Kariyeri değil ama bazı tavırları ve açıklamaları ile en çok eleştirilen teknik adamlardan biri Morinho, Fenerbahçe kariyerinde de saha içi başarılarından çok yaptığı açıklamalarla dikkat çekiyor…
Örneğin geçenlerde vefat eden Porto efsanesi Jorge Costa hakkında konuşurken, ‘Benim tarihim ve kariyerimde çok önemli biriydi. Kaptanlık bant takmak değil temsil ettiğiniz şeydir' dedi…
Altından çok derin manalar yatan, üstüne kitap yazılabilecek müthiş bir tespit değil mi?
İçinde temsil ettiğin şeyin aidiyet duygusu var.
Ruhu, kültürü var.
Disiplin, otorite, istikrar, sevgi, saygı var.
Yakın tarihe kadar bizim de böyle efsaneleşmiş sembol kaptanlarımız vardı.
Ama artık yok!!!
Sahip olduğumuz değerleri o kadar hızlı tüketiyoruz ki en ufak başarısızlıkta ilk protesto ediln ya eski oyuncular ya da takım kaptanları oluyor.
Oysa takım kaptanı en iyi oyuncu olmayabilir ama en iyi temsil edendir.
Bazen bir söz, bir bakış, bir duruş çok şey ifade eder.
Günümüzde kaptanlık şöhret ve sözleşme bedeline endeksli olduğu için her takımda her hafta farklı bir takım kaptanıyla karşılaşıyoruz…
Armaya, formaya, döviz kuruyla bağlı oldukları için artık jübile yapılmıyor, sosyal medya üzerinden veda ediliyor ya da gönderiliyorlar…
Gerek ulusal, gerekse de uluslararası idol sembol, efsane kaptanlar çoktur, onların ne dediğine ne yaptığına bakmakta fayda var.
Konuyu yerele getirecek olursak mesela Hayrettin Atasoy, Özgür Kurt, Yunus Yaşar da Silivri için efsane kaptanlardır.
Etkileri, katkıları, fedakarlıkları unutulamaz…
2006 yılında Juventus küme düşürüldüğünde tüm oyuncular gitmiş Netvet takımda kalmıştı…
Gazeteciler sorduğunda Nedvet, ‘Takım küme düştüğünde oyuncular gider adamlar kalır' demişti…
Özgür ve Yunus işte o adamlardandır…
Düştüğü yerden yeniden ayağa kaldırdıkları takımdan hak ettikleri şekilde uğurlandılar mı?
Dolayısıyla yönetimlerin, çalıştıranların, taraftar gruplarının da temsil ettikleri şeyin tarihini, kültürünü bilerek hareket etmeleri gerekmez mi?
Mantara bile kültür veren Tanrı, bazılarına vermemişse vardır bir bildiği!...
