Ahmet Yücegök

Siyasi dedikodular…


Siyasi Partilerin ilçe örgütleri yerel seçimler ve öncesinde düzenledikleri basın toplantılarını ve İlçe Örgüt Toplantılarını, seçimlerden sonra yapmadılar…

Ya da, yaptılarsa bile ben duymadım…

Bu demektir ki, seçim bittikten sonra Silivri’de, kayda değer siyasi bir olay yaşanmadı…

Oysa… Siyasetin Malzemesi insan… Yaşam devam ediyor…

Ve… Her şey değişiyor…

O nedenle… Partilerin ilçe örgütlerinden dışarıya sızan haberlere bakınca cılız da olsa içerde "homurtuların olduğunu” duyuyoruz. Bunun sonucu olarak gruplaşmaların da olduğu biliniyor…

Bu, Parti ilçe örgütlerinin seçim gibi büyük bir eylemi üyelerle paylaşmamalarından kaynaklanıyor...

Her partinin seçim sonrası yapması gereken bu büyük eylemi üyeleri ile paylaşmak, üyelerin eleştiri ve özeleştirilerini almak. Bunun mekanizmaları her partide mevcut, o mekanizmaları çalıştırmak. Bu bir anlamda örgütün gazını almak demektir…

Onun için de Parti içindeki mekanizmalarda, üyelerin rahatça kullanacağı, içini dökebileceği bir zemin oluşturulmalı…

Ve örgüt toplantıları sonrasında insanlar kendini rahatlamış hissetmeli, toplantı bittiğinde "oh be” demeli…

Üyeler, parti içinde veya parti dışında var olan sorunları tartışabilmeli paylaşabilmeli kendi arasında…

***

Ve bu toplantılarda…

Örgüt üyesi zaferi de paylaşmalı, bozgunu da…

En azından öyle hissetmeli…

Bunun önünü de İlçe yönetimleri açmalı…

Ha… Bu yapılmaz ise yani, örgütün gazı alınmaz ise, adını koyduğumuz toplantılar parça, parça veya guruplar halinde kuytu köşelerde, kahvelerde, lokantalarda, meyhanelerde yine yapılır…

Böylesi toplantılar da, sağlıksız değerlendirmelere açık toplantılardır. Ön yargılı toplantılardır…

Ve provokasyona açıktır…

***

Bu arada…

İlçe Başkanlıkları örgüt toplantısı yerine, sınırlı sayıda görevlilerle seçim gibi büyük bir eylemi paylaşmış olabilirler ama dediğim gibi…

Bu yetmez… Bu günlerde etrafta görünen manzara da o…

***

En azından Silivri’deki durumu biliyorum…

Belli görevliler dışında, her partiden insanlar seçim kampanyası üzerine her tarafta konuşuyorlar. Yargılıyorlar. Suçunu sabit görüp, cezasının ne olması gerektiğine karar veriliyorlar. Bir tek, ceza infaz edilmiyor…

Bu tür kararlar da, ilerde onulmaz yaralar açabilir…

***

Örnek…

"Bilmem ne partisinden, bilmem kim, bilmem ne partisinin, bilmem kimiyle, bilmem nerede ki et lokantasında birlikte yemek yerken görmüşler. Yan masada oturanlardan birisi bana söyledi. Hatta pazarlık bile yapmışlar.”

***

Örnek (2)

"Siz otobüs üstüne çıkıp ellerin havaya kalkmasına aldanmayın, öyle bir birlik seçim boyunca görülmedi. Siz şu aday şu kadar para harcadı laflarına kanmayın, o paraları şuralardan ödedi. Onun cebinden tek kuruş çıkmadı.”

Bir ötekiler…

"Parti Genel Merkezinde şu kişi olmasaydı, onun aday olma şansı yoktu, yatsın kalksın ona dua etsin. Gerçi, o adam bedava aday yapmaz, şu kadar parasını almış, diyorlar.”

***

Örnek (3)

"Meclis üyeliği sıralamasında şu kişi nasıl oraya geldi haberini aldık. O sıra için, şu kişilere şu kadar para vermiş. Bir alttaki şu kişi ise İl Başkanının hemşerisiymiş, İl Başkanı, İlçe Başkanı ve İlçe Belediye Başkan adayına başından söylemiş. Bir sonraki şunu biliyorsun ya, o şuradan torpilliymiş, eh biliyoruz ki onun da parası çok.”

Evet, bir anlamda "dedi kodu” bunlar… Ve bunları sıfırlayamazsınız…

Ama…

Örgüt toplantılarıyla, basın açıklamalarıyla azaltabilirsiniz…

İyi haftalar…

YEREL SİYASET

Henüz haftanın başındaydık…

Gazetemizde… "AKP’nin Silivri İlçe Başkanlığı Muhtarlarla buluştu” haberini gördüm…

Muhtarlarla birlikte, İlçe yöneticileri ve Belediye Meclis üyeleri ve yeni görevinin ne olduğunu bilmediğim, eski İl Genel Meclis üyesi Halit Girgin ve Bölge Milletvekili Tülay Kaynarca oradaydı…

İlçe Başkanı Dilek Demiral "seçimlerde başta Meclis Üyesi adayları olmak üzere (20) bin üyesi olan İlçe teşkilatının her üyesinin olağanüstü performans gösterdiğini” kısaca çok çalıştıklarından söz etmiş. Benim dikkatimi çeken o (20) bin üye. Kaç bin oy aldıklarını bildiğim için rakam biraz abartılı geldi. Neyse…

Konuşmasının bir yerinde "Silivri Belediyesi iflasın eşiğinde” diyor...

Gerçi, Belediye Başkanının bu ikinci dönemi ama ne olursa olsun seçimler yeni bitmiş. Meclis İlk toplantısını yapmış. Başkanlık divanı ve diğer organlara yeni görevlendirmeler yapılmış. Hele bir dur bakalım, sabret. Hem sonra iflas laflarını senden önceki ilçe başkanı (5) Yıl boyunca çok kullandı. Sen de kullanırsın ama biraz sabret…

Ne var ki…

"Biz halkın takdirine saygılıyız. Bundan sonra yetkimiz dahilinde elimizden geleni yapacağız.” dedi…

Çok şıktı…

Ülkemizin olduğu kadar Silivri’nin de bu tür laflara ihtiyacı var.

HAYIRLARA VESİLE

Geçen yıla damgasını vuran birinci olay "Gezi Parkı”. İkincisi ise "17 Aralık Büyük Yolsuzluk Operasyonu” olayı…

17 Aralık operasyonları sonrası yüzlerce, binlerce polis müdürlerinin tayini ve uygulanmayan yüzlerce mahkeme kararları…

Öyle bir hükümet ki…

Kendi yaptığı yüzlerce tayini beğenmiyor, kişi henüz yerine ulaşmadan, başka yere tayin ediliyor. Bu kış kıyamette, çoluk çocuk okulda, evini barkını bırakıp karakol, karakol dolaşmak, il, İl, ilçe, ilçe dolaşmak.

El insaf…

***

Öyle bir hükümet ki…

Bağımsız bildiğimiz…

Hakimleri ve Savcıları, Polis Memuru gibi oradan oraya gönderiyor…

***

Ve…

Öyle bir hükümet ki…

Anayasa Mahkemesinin kararlarını uygulamamak için bin dereden su getiriyor…

Ve o Hükümetin başı…

Anayasa Mahkemesi Üyelerine neredeyse "Tapu Memuru” muamelesi yapacak…

***

Ve… Ayni Hükümetin Başı…

Yargı önüne çıkması gereken (4) eski Bakanı, ayakkabı kutusundan çıkan milyon dolarları, Vakfa bağışlanan (100) Milyon dolarları, para kasalarının gözden kaçırmak için değişik varyasyonlarda, bin türlü numara çeviriyor…

***

Öyle bir Hükümet ki…

Sosyal Medyayı "kimseyi dinlemem kapatırım” diyor. Hem de Anayasa Mahkemesi kararına ve Uluslararası yasalara rağmen…

Ve ayni Hükümet… Doğru dürüst seçim yapamıyor. Doğru dürüst sınav yapamıyor. Ve komşu Suriye’nin iç işlerine burnunu sokuyor. Yüzüne gözüne de bulaştırıyor… Ama birilerinden ürküp kıvırıyor "sokmuyorum” diyor… Sınırda TIR yakalanıyor ayni hükümetin başı "Paralel Yapı” diyor…

***

Öyle bir hükümet ki…

Başında ki… Uluslar arası Yargı kararlarını bile hiçe sayıp 1 Mayıs İşçilerin Birlik ve Dayanışma Gününün Taksim’de kutlanmasını yasaklarım, diyor. Kendi kutsalına dokundurtmazken "ora bizim kutsalımız” diyen sendikacı için ağza alınmayacak laflar ediyor…

Hayırlara vesile…

BÖLGE MİLLETVEKİLLERİNE

Meşhur TAPU Meselesi üzerine…

Bilhassa iktidar Partisindeki Bölge Milletvekillerine sesleniyorum…

Efendiler… Postacı, kahvehanelere tomar, tomar Ecrimisil kağıtları bırakıyor…

Aslında ekim dikim yapan da yok ama ne yapsın vatandaş…

Çok azı da olsa… Ödeyen var…

Ödeyemeyenlerde itiraz edemiyor…

"Mal Müdürlüğü ödemezsen ön alım hakkını kaybedersin” tehdidine karşı "babadan, dededen” kalma diye her şeye katlanmaya çalışıyor…

Ama… Yetti artık… Lütfen…

İYİ PARA

14 İlde Büyük Şehir Belediyesi kurulması ile ilgili 6360 Sayılı Yasa 06/12/2012 Tarihinde yayınlanmış ve yürürlüğe girmişti… Buna göre, köylerin tüzel kişilikleri kaldırıldı…

Kaldırılan tüzel kişiliklerde mevcut Personel ve taşınır ve taşınmazları, alacak ve borçları 30 Mart 2014’den sonra Belediyelere devredilecekti.

Bildiğim kadarıyla… Öyle de oluyor…

Yasa çıktığı andan sonra ki bir ay içinde beyan edilen bu saydıklarımda değişiklik anca Belediyenin izniyle olabilecekti. Öyle de oldu…

Seçimler sonrasında her Muhtarlık devir için Muhtarlık Tüzel Kişiliğine ait elinde ne varsa bildirimde bulunmuş… Bazılarında (2), bazılarında tek personel var…

Birinde ise… Personel adedi fazla olduğu gibi ücretlerinde de üç ay içinde %300’e varan artış olmuş…

Örnek…

Kişinin aylığı Aralık 2013’e 1.021.-TL…

Ayni kişinin aylığı…

Mart 2014’te 4.000.-TL olmuş…

Demem…

İyi para…


YORUM YAP