Ahmet Yücegök

ÇALIŞIYORMUŞ

Sokaklar hala girilmez halde…
Bir kısmı Silivri Belediyesinin çalışmalarından kaynaklanmakta…
Ki çalışanların başında duran, kontrol görevi yapanlarla her sabah karşılaşmaktayım ben onlara “kolay gelsin” diyorum onlar bana “sizi anlıyoruz, sabredin az kaldı” diyorlar…
Ve… “Kabul!” diyorum…
***
Sokakların çok büyük bir bölümü İBB'nin eseri toz-toprak içinde…
Her yaz olduğu gibi…
Sanki Filistin sokakları…
Neymiş, “İSKİ Çalışıyor” muş…

GÜZEL SANATLAR
Bir heykel tartışmasıdır gidiyor…
En son olarak “dostane uyarı” adıyla Vatan Partisinden geldi…
Neymiş…
Latife Hanım Heykeli oraya uygun değilmiş…
Ayni günlerde…
Benzer bir olay, Beylikdüzü Belediyesinin bir açılış sonra da yaşanmış…
Bana göre…
Olayın özü “sanatsal” bir tartışmadan ziyade “siyasal” çatışma…
Çatışmanın mimarları…
Siyaset yapıyorlar… Ya da, öğle yaptıklarını zannediyorlar…
***
Olaylarda… Bir şeyler sömürülüyor…
Yapılana bakıyorum…
Bir de… Yapanlara…
Kaba ve çirkin buluyorum...
***
Silivri, hiç bu kadar anlamsız bir tartışmaya da tanıklık etmemiştir…
Mesela… Nazım Hikmet'in Heykeli aylardır kurşunlanmış halde…
Demem. Olay “Sanata saygı” çerçevesinde değerlendirilmiyor…

HAYIRLARA VESİLE
Ve…
Hoş geldin Ramazan…
Hayırlara vesile olsun…

ÇEVREMİZDEN
Çerkezköy-Silivri arasında yapılması düşünülen “KÖMÜRLÜ TERMİK SANTRAL” için yeni gelişmeler için Silivri Çevre Derneği, KOS ve… Hareketi, Silivri Çevre Derneğinin Çay Bahçesinde toplanıldı ve bazı kararlar alındı…
Çevre Derneğinden bilgi alınabilir…

GÖLLERİN HİKAYESİ
Konumuz : Danamandra Gölleri…
De. Olay tek başına Çevre Meselesi değil…
Ayni zamanda, insan hakları…
Ayni zamanda, demokrasi…
Ayni zamanda, uygarlık, çağdaşlık meselesi...
Bakın!
Bu doğal Göller Danamandra ve Sayalar arasında orman içinde kalıyor. İçinde örtü dediğimiz ot türü bitkiler yetişir…
Bu örtü, o dönemde evlerde, ağırlarda, kiremit yerine kullanılıyor. Ve, bu iki köye tahsis edilmiş. O dönemin Danamandra Köyü sakinleri “Küçük Kokmuş” gölünü (80) paya ayırmışlar, her bir pay için harç ödemişler. Makbuzlarını gösterdiler…
Bu köylerin geçim kaynağı daha çok, Orman Ürünleri ve Hayvancılık üzerine…
Hayvancılık denince de Danamanra Köyün için akla, daha çok Manda geliyor…
Nedeni de, bu göller mandaların yaşam alanı…
Ve, bu iki köyde çiftçilik yok denecek kadar azdır… Geldik bu güne…
Her ne kadar köylerin ihtiyaçları değişmiş olsa da o köyler ve köylüler veya onların torunları orada… Göller de orada…
Bir gün geliyor…
Bu Köylerin Tüzel Kişiliği yok oluyor. Yani, Mahalleye dönüşüyor. Yani, tıpkı “Bakırköy gibi, Beyoğlu gibi oluyor…
Köylünün haberi yok…
Silivri Belediyesinin haberi yok…
Yine… Bir gün geliyor Esenyurt Belediyesi “bu gölleri benim” diyor…
Kamyonlar, kepçeler, dozerler ve (50) otobüs, Danamandra'nın ortasından tozu dumana katarak “Küçük Kokmuş” gölüne geçiyor…
Ve, demirler, çimentolar doluyor yeşil çimenlerin üzerine…
Ve… 139 Yıllık GÖLLER meselesi böylece halledilmiş oluyor…

SONUCU BU !
Suriye sınırımız kevgire dönmüştü…
Suriye yönetimine karşı Batılı Güçlerin kışkırtmasıyla ayaklanmış olan “muhaliflere” sınırlarımızı sonuna kadar açmıştık…
Bir kısmına ülke içinde eğitiyorduk ve Esat'ın devrilmesi gün meselesiydi. Haftaya kalmaz Cuma Namazını Halep'te kılacaktık…
Geldiğimiz nokta… Suriye Bataklığından nasıl çıkabilir?
Maalesef durum bu…

VE, BU DA OLDU
Nihayet o da oldu…
Cumhurbaşkanımız R.Tayyip Erdoğan referandum sonrası AKP üyesi olmuştu. Ardından AKP Genel Başkanı oldu…
Yakın zamana kadar…
Cumhurbaşkanı “taraflı davrandı” diyorduk zaman, zaman…
Bu durumda…
Şimdi ne diyeceğiz?
Ve … O yemin ne olacak?

ÖRNEĞİ YOKTUR
FETÖ ÖRGÜTÜ suçlamasıyla CUMHURİYET Gazetesi Genel Yayın Yönetmeninden, karikatüristine kadar Cumhuriyet Gazetesi kadrosunu neredeyse tamamı içerde…
Yetmemiş ki… Bu defa SÖZCÜ Gazetesine saldırıldı…
Ki… Bu Gazeteler bilhassa son (15) yıldır FETÖ ile mücadelede az çekmediler. Hükümetin desteğini de arkasına almış olan bu örgütle kıran kırana dövüştüler…
Ki… Zamanın iktidarının kadrolarının her gün kuyruklar oluşturduğu o günlerde bunu yapmak her babayiğidin harcı değildi…
Ki… Bu FEHMİ KORU denilen kişi…
O dönemde, en hızlı destekçisi (kitabında açık, açık yazıyor)…
Şimdi… Bakıyorum…
O dönemde FETÖ'den zarar görenler, bu günde ayni suçlamayla hapislerde çürümekte, o gün destek olmayı bırak ortak olanlar bu gün dışarıda… Efendim, FETÖ'yle mücadele ediyorlarmış…
Bu nasıl bir şey?
Dünyada örneği var mıdır?

SAĞ OLSUN YANILTMADI
Türkiye Büyük Millet Meclisi Darbe Araştırma Komisyonu'nun görevi çoktan bitmişti ama bir türlü raporunu açıklamıyordu…
Nihayet, geçen hafta içinde açıklandı…
Herkesin aylardır beklediği rapordan aklımda kalan ne dersiniz?
Birincisi… Gülen cemaatinin ayrıntılı tarihi …
İkincisi… CHP'li Aykut Erdoğdu tarafından anında sahte olduğu iddia edilen, 1967 Yılından olduğu iddia edilen, makbuz fotokopisi. Sözde, her partiye olduğu gibi CHP'ye de sızmışmış…
Peki… Bu 15 Temmuz darbesini araştıran komisyon Başkanı kim, derseniz hemen söyleyeyim…
Yakın zamana kadar açık oturumlarda FETÖ savunuculuğunu yapan ve şu an AKP Milletvekili Reşat Petek…
Demek ki… Göreve layık görenleri yanıltmamış…

SİNEKTEN YAĞ ÇIKMAZ
İlk olarak şu karını söyleyeyim!
Silivri'nin (3), Çatalca'nın (5) köyünün (139) yıllık TAPU sorununun çözülmesini en fazla isteyenlerden biriyim…
İstemekten öte en az (30) yıldır bulunduğum her ortamda bu sorunu dillendiriyorum ve sorun çözülürse en fazla sevinen ben olacağım. Çünkü, o köylerin birinde doğmuş biriyim …
***
Yerel ve genel bir çok gazeteden bazı haberlere değinmek istiyorum …
İlk haberde…
“Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan Bütçe Komisyonu Raporu” fotokopisi ve devamsında “SİLİVRİ VE ÇATALCA İLÇELERİMİZE BAĞLI (8) KÖYÜMÜZÜN TAPU SORUNU, MÜLKİYET PROBLEMİ ÇÖZÜLMÜŞTÜR” deniyordu…
İkinci haberde de …
“ANKARA'YA TAPU ÇIKARTMASI” yazısı vardı…
***
Bakın. İşin doğrusu şu!
Bu gün yapılanın aynısı…
Rahmetli Ecevit'in Başbakanlığı döneminde.
Yani, o meşhur KOALİSYON Hükümeti döneminde yapılmıştı…
O gün çıkarılan yasa da tıpkı bu gün çıkanda olduğu gibi süreliydi. Kanunda belirtilen o süre içinde alamayanlar kalmıştı…
Özetle…
Köy Yerleşim Alanı içindeki sorun çözülmüş…
Çözülmeyen…
Yani, masada kalan “tarlaların” tapularıydı...
Ve, yanılmıyorsam, çıkan yasada o TAPULAR yok…
İyi de… Muhtarlarımız neye teşekkür etmiş?
Özetle… AKP iktidarı tükenmiş “Sinekten Yağ Çıkarma” derdinde…

GALİBA UYUYOR
Ankara Valiliği terör örgütlerinin eylem yapan guruplara yönelik “bombalı saldırı riski” gerekçe göstererek “Cadde ve sokaklarda güneş battıktan sonra ateş yakmak suretiyle ve yüksek sesle çevreyi rahatsız edici şekilde şarkı, türkü, marş vb. sloganlar atmak suretiyle toplantı, basın açıklaması vb.her ne suretle olursa olsun eylem yapılması... Yasaklanmıştır. Uymayanlar hakkında…”
Tıpkı…
(1) Mayıs'ta İstanbul Valiliği'nin (1) Mayıs kutlamalarını yasaklaması gibi...
Tıpkı…
“Okullar Olmasa, ben bu Milli Eğitimi çok güzel idare ederim” diyen biri gibi...

GÜNE UYAN
“Nokta kadar menfaat için virgül gibi eğilenler bir gün çizgi halinde yerde sürünürler.”
(Fransız Atasözü)

YORUM YAP