Sevginar Sali

Bayram sonrası hayat...

Gezdik, tozduk (bayramlaştık diyemeyeceğim ama maneviyatını kalbimizde hissettik tabi) ve ‘kürkçü dükkânına' geri döndük. Gittiğim yerler çok güzel olsa bile tüm tatil dönüşlerimde evimi, Silivri'yi, işimi özleyerek kavuşmanın mutluluğunu iliklerime kadar hissederim; çok şükür.
“Seven göz kusur görmezmiş” biz de Silivri'yi öyle seviyoruz sanıyorum ve tabi ki aidiyet duygusunun inkar edilemeyecek etkisi; her birimiz burada anlam buluyoruz, kendimi en iyi ifade edebiliyoruz. Gittiğimiz yerde kalabalıklar içerisinden herhangi biriyken kendi alanımızda Ali, Ayşe, Sevginar olabiliyoruz…

***
Seçenler bayram ve tatilin tadını çıkartırken, seçilmişler siyasi mesailerine devam etti. Işıklar, CHP İlçe Başkanı, başkan yardımcıları, meclis üyeleri, ilçe yöneticileri, Kadın ve Gençlik Kollarıyla sahalardaydı. AK Parti İlçe Başkanı Rıfat Kutlu ve ekibine milletvekili Tülay Kaynarca eşlik etti…
Bayramlar seçilmişlerin, seçenlere daha rahat ve sakin ortamda, genelin gerginliğinden uzak, olumlu havada uluşabildiği, iletişim kurmak açısından uygun zamanlardır. Siyasetçilerin bu imkânı değerlendirmeleri hanelerine artılarıyla yazılacaktır kuşkusuz.

***
İlçemizde bayram süresince gündeme gelen bir konuya değinmek istiyorum. 14-15-16 Temmuz tarihleri arasında Silivri'nin bu yıl 55. sine evsahipliği yapacağı Yoğurt Festivalinin tanıtım renkleri HDP bayrağı benzerliği üzerinden eleştirildi. HDP kullandı diye ne sarıdan, ne kırmızı ne yeşil ne de mordan vazgeçecek değiliz. Bu renkleri onların tekeline bırakmak kadar belediyenin tanıtımlarda kullandığı tonları HDP logosuna yormak da bana çok zorlama ve gereksiz bir çaba gibi geldi. Renkli bir kişilik olmadığım için renklerle etkinliğe verilmek istenen çoğulculuğu sevmedim açıkçası. Silivri'nin renkleri sarı, mavi ve beyaz anlam ve görsel bütünlük açısından daha hoş olurdu kanımca. Ama renkler ve zevkler tartışılır… HDP sempatizanlığı veya destek üzerinden dile getirilen eleştirilerde bence şuna dikkat edilmeli; hiç istemeden gizli propagandaya alet olmak! Silivri'nin gelenekselleşmiş bir etkinliğinin arifesinde HDP veya terör sempatizanlığını tartışmak kendi değerlerimize gölge düşürmek her şeyden öteye…
Çok renklilik, uyum zorluğu da getiriyor beraberinde. Her şeyin fazlası olduğu gibi bu konuda da aşırılıklar zarar… Festival ağırlığı hoş, panayır karmaşasına gerek yok!
Bana kalsa öyle yapmayacak olsam da belediyemizde iktidarda olan anlayışın tercihine saygı duymak zorunda hissediyorum kendimi. Örneğin MHP ne zaman ki yerelde iktidar olur festival tanıtım bayraklarını komple kırmızı beyaz yapar : ) Ve kuşkusuz hepimiz alkışlarız! AK Parti iktidarında karşı karşıya kalabileceğimiz turuncu ve maviden biraz ürküyorum tabi… Biz en iyisi Silivri'nin sarı-mavi-beyazında anlaşalım ve bu konuyu her yıl kurcalamayalım; kurumsal renklerin ciddiyetinden zarar gelmez aksine yararı olur.
Ne sorunsuz bir Silivri yarattı Özcan Işıklar ve İBB işbirliği 7 senede Silivri'de festival bayraklarının renginden başka derdimiz yok! Hey maşallah…

***
Bir de Suriyelilere vatandaşlık mevzumuz var tabi… O insanların iyiliği veya kötülüğünden değil de böyle damdan düşer gibi vatandaşlık dağıtıldığı dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Bir uyum süreci, takip olmalı... Onlar zor koşullardan ve savaştan çıktı, sayıları da çok fazla… Avrupa ülkelerinde güvenlik görevlilerinin mültecilere kötü davranışını kınadık hep birlikte ama oradaki toplumsal huzuru görseniz nasıl kıskanırsınız. Türkiye tüm güzelliğine rağmen içine düştüğü kaos ile açık bir tımarhaneyi andırıyor ne yazık ki… Özel, iş ve devlet işleri hayatıyla da dahil olmak üzere…
Deliye sormuşlar: “İçerde kaç kişisiniz?”
Deli soruyu soruyla yanıtlamış: “Ya siz dışarda kaç kişisiniz?”
Nasıl, ahlâk, namus, topluma, yere, zamana göre değişiyorsa, delilik de öyledir.
Merhametinin kurbanı olan bir ülke yolunda freni patlamış bir kamyon edasıyla ilerliyoruz…
En acısı da durumumuz ve bizi bekleyen tehlikenin farkında olmayışımız…
İnşallah yanılırım ve benim gibi düşünen herkes haksız çıkar!
İyi haftalar...

YORUM YAP