Silivri Belediye Başkanı ve CHP Başkan Adayı Özcan Işıklar'ın meclis listesinde 3. dönem de yer alan Fevzi Arslan, siyaset ve meclis üyeliği sürecini Hürhaber'e değerlendirdi.
Fevzi Arslan, Özcan Işıklar'ın üçüncü dönem iddiasında yola devam etme kararı aldığı ekip arkadaşlarından biri olarak kesinleşti. Siyasete atılmak ve meclis üyesi olmak ile ilgili oldukça etkileyici ve enteresan bir hikayesi var Arslan'ın…
ARSLAN: YAŞADIĞIM ÜZÜCÜ OLAY BENİ SİYASETE İTTİ
2006 yılında oğlunun geçirdiği bir rahatsızlık ve olacak ameliyat nedeniyle acil kan bulma ihtiyacı sırasında çaresiz bir şekilde belediyeye başvuruyor ancak gece vakti ulaşabildiği yetkililer ona “Sabahı bekleyelim, şu an bir şey yapamayız” şeklinde, yaşadığı telaş içinde ilgisiz gelen bir karşılık veriyor.
“SARTEN, BELEDİYENİN YAPMADIĞINI YAPTI”
Çarşıda ne yapacağını bilmez bir halde koştururken bir arkadaşının Sarten'e başvurması önerisiyle aranan kan bulunuyor. Dönemin firma yetkilisi ihtiyaç duyulan kana uygun kişileri şirket aracılıyla İstanbul'daki hastaneye gönderiyor. Arslan, kendisine kan konusunda yardımcı olan işçilerin mesai kaybını şirkete önermeyi teklif ediyor ancak bu şirket sorumluları tarafından ‘Yusuf bey kızar' denilerek kabul edilmiyor. “En azından Yusuf Sarıbekir'e teşekkür etmek isterim” diyor Arslan ve konu değerlendiriliyor. Yusuf Bey, Aslan'ı kabul ediyor oğlunun sağlığını soruyor, geçmiş olsun dileklerini iletiyor, “Bir konu söylemişsiniz hiç gerek yok. Sizin evladınız Silivri'nin evladı, Silivri'nin evladı bizim evladımızdır” diyor.
“SİZ İLLA ‘OLACAĞIM DEMEMELİSİNİZ' KARŞI TARAF BUNU TAKDİR ETMELİ”
Aslan devamını şöyle anlattı, “Yusuf Sarıbekir ve o dönem çaresizliğime çare olan firma sorumlularına müteşekkirim. Bu olaydan sonra karar verdim. Yerel seçimlere iki yıl vardı. İş yerimi şu anki belediye karşısına taşıdım. Üst kata bir dolap yaptırdım. Eşim önce şaşırdı. ‘Ne işi var bu dolabın burada?' diye sordu, meclis üyesi olduğumda eve gidip gelmemin zor olacağını, iş yerinde buna uygun bir hazırlığımın olması gerektiğini söylediğimde, “Hayalperestsin, dediğini yaparsın da o kadar da değil” dedi. Ama ben aklıma koymuştum. Parti yönetimine girdim. Yılmaz Kandemir'in eşi oğlumun öğretmeniydi, Selami Değirmenci eski muhasebecim her ikisinden de meclis üyeliği konusunda teklif aldım. Kısmet Özcan Bey'le çalışmakmış. Biz birbirimizi konuşmadan da anlıyoruz. Aday olmadan önce bir kaç kez görüştük, “Hiç bana beni meclis listene yaz demiyorsun” dedi. Niye diyeyim ki?! Kişi illa olayım diye gitmemeli, karşı taraf bunu takdir etmeli. Ben üstlendiğim sorumlulukların hakkını yerine getirdim. İlla olacağım diye bir şey yok, hak ediyorsam olayım.”
“NEDEN SAĞDA DEĞİL DE SOLDAYIM?!”
Refah Partisi'nin Silivri kurucularından da olan sağcı bir aileden geldiğini, belirten Arslan aynı partinin gençlik kolları Başkanlığını da yaptığını paylaştı. “CHP'den meclis üyesi arkadaşlar hep Sağ'da yer almam gerektiği hususunda söylemlerde bulunurlar. Ben gördüğüm her yanlışı İlçe Başkanım, Belediye Başkanım ve Genel Başkanıma karşı açıkça, çekinmeden ifade edebiliyorum. Onlara ‘Siz bunu yapabilir misiniz?' diye sorduğumda çok rahat ‘Evet' yanıtını veremiyorlar. Ki zaman beni haklı çıkarttı onlar dile getiremedikleri tüm eleştirileri ile birlikte şimdi kendi partilerinde saf dışı kaldılar. Ben özgürlüğü tercih ederim, baskı altında yaşayamam, öyle bir durumda da kimseye faydalı olamam.”
“MECLİS ÜYELİĞİNDE ALDIĞIM MANEVİ HAZ BANA ÖMRÜMCE YETER”
Meclis üyeliğine devam etme kararında en etkili olan konuyu paylaşan Arslan, “İlk dönem belki o kadar değil ama ikincisinde insanlara yardımcı olabilmenin verdiği manevi haz, ömrümce bana yeter. Bunu başka bir şekilde yapamam onun için üçüncü dönemi de kabul ettim” dedi.
Haber Merkezi
