Cemil Kenar

Acının insana kattığı değeri bilirim (Sezen Aksu)

Güne erken başlayanlar farkındadır.

Şehirler her sabah yeniden kuruluyor.
Seyyar satıcılar, açılan tezgâhlar, kurulan masalar, hızlı giden arabalar, bir yere yetişmeye çalışan yayalar güne böyle başlıyor.
Akşam belli saatlerde toplanıp sabah tekrar kuruluyor.
Günler aylar, bazıları için yıllar böyle geçer. Dönüp baktığınızda hayat kısa…
Bazı oyunlar, bazılarının boyu, bazı yollar, bazı notlar kısadır…
Bazı hayatlar da kısadır ama şunu düşündürebilir. Tamam, bazı hayatlar kısa ama o kısa hayata neler sığdırılabilirdi?

Ekonomik şartların zorlaştırdığı hayata yetişmek için koştururken bastığımız yerleri toprak deyip geçiyoruz, tanımıyoruz.
Merak kelimesini unuttuk.
Hiçbir şeyi merak etmiyoruz!
“Biri araştırsın oluştursun biz hap olarak alıp yutalım” diye bekliyoruz. Yaşadığımız yerin anlaşılmasına katkınız olmalı.

Bakınız Yılmaz Kandemir, Silivri'nin 100-150 yıllık bilgi, belge, anılarını derleyip toplamış. Mübadele Müzesi'nin yerindeki hisseleri için zorluk çıkarmamış, mübadelenin 100. yılında artık bir müzemiz ve sergileyecek tarihsel objelerimiz var… İyi ki varsın Yılmaz abi…

Yaşadığı yerin anlaşılmasına katkı verenlerden biri de Volkan Demirel…
Dünyanın en büyük deprem felaketiyle karşı karşıyayız. Yaşananlar inanılır gibi değil. İlk saatlerde paylaştığı video ile toplumsal refleksin en hızlı şekilde gösterilmesinde katkısı büyüktür…

O Volkan ki futbolculuk hayatında pek sevilmiyordu. Bir milli maçta, daha ısınmada FB kalecisi olduğu için edilen küfürler yüzünden maçı terk etmişti. Kimine göre kötü kaleci kimine göre kötü antrenör olabilir ama O Volkan önce Soma'da hayatını kaybeden madencilerin ihtiyaçlarını borçlarını kapatan. Şimdi de Hatay'da her şeyini depremzedelerle paylaşan aslan yürekli bir memleket sevdalısı olarak karşımıza çıktı.

Ayrıca Ahbap'larımız var.
Felaket bölgesine ilk gidenler onlardı.
İdam sehpası hapşıran mahkûma “çok yaşa” demek gibiydi bize umutlarımız, insan hayatta ne olmak ister?
Kepçe kullanmak ister mi hiç?
Keşke kepçe olsam dedi Haluk Levent.
Tabii ki tüm imkânlarıyla Devlet sahada ama böyle felaketlerde her şey Devletten beklenmez…
Arama kurtarma, enkaz kaldırma, canlı bedenler, cansız bedenler, bekleyenlerin psikolojileri, zamanla yarışan ekiplerin psikolojileri, yakıt, enerji, iletişim, kampanyalar, yardımlar, koordinasyon, zaman ve sabır gerektiren zor şeyler tüm kurum, kuruluş, STK'lar, dernekler, aslan yürekli memleket sevdalıları, mümkün olan en az hasarla atlatabilmek için inanılmaz gayretle çalışırken bir de bazı fırsatçı, arsız, hırsız, yağmacılarla uğraşıyorlar…
Evet, tablo çok ağır, zaman dar ama biz dar zamanda çok işler başardık, yine yaparız.
Bu enkazdan çıkıp belimizi doğrulturuz.
Bir kez olsun çevir yüzün bak şu toprağa her gün bir çiçek açıp diyor merhaba. Bütün geceler varır sabaha umudun tükenip pes etmek olmaz…

YORUM YAP