar onları çalışmaya teşvik etmeyecek tam tersine çalışma azim ve isteklerine köstek olacaktır. Gösterdiğimiz aşırı ve sert etkiye karşı çocuğumuz olumsuz karşı tepki gösterme yoluna gidebilecektir.

EBEVEYNLERE ÖNERİLER

  • Çocuklarınızın kendilerine hedefler belirleyebilmesine yardımcı olunuz.

Hedeflerini belirlemesine yardımcı olduğunuz çocuğunuz, “Nasıl ders çalışmalıyım?” sorusundan önce “Niçin ders çalışmalıyım?” sorusuna yanıt vermelidir.

Çocuğunuzun “niçin ders çalışması gerektiği” sorusunun cevabını bulmasına yardımcı olmak en önemli adımlardan biridir. Hedefsiz bir çalışmanın başarıya ulaşma şansı yoktur.

  • Çocuklarınızı özenle, can kulağınızla ve söylediklerini önemseyerek, önemsediğinizi de hissettirerek dinleyiniz.
  • Kendilerini anladığınızı en azından anlamaya gayret ettiğinizi onlara hissettiriniz.
  • Evde çocuğunuz ve aileniz için huzurlu bir ortam oluşturunuz.
  • Çocuğunuzla yeterli ve kaliteli zaman geçiriniz.
  • Çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin, koşulsuz sevgi gösterin, empati kurunuz.
  • Öz güven geliştirmesine yardımcı olunuz.
  • Kendi başına yapabileceği iş ve görevlerde özgür bırakınız ve uzaktan izleyiniz. Zorlandığı yerde yardım talebini dikkate alıp yardım ediniz.
  • Haklarını öğretiniz, haklarına duygularına ve kişiliğine saygı gösteriniz.,
  • Olumsuz davranışlarının farkına varmasını sağlayınız, hatalarını uygun bir dille ve yöntemle anlatınız ancak suçlamayınız, kırmayınız ve yargılamayınız.
  • Çocuğunuzun olumlu yönlerini pekiştiriniz, güzel ve doğru şeyler yaptığında, bir şeyleri başardığında onu  açıkça taktir ediniz. Abartıya kaçmadan övünüz. Onay görmek ve övgü çocukların performansını artırıcı önemli bir faktördür.
  • Çocuğunuza karşı duygusal ve fiziksel şiddet kesinlikle kullanmayınız.
  • Her nereden ve kimden gelirse gelsin, her türlü şiddete, ihmal ve istismara karşı çocuklarınızı koruyunuz ve kendilerini korumayı da mutlaka öğretiniz.
  • Sizinle her türlü duygu ve yaşantılarını paylaşabilecek düzeyde, size güven duymalarını sağlayınız. Unutmayınız ki aile çocuklarımız için, en çok güvendikleri en  sağlam kale, en güvenilir limandır. Çocuğun başarısında aile bireyleri ile karşılıklı güven duygusu önemlidir.

 

BARDAĞIN DOLU TARAFINI GÖRMEK

 Çocuğunuzu takdir ediniz. Çocuğunuzun, sürekli olumsuz yanlarını, yapamadıklarını vurgulamak yerine, olumlu yanlarını görmek onun kendisine olumlu bakmasını kolaylaştırır.

Yapamadıkları ile değil yapabildikleri ile daha çok ilgileniniz. Yani bardağın boş tarafına takılmak yerine dolu tarafını görünüz. 

Sık sık eleştirmek yerine, geçmişteki başarılarını onaylayınız.

Olumlu yanlarını ve çabalarını abarmadan uygun ifadeler kullanarak övünüz. Bu tutumunuz çocuklarınıza kendisine güven verecek ve kendisiyle barışık olmasını da sağlayacaktır.

                                              

“ÇOCUK YAŞADIĞINI ÖĞRENİR!”

Amerikalı yazar ve aile danışmanı Dorothy Law Nolte'ın yazdığı ve daha sonra “Children Learn What They Live” (Çocuk Yaşadığını Öğrenir) adında bir kitaba dönüştürdüğü aşağıdaki şiirini her anne babanın, anne baba olmaya karar veren her bireyin ve eğitimcilerin mutlaka satır satır okuması ve ezberlemesi gerekir diye düşünüyorum. İşte Nolte''ın o ünlü ve güzel şiiri:   

Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse,

Kınama ve ayıplamayı öğrenir.

Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse,

Kavga etmeyi öğrenir.

Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa,

Sıkılıp utanmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk sürekli utanç duygusu ile eğitilmişse,

Kendini suçlamayı öğrenir.

Eğer bir çocuk hoşgörü ile yetiştirilmişse,

Sabırlı olmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk desteklenip yüreklendirilmişse,

Kendine güven duymayı öğrenir.

Eğer bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse,

Takdir etmeyi öğrenir.

Eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse

Adil olmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk güven ortamı içinde yetişmişse,

İnançlı olmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse,

Kendini sevmeyi öğrenir.

Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse,

Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir.

“Kalemine ve yüreğine sağlık Nolte” derken, biz eğitimcilerin, ebeveynlerin, anne ve baba adaylarının, kısacası çocuğun eğitiminden sorumlu herkesin,  Sokrates'in ünlü ifadesi “Bir şey biliyorum, o da hiçbir şey bilmediğimdir." sözünün anlamından hareketle, çocuklarımızın eğitimi konusunda sürekli arayış içinde olması, okuması, öğrenmesi ve bilinçlenmesi gerekir ki çocuklarımızı bugüne ve yarınlara başarıyla hazırlayabilelim.

                                                            

KÜÇÜK BAŞLANGIÇLAR BÜYÜK SONUÇLAR DOĞURUR

“Bütün büyük işler, küçük başlangıçlarla olur.” diyen Romalı devlet adamı ve düşünce insanı Marcus Tullius Cicero (M.Ö. 106- M.Ö. 43) çocuğumuzun başarısı için bize ne yapmamız gerektiği konusunda çok güzel bir ip ucu vermiyor mu?

            Çocuklarımızın başarılı olabilmesi için, öncelikle onlara imkanlar hazırlayarak başarabilmelerine fırsat tanımalı, öz güven kazandırmalı, yüreklendirmeli, cesaretlendirmeliyiz. Bizim için değersiz gibi görünse bile çocuklarımız için çok büyük önem taşıyan küçük başlangıçlar yapmasına olanak sağlamalıyız.Küçük başlangıçlar büyük sonuçlara götürebilir çocuklarımızı. Çocuk, en iyi “iş yaparak” terbiye olur, başardıkça güveni artar, güveni arttıkça başarısı da artar.

    

“Büyük başarılar, değerli anaların yetiştirdikleri seçkin çocukların yardımıyla

meydana gelir.”

 

“Vatanı korumak, çocukları korumakla başlar!”

 

“Türk milletinin geleceği, bugünkü çocukların doğru görüşü ve yorulmak bilmeyen çalışma azmiyle büyük ve parlak olacaktır” (M. Kemal ATATÜRK)

Çocuklarımızı korumayı, vatanı korumakla eşdeğer gören büyük önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK, her fırsatta çocuklarımıza ve gençlerimize olan sevgisini ve güvenini, her şeyi başaracaklarına olan inancını dile getirmiş ve bu bereketli topraklara bilimin, fenin, aklın ,çağdaşlığın ve çalışkanlığın tohumlarını  serpiştirmiştir. Bu tohumlar geçmişte olduğu gibi gelecekte de her zaman filizlenmeye, yeşermeye ve boy vererek başarıya dönüşmeye devam edecektir.

BAŞARI “BAŞARACAĞIM” DİYENİNDİR!

Bizler de çocuklarımızın her işin üstesinden geleceğine inanarak ve çocuklarımızı bu yönde geleceğe hazırlayarak  çocuklarımıza ve dolayısıyla ülkemize karşı görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Çocuklarımızı, “Başarı, başaracağım diyenindir!”  şiarıyla çalışan,başardıkları değerli işlerle övünebileceğimiz,  ülkesine ve tüm insanlığa faydalı bireyler ve yurttaşlar olarak yetiştirmek hem biz eğitimcilerin, hem siz anne ve babaların, hem de tüm toplumun  ortak görevidir.

“Z”  KUŞAĞI DEĞİL “AKIL VE BİLİM” KUŞAĞI

Son dönemlerde kimileri “Z kuşağı, teknoloji kuşağı, elektronik kuşağı, internet kuşağı” vb. uyduruk kaydırık isimlendirmeler yapsa da ben çocuklarımızın “akıl ve bilim” kuşağı olacaklarına,geçmişte ve bugün olduğu gibi gelecekte de başarılı işlere imza atacaklarına inancımı asla yitirmeyeceğim. Bu konuda çocuklarımıza, değerli anne babalara, eğitimcilerimize, aydınlarımıza, devletimize güvenim tamdır.

Değerli anne ve babalar,

Son söz olarak, kendi ülkemin tüm çocuklarına ve dünya çocuklarına barış, huzur, sevgi, mutluluk içinde bir yaşam, emek harcadıkları her işlerinde başarılar diliyorum.      

Çocuklarımızın yetişmesi ve hayata hazırlanmasında emek harcayan, ebediyete intikal etmiş olanlar da dahil tüm eğitimcilerimize, anne ve babalara şükran duygularımı iletiyorum.

Öncelikle ailem ve öğretmenlerim olmak üzere, benim hayatıma dokunan, eğitim ve öğretimime, başarabildiğim ve başaramadığım işlere katkı sağlayan, emek veren, kafa yoran herkese minnet duygularımı iletiyorum.

Sevgiyle, sağlıkla, mutlulukla, başarıyla kalınız.                             

 

YORUM YAP