
Eğitim İş Silivri Temsilciliği ve Türk Eğitim-Sen Silivri Temsilciliği üyeleri, dün Hasan Özvarnalı İlkokulu’nun önünde bir araya gelerek ortak bir basın açıklamasında bulundu. Eğitimciler, son günlerde kendileri ve meslekleri ile ilgili hakaretlere daha fazla dayanamayarak, ortak basın açıklamasında bulundu.
"ÖĞRETMENLERİN MESLEĞİNİ HAFİFE ALANLARI UYARIYORUZ”
Basın açıklaması aynen şu şekilde: "Burada toplanmamızın nedeni toplumu şekillendiren öğretmenliğin uzmanlık gerektiren bir meslek olduğunu ve çocuklarımıza bilgi ve davranış kazandırarak topluma yararlı bir insan olmaları için emek harcayan öğretmenlik mesleğini hafife alan ve öğretmenlik mesleğini anlamayanları uyarmak içindir.
"ÖĞRETMENİMİZİN KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI VAR”
Değerli arkadaşlar geçtiğimiz günlerde Hasan Özvarnalı İlkokulu’nda supersilivri internet sitesinde bir öğretmenimize yönelik, gerçeklere dayanmayan bir haber yayınlanmıştır. Öğretmenimizin açık isminin geçtiği haberde, iddialar gerçekmiş gibi yansıtılarak, meslek onuru ayaklar altına alınmış, kişilik haklarına saldırıda bulunulmuştur. Olaya dayanak olan iddia sınıfın diğer velileri ve öğrencileri tarafından yalanlanmış, hatta yazdıkları dilekçelerle bu olayı resmileştirmişlerdir. Bu tepkiler üzerine, ilgili yazıyı yazan Cem Güner adlı kişi öğretmenleri hedef alan, hakaret içerikli bir yazı daha yayınlamıştır.
"GÜNER, ŞANTAŞLARLA TANINAN, DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI GÖSTEREN BİR KİŞİ”
Cem Güner, Silivri’deki tüm eğitimcilere öfkesini kusmuş ve öğretmenlere ‘müsvedde’ tabiri kullanarak ‘eğitim mafyası’ yakıştırmasında bulunmuştur. 11 Aralık 2004 yılında Hürriyet Gazetesi’nin sür manşetten verdiği haberle deşifre olan Cem Güner adlı internet gazetecisi daha önce Belediye Başkanından birçok siyasi parti temsilcisine yaptığı şantajlarla tanınan ve davranış bozuklukları gösteren bir kişidir.
Bu ve buna benzer olayları iyice araştırmadan taraflı ve kasıtlı haber yapan, tüm eğitim çalışanları olarak biz öğretmenlere hakaret eden Cem Güner’i kınıyor ve protesto ediyoruz.
Bizim hareketimiz yanlış bir eylem yapan bir meslektaşımızı değil, haksızca suçlanan ve karalanmaya çalışılan bir meslektaşımıza sahip çıkmaktır.
"ÖĞRETMEN, ÇEVRESİNE IŞIK VEREN VE ZAMANLA ERİYEN BİR MUM GİBİDİR”
Öğretmenlik mesleğinin önemini bilmeyen ve hafife alanlara birazcık mesleğimizin zorluklarını ve kutsallığını anlatalım, isterseniz. Öğretmenler, tarih boyunca topluma örnek olmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumu kurtaran, refaha kavuşturan, aydınlığa çıkaran bireyler yetiştirmişlerdir. Atatürk’ün işaret ettiği gibi "Eğiticiden, öğretmenden, yoksun bir millet henüz millet namını almak yeteneğine kavuşmamıştır” Öğretmene değer vermeyen, ona itibar etmeyen, öğretmenin önemini kavrayamayan bir toplum ve bir millet geleceğini onarılması zor ve imkansız sıkıntılara sokmakta ve hüsrana uğratmaktadır.
Öğretmenliğin en büyük tutkusu çocuk sevgisidir. Öğretmenlerin en büyük mutluluğu ise öğrencilerini hayata atılmış ülkesine yararlı bir meslek sahibi olduklarını görmektir. Çocuğun okulda yaşadığı her türlü sorunun çözümünde hep yanında öğretmen vardır. Öğretmen her zaman fedakârdır. Öğretmen çevresine ışık veren ve zamanla eriyen bir mum gibidir. Okul -öğretmen-öğrenci üçgeninde bilgi ve davranış kazanılan okul ortamında çocuk okumayı yazmayı, sevgiyi saygıyı ve sosyalleşmeyi öğrenir.
Lütfen, Fatih Sultan Mehmet'i hatırlıyorsanız, Akşemsettin'i de hatırlayınız. Ve Fatih'in öğretmenine gösterdiği hürmeti de hatırlayınız. Çünkü öğretmen kendisine emanet edilen çocukları ve gençleri her türlü fedakarlıklara katlanarak aklın ve bilimin ışığında yetiştirmeye ve hayata hazırlamaya, onları ahlaklı, karakterli, kişilikli, vatanını ve milletini seven, hür ve bilimsel düşünme gücüne sahip birer fert olarak topluma kazandırmaya çalışmakta ve gayret göstermektedir. Hz. Ali, "Bana bir harf öğretenin, kırk yıl kölesi olurum.” demiştir. Öğretmenler, kimi zaman dadı, kimi zaman anne- baba, kimi zaman rehber olarak, çocuklarını hazırlamaya çalışıyor.
"MESLEKTAŞLARLIMIZA YAPILAN HAKSIZLIKLARA KARŞI SUSMAYACAĞIZ”
Son zamanlarda, öğretmenlere yönelik geliştirilen şiddet, öğretmenlik mesleğini küçük gösteren medya kampanyaları ve öğretmenin içinde yaşadığı sosyal, ekonomik ve kültürel zorluklar bu sürecin bir parçasıdır. Silivri'de yaşanan da, tam olarak budur. Bir öğretmene iftira edip, onun tüm kişilik haklarını ihlal edenler, bu oyunun bir parçası olmaktan öteye gidememişlerdir. Ama biz yılmayacağız. Her alanda, eğitim sisteminin bir parçası olarak, çocukların koruyucusu olarak, toplumda yol gösterici olarak ve hatta gelecek nesillerin mimarları olarak mücadelemize devam ettiğimiz gibi, mesleğimizin onuru için de mücadele edeceğiz. Meslektaşlarımıza yapılan haksızlıklara karşı susmayacağız. Mesleğimiz onurumuz olacaktır.”
Eğitim İş Silivri Temsilciliği Başkanı Sanlı Taşkın, sendika olarak tazminat davası açacaklarını ve bireysel olarak söz konusu kişi hakkında şikayette bulunacaklarını açıkladı. Sendikaların ortak basın açıklamasına Hasan Özvarnalı İlkokulu velileri de destek oldu.
Renginar SALİ