Biri koşuyor, diğeri bakıyor!

Cumhur İttifakı'nın (AK Parti-MHP) MHP'li Silivri Başkan Adayı Volkan Yılmaz, dur durak bilmeksizin çalışıyor, ittifakın tarafları karşılıklı ziyaretler ile aralarındaki kaynaşmayı pekiştiriyor.
Millet İttifakı tarafları (CHP-İYİ Parti) ise hala anlaşmaya çalışıyor. CHP en önemli illeri (İstanbul ve İzmir'de) bitip tükenmek bilmeyen aday belirleme çabasına devam ediyor. Hadi İzmir'i çantada keklik görüyorsunuz da İstanbul ile ilgili bu rahatlığın sebebi ne?!
Millet İttifakının İstanbul Adayı Ekrem İmamoğlu'nu bu önemli süreçte bu kadar yalnız bırakmasına bir mana yüklemeye çalışıyorum ama faydalı bir tarafını bulamıyorum. Allah'tan adamcağız kendi başının çaresine bakacak ekip ve beceriye sahip görünüyor.
Cumhur İttifakı'nın MHP'li Silivri Başkan Adayı Volkan Yılmaz'ın bir haftalık performansına bakacak olursak gayet dinamik, azimli, zarif ve kararlı ilerliyor. CHP'nin aday açıklamasındaki gecikmesi Yılmaz'ı ortaksız, gündemin zirvesine oturttu. Bu taht bir süre daha, siyaset açısından uzun dahi sayılacak zaman için, Cumhur İttifakı'nın belediye başkanının elinde kalacak gibi görünüyor.
Cumhur İttifakı yol alırken, Millet İttifakı tarafından sinir harbi beklentilerin yükselmesi, sürenin uzamasından sebep tüm gerilimiyle sürüyor.

İTİFAK VAZİYETLERİ
AK Parti İlçe Başkanı Mutlu Bozoğlu'nun yerel seçimlerde sağlanan Cumhur İttifakı ve adayına yönelik tutumunu dikkatle gözlemliyorum da ustaca bu işi yoluna koymasına hayret ediyorum. Bilmeyerek olduğunu söylüyor ancak aday adayı sürecinde hiçbir isimle kendini alenen bağdaştırmamasının ne kadar doğru bir adım olduğu bugün ortaya çıkan tabloda tartışmaya yer bırakmıyor. “AK Parti'nin aday adaylarından birini destekleseydi ittifak adayı gelmezdi” diyenleri de duyuyorum ama bence o kesimin istediği etki, Bozoğlu'ndan bekledikleri yaklaşım gelse bile yine gerçekleşmezdi.
Sonuç itibariyle ‘şöyle olsaydı, böyle olurdu'ların zamanı değil, hiçbir faydası yok. Olanlar üzerinden yarını belirlemek üzere sahaya indiyse siyaset, hakkını teslim etmek gerek.
Bu süreç AK Parti açısından da MHP bakımından da çok şey anlatıyor. İşimize gelen yönlerini görüp, gelmeyenlere gözümüzü kapatmak, kulağımızı tıkamak, zihnimizde yer açmamak daha büyük kayıpların sebebi olur ancak.
Değiştiremeyeceğiniz şeyleri kabul edip, yeni koşullara göre saffınızı belirleme vakitlerini dizlerinizi dövmek ve keşkelerle geçirmeyi tercih ederseniz kayıp hanenize yeni ilavelere yol açarsınız ancak.
Şöyle bir gündemimize bakıyorum da yerinde en son olmak istediğim kişi Volkan Yılmaz galiba… Adaylığınızı avuçları patlayana, sesi tükenene kadar çığlık çığlığa destekleyen kesimin yanında halen şaşkınlıkla kötü bir şaka olarak algılayanlar da var. Yoğun gündem koşturmasının ardından herkes geç bir saatte de olsa evine istirahate çekilirken sizin aklınızda on binlerin beklentilerine karşılık verebilmek, size inanan, umut bağlayan insanların güvenini boşa çıkarmamak sorumluluğu…
Daha çok anlamaya çalışmak daha az yargılamak, daha az eleştiri daha çok anlayış bu aralar hepimize iyi gelecek sanıyorum…
Hayat veya siyasete neresinden bakarsanız bakın, neresinde durursanız durun başkan, meclis üyesi, muhtar adayı olan kimselerin her şeyden önce insan olduğunu daima hatırlayın : ) Gazeteciler için de aynısını düşünebilirsiniz : ))
Herkese keyifli haftalar...

YORUM YAP