Mustafa Suphi Lapçin

Ekol Sahibi Bir Sernakkaş: Kara Memi

Kanuni Sultan Süleyman dönemi saray ehl-i hiref, mevacib, masraf vb. defterlerinde Rum nakkaşları arasında adı Kara Mehmed Çelebi, Mehmed-i Siyah ve Kara Memi şeklinde geçmektedir. Bazı resimlerin üstüne “kar-ı üstad muhammed siyah kalem” olarak yazılmıştır. Fakat Doğu'da sanatçının kendisini üstat diye tanımlaması olağan değildir. Bilindiği gibi siyah kalem ya da kara kalem deyimi, renk kullanılmayan belli bir resim tekniğini tanımlar. Renkli oldukları halde bu resimlere bu adın verilmiş olması, çizginin alışılmadık bir anlatım gücü göstermesinden ileri gelmiş olabilir. Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi kayıtlarından müzehhip ve ressam olarak saray hizmetinde bulunduğu ve II. Selim devrinde de hayatta olduğu kayıtlardan da anlaşılmaktadır.

Saray nakışhanesinde tezhip sanatını İranlı Ağa Mirek'in talebesi olan ressam Şahkulu'nun nezaretinde öğrendi. Şahkulu, Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran Savaşı sonrasında Tebriz'den Amasya'ya oradan da istanbul'a getirdiği sanatkarlardandı. Şahkulu, Osmanlı nakış sanatının klasik çağını oluşturan sanatkarların başında ve saz yolu üslubunun temsilcisi olarak Kara Memi gibi pek çok müzehhip yetiştirmiştir.

Kara Memi, hocası Şahkulu'ndan sonra Cemaat-i nakkaşanın Rumiyan bölüğü başında günlük 25,5 akçe ücretle nakkaşbaşı olarak görevlendirilmiştir. Elinden çıkmış ferman, vakfiyelerde ve elyazması kitaplardaki yarı üsluplaşmış çiçek motifleriyle bahar dalı kompozisyonlarında yeni bir üslup ve anlayış getirmiştir.

Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesinde yer alan XVI. Yüzyıl ortalarında Osmanlı Saray nakışhanesinde restore edilmiş 1344 tarihli Abdullah Sayrafi ketebeli mushafın cilt yan kağıdı üzerindeki “tezhibeş bekalem-i Kara Mehmed Çelebi ser-nakkāşân-ı dergâh-ı âlî üstâdü'l-küttâb fî sene 962” yazısı bu mushafında onun eliyle tezhip edildiğini göstermektedir. Kara Memi üslubunun en gelişmiş özelliklerini aksettiren bu mushaf 16x23 cm ölçüsünde 330 varaktır. Aharlı koyu krem rengi kağıt üzerine nesih hatla on beş satır yazılmış ve metnin etrafı devrinin özelliğine uygun cetvelsizken sonradan altın cetvel çekilmiş ve tezhip edilmiştir. Kara Memi'nin bu eserinde de yarı stilize çiçek motifleri görülür. 330b sayfasında da sure başı ve gül tezhiplerinde geleneksel rumi ve hatayi motiflerine yepyeni uygulamayla bir canlılık katmıştır.

Süleymaniye Cami için yazılan mushafların tezhip ve cilt masraflarını gösteren İstanbul saraylarına ait 1553-1556 tarihli muhasebe defterlerinde zikredilen nakkaşlar arasında Kara Memi'nin bir mushaf tezhip ettiği ve karşılığında 6000 akçe aldığı kaydedilir. Saray nakkaşları sadece kitapların tezhip ve minyatürlenmesinde değil aynı zamanda sarayın ve padişahın inşa ettirdiği eserlerin tezyinatını yapmakla da sorumlu idiler. Nitekim Süleymaniye Cami'nde kubbe ve kemerlerin tezyinatı için Kara Memi'nin on günlük mesaisine mukabil 120 akçe aldığı kayıtlarda yer almaktadır.

Saray nakışhanesinde gelişme fırsatı bulan tezhip sanatı XVI. Yüzyıl ortalarında Şahkulu, bilhassa Kara Memi ve öğrencilerinin zevk ve dehasıyla altın çağını yaşamıştır. Sadece tezhipte değil camilerin çini ve kalem işleri saray için imal edilen halı, kumaş ve el işlemelerinde, ahşap, maden ve kuyumculuk işlerinde Kara Memi üslubu uzun müddet hakim olmuştur.

YORUM YAP