Sevginar Sali

Kalko ve Karakaş...

AK Parti ile ilgili aday adayı kategorisinde iki isim sahada… Biri Ümit Kalko, diğeri Metin Karakaş… Aralarında nezaket çerçevesi içinde gelip giden ‘Hayırlı olsun aday olursanız desteklerim' tarzında karşılıklı dayanışmanın ötesinde sıkı da bir rekabet var.
Kalko, partiye üye oldu olalı; AK Parti'nin geçmiş dönemlerden bugüne kadar görev yapan ilçe başkanları, gençlik kolları başkanları, kadın kolları başkanları, meclis üyeleri, parti yöneticileriyle bir dizi ziyaret gerçekleştiriyor. Bu esnada esnaf ve vatandaşlarla da muhtemel aday adaylığı sürecini karşılıklı istişarelerle değerlendiriyor… Yarın öbür gün “Kime sordun da aday oldun?” diye olursa, bir haftada bile epey insana sorduğu kayıtlara geçsin… Tüm bu görüşme ve ziyaretleri hakkında AK Parti İlçe Başkanı Mutlu Bozoğlu'na da bilgi verdiğini ekleyelim… Kalko'nun parti üyeliğini alenen bir ‘belediye başkan aday adaylığı' kabul eden çoğunluk, “Onun gibi biri (eğitim kariyeri ve iş hayatını göz önünde bulundurarak) güçlü bir işaret almasa siyaset kartlarını bu denli açık oynamaz” mantığını güdüyor. “Kalko, AK Parti'nin aday adayı seçenekleri arasında en güçlü isim” diyenler bu görev için düşünülen isimlerin daha önceden aday adayı olup değerlendirmemesinin yanı sıra kişisel artılarından da feyz alıyor. Eksileri veya eleştirilecek yönleri yok mu? Var… Ancak siyasete yeni atıldığı için bu alanda fazlasıyla zaman geçirenlere nazaran, eleştirilere daha açık, uyarıları dikkate alma özelliği daha güçlü.
“Söylediğini yapar” algısı desteklemek isteyenler için Kalko'nun en güçlü argümanı… Tabi bir de Silivri ile ilgili ne söyleyeceğini görmemiz lazım.
Kalko, siyasi hedeflerini açık etmiş vaziyette alt yapı çalışmalarını yürütürken, Metin Karakaş'ın birçok düğünde halay başı olarak mutlu mesut sosyal medyaya yansıyan görüntüleri benim aklımı ziyadesiyle meşgul etmeye başladı bu ara… 2004, 2009, 2014 seçimleri üzerine belediye başkan adaylığı hayalleri ile ilgili bir bardak soğuk su içen Karakaş, kaderine 2019 ile ilgili bu kadar kolay razı gelmez… “Can çıkmadan huy çıkmaz”a inanırım ben… Karakaş'ın adaylık umudu olmasa, kabuğundan dışarı ayakucunu göstermez.
Hangisininki daha büyük cesaret diye düşünüyorum… Bıkmadan, tükenmeden, yılmadan her defasında avuçlarınızın içinden sıyrılıp giden bir hedefin peşinde yıllarca azalmadığı gibi artan bir azimle koşmak mı? Yoksa gözünü karartıp çok fazla tanımadığınız bir şehrin kaderini, yeni atıldığınız bir alanda dönüştürmeye kalkışmak mı?
Mevzu Metin Karakaş'tan açılmışken… Adaylık konusunda en büyük umudunun AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, AK Parti öncesinde Fazilet Partisinden bu yana teşkilat ortaklığı bulunan Numan Kurtulmuş'a (aynı zamanda nikah şahidi) bağlı olduğu söyleniyor… Kadir Topbaş ile hat safhaya ulaşan samimiyetinin adaylık şansını yok ettiği değerlendirmelerine hiç katılmak gelmiyor içimden. İl ve İlçe Başkanı ile (ki bu isimler yerel seçimlerden önce değişmez) arasındaki buzlara rağmen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın emri ile demirin kesildiğinin hepimiz farkındayız. Tabi Erdoğan, Karakaş'ın adaylık arzusuna bu defa ne der onu kendisi açıklamadan bilemeyiz…
Kesin kes Karakaş'ın adaylık şansı kalmadığı söylemlerine katılmıyorum. Mevcut koşullarda Ümit Kalko'nun adaylık şansı en yüksek aday adayı olarak değerlendirilmelerine itiraz edecek gerekçe arayan bulur da bence her biri telafi edilebilir nitelikte.
AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın kimi isterse aday göstereceği gerçeğinin yanı sıra o kişinin de söz konusu göreve hazır ve istekli olması çok önemli. Siyaset ve belediyecilik birçok meslek ve işten daha fazla gönül işi. Ve öyle bir eziyet ki; sevmeyen, canı gönülden istemeyen, buna hazır olmayana verilirse yöneteni de yönetilenleri de bedbaht eder…
Mutlu, mesut, keyifli bir hafta olsun inşallah…

YORUM YAP