“Bu süreci tecrübe edip yönetmeyi öğreniyoruz”

“Bu süreci tecrübe edip yönetmeyi öğreniyoruz”

7.05.2020 11:58:55

Küpe FM'de İş Dünyası programına konuk olan Adin Bant A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nida Temiz, firma ve sektörlerine ilişkin bilgi paylaştı, çalışanlara umut verdi, salgın nedeniyle yaşanan süreç ile ilgili ise, “Bu süreci tecrübe edip yönetmeyi öğreniyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Küpe FM ve Silivri SİAD işbirliğinde hazırlanan İş Dünyası programı bu hafta Adin Bant A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nida Temiz ile devam etti. Temiz, Turhan Alyakut'un sorularını yanıtlayarak, Küpe FM dinleyicileriyle sektörüne ilişkin bilgi paylaştı, dünya ve ülke olarak yaşadığımız zor sürece ilişkin değerlendirme ve önerilerde bulundu.

TEMİZ: BU SÜRECİ DE TECRÜBE EDİP YÖNETMEYİ ÖĞRENİYORUZ
Telefon bağlantısıyla gerçekleştirilen yayına katılan Nida Temiz, salgın nedeniyle yaşanan zor süreç karşısında büyük şaşkınlık yaşadıklarını ve hazırlıksız yakalandıklarını paylaşarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çağda insan başka türlü şeyler beklerdi. Bir salgın hastalıktan dolayı dünyanın gelişmiş ülkeleri de dahil hepimizin hayatının bu kadar aksayabileceğini hakikaten tahmin edemezdim. Ancak insanoğlu tabi her şeye alışıyor, her ortamda yaşamak için mücadele veriyor. Bu süreci de bir şekilde tecrübe edip yönetmeyi öğreniyoruz. Şahsen herkes gibi çeşitli kısıtlamalara giderek yaşantımı sınırlandırdım. Çok şükür aileden de iş arkadaşlarımızdan da hastalığa maruz kalan kimse olmadı, en azından şimdilik, umuyorum da olmaz. Sosyal mesafeyi korumaya çalıştık. İş yerimizi, çalışanlarımızı korumak amacıyla nöbetleşe gibi hafif metotlar bulduk. Tamamen kapatamadık. Kişisel koruma olarak maske, siperlik, dezenfektan gibi bunları kullanmaya başladık. Hijyen kurallarımızı arttırdık. Çok şükür şu ana kadar herhangi bir üzücü sonucumuz olmadı. Umarım en kısa sürede dünya ve ülke olarak bunu atlatırız.”

ADİN BANT VE ÜRETİM ALANI
Turhan ALYAKUT: Biraz şirketinizden bahsedelim. Nihayi tüketicilerin kullandığı, aynı zamanda profesyonel üreticiler için de çözüm geliştiriyorsunuz. Adim Bant ne zaman kuruldu, üretim kapasitesi nedir, kaç kişi çalıştırıyorsunuz?
Nida TEMİZ: Adin Bant, 2010 yılının Ekim ayında kuruldu. Tek üretim hattıyla yüzey koruma filmi üretmeye başladık. Türümüz yapışkanlı bant diye geçse de yüzey koruma filmleri, biraz daha farklı nitelikte ürünler. Bunlar, normal alıştığımız yapışkanlı bantların dışında, günlük yaşantınızda kullandığınız, bir şekilde size yeni ulaşan tüm ürünlerin üzerinde satın aldığınız objeyi koruma amacıyla kaplanan filimlerdir. Örnek olarak söylüyorum, yeni bir ev aldınız, mutfak dolaplarının üzerinde incecik zar gibi bir koruma filmi var. Dolaplar çizilmeden, tozlanmadan, zarar görmeden ulaşsın diye montajdan önce uygulanmıştır. Evye üzerindeki mavi şeffaf koruma filmleri de bir başka örnek. Son tüketiciye ürünün çizilmeden zarar görmeden ve kirlenmeden ulaşmasını sağlar. Onların en büyük özelliği, yapışkanlı olmalarına rağmen montajdan sonra söküldüğünde yüzeyde hiçbir iz bırakmamaları. Çok çeşitli ürünler var; ayna, cam, halıfleks gibi parlaklığı birbirinden farklı yüzeyler için ürün üretiyoruz. Dolayısıyla bu kısmı oldukça önemli.

“TESİSİMİZİ TAM ENTEGRE HALE GETİRDİK”
Türkiye iç pazarında bulunmakla beraber ihracat ağırlıklı bir firmayız. Mevcut bulunduğumuz tesis yetersiz kaldığında 2014 yılında Değirmenköy'deki fabrikamıza taşındık. Yeni üretim hatları ekledik. Tesisi tam entegre bir hale getirdik. Koruma bantların önce filmlerini, sonra matbaada marka baskılarını, arkasından tutkallamalarını ve daha sonra konfeksiyon dilmelerini tam entegre olarak yapıyoruz. Aylık yaklaşık 10 milyon m2'ye yakın bir nominal kapasitemiz var. Koruma bandı sektörü için bu büyük bir rakam. Yaklaşık 60 kişilik bir kadro ile faaliyetlerimize devam ediyoruz.

İHRACAT YAPILAN ÜLKELER
Turhan ALYAKUT: İhracat yaptığınız ülkeler belli bir bölgede mi? Ürünlerinizi dünyanın nerelere ihraç ediyorsunuz?
Nida TEMİZ: Türki Cumhuriyetlerde oldukça güçlüyüz, Orta Doğu'da iyiyiz, Avrupa'da Balkanlar'da varız. Bir de Kuzey Afrika'da varız. Sanıyorum 38-39 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bunların bazılarında daha güçlü, bazılarında daha yeniyiz. O pazarları da daha geliştirmeye çalışıyoruz. Sanayiye yönelik bir ürün olduğu için satacağımız ülkede sanayinin de ilerliyor olması lazım. Sanayinin gelişmediği ülkelerde biz çok etkin olamıyoruz.

“TÜRKİYE'NİN İÇ PAZARI KÜÇÜMSENEMEZ”
Turhan ALYAKUT: Türkiye'de rekabet güçlü mü?
Nida TEMİZ: Türkiye'nin iç pazarı küçümsenemez. Türkiye, Amanya'dan sonra 2. PDS profil pazarı. Dolayısıyla bizim de koruma bantlarımız bu pazarda oldukça çok kullanılıyor. Türkiye'de ciddi bir rekabet her zaman var ama ürün daha çok piknik olduğu için ciddi bir zaman ayırmanız gerekiyor. Çok büyük makineler alarak, büyük sermayeler ortaya koyarak yapabileceğiniz bir ürün değil, işin mutfak kısmı çok önemli. Arka planda çok ciddi çalışma yapmanız gerekiyor. Ürünlerin her türü için farklı bir formülünüz olmalı. Bu anlamda da bazı ambalaj firmaları buna heveslenseler de, yakın bir iş gibi görünüyor, girip çıkanlar oldu. Bu biraz daha terzi çalışması, vücuda göre dikim yapmanız gerekiyor.

“ÜRÜNLERİMİZİN
KALİTESİYLE FARK
YARATMAYA
ÇALIŞIYORUZ”
Turhan ALYAKUT: Umarım bu sektöre girip çıkanlar, bir zamanlar her sokağa dükkân açan pilavcı ve lokmacılar kadar değildir?
Nida TEMİZ: Biraz tabi pazarı bozuyorlar, fiyat düşürüyorlar. Sonra olmuyor, kapatıyorlar, fiyatları geri çıkarmak mümkün olmuyor. Verdikleri zararla kalmış oluyorlar ama sonuçta piyasa serbest yapacak bir şey yok. Elimizden geldiği kadar ürünlerimizin kalitesiyle fark yaratmaya çalışıyoruz.
Sektörümüz çok devinim halinde. Eskiden hepimizin bildiği bir alüminyum ürün vardı, şimdi o kadar çok dekoratif örnekleri var ki, bunların her biri için ayrı bir koruma bandı teklif etmeniz gerekiyor. Yüzeyi çok iyi takip etmeniz gerekiyor. Bu sektörle ilgili günün modasını takip etmek gerekiyor.

“HAMMADDELERİMİZİN BÜYÜK BİR KISMI İTHALATA DAYALI”
Turhan ALYAKUT: Ürünlerinizde kullandığınız hammadde dışarıya bağımlı mı?
Nida TEMİZ: Petroltürevi ürünler kullanıyoruz. Bunlarda da muhakkak dışarıya bir bağımlılık oluyor. Türkiye'de bu işlerli ilgili Petkim var. Onun zaten kapasitesi, fiyat rekabeti dönem dönem çok iç açıcı olmuyor. Orayla çalışmamıza rağmen muhakkak dışarıya da bağımlı kalıyoruz. Tutkal yönünden yine aynı, yurt içindeki tutkal formülasyonları her ürün için yeterli olmuyor. Bu yüzden de dünya devi firmalardan ürün satın almak zorunda kalıyoruz. Hammaddelerimizin büyük bir kısmı ithalata dayalı.

“ÜZÜCÜ DE OLSA
YENİ BİR PAZAR OLDU”
Turhan ALYAKUT: Yaşadığımız şu süreçte işlerinizin çok etkilendiğini düşünüyorum.
Nida TEMİZ: Muhakkak etkilendik. Bahsettiğim sektörlerde daralma oldu, talepler kesildi. İç piyasa ve ihracat tarafında da bu yaşandı. Mesela şu anda bizim de hiç beklemediğimiz bir şekilde siperlik maskelerin yüzerine yüzey koruma filmi talebi geldi. Bir anda koruma bandını biz bu tarafa yönlendirdik. Siperlik maskeler kalın polyester filmlerden üretiliyor. Sonra kesilip biçiliyor. Üzücü de olsa yeni bir Pazar oldu. Çabuk adapte olup fazlaca çalışmak istiyorsanız bir yolu bulunuyor. Biz mesela bu Korona virüsü döneminde kapatmak durumunda kalmadık. Daha düşük kapasitede çalıştık, bu kesin.

“HER FİRMA ÇEVREYE HASSASİYET GÖSTERMEK ZORUNDA”
Turhan ALYAKUT: Çevre ile ilgili aldığınız önlemler neler?
Nida TEMİZ: Alçak yoğunluklu Polietilen kullanıyoruz, bunlar granül halinde geliyor. Biz bunları eritip şekil veriyoruz. Fiziksel olarak değişiyor, herhangi bir başka reaksiyon yok yani dışarıya bir gaz yada sıvı atılımı yok. İkinci olan tutkallama kısmına gelince, bugün rakiplerimizin büyük bir kısmı solvent esaslı tutkal kullanıyor, bunları uçurduğunuz zaman ciddi bir emisyon çıkar. Tesisimizi ilk kurarken biz su bazlı akrilik tutkallarla inşa ettik. Rakiplerimiz ‘Bu fazla gitmez' dese de genç bir firma olarak Avrupa'nın gözünü buna çevirdiğini görmüştük. Oradaki çevre kuralları çok daha ağır. Dolayısıyla bizim gökyüzüne verdiğimiz tek şey su buharı. Yine de tesisimizde ulaşılacak atıklarla ilgili küçük de olsa bir arıtma tesisi yaptık.
Her firma devamını sağlıklı bir şekilde sağlayabilmek için çevre ile ilgili konularda hassasiyet göstermek zorunda. Dünyada geldiğimiz nokta ortada.
Dönem dönem plastik konusunda çok marjinal yorumlar duyuyorum. Benim iş kolum değil ama mesela gitmiş olduğum birçok uluslararası seminerlerde verilen verilere baktığımız zaman onları da doğru okumak gerektiğine inanıyorum. Mesela gıda ambalajından doğan bir plastik atığı muhakkak oluşuyor ama o şekilde ambalajlanmadığı takdirde ondan doğacak ve doğan kayıplar çok yüksek oranlarda. Almış olduğunuz ürünü doğru şekilde ambalajlatamazsanız yerine ulaşıncaya kadar çok ciddi bir oranını kaybediyorsunuz. Bir şeyleri tamamen yok sayamazsınız. Kontrolsüz bir şekilde sahaya sürmek de olamaz. Çevresel etkilerini muhakkak her yönüyle iyi ölçmek lazım.

“ÇALIŞANLAR ÜMİTLERİNİ KAYBETMESİN”
Turhan ALYAKUT: Güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Son olarak neler söylemek istersiniz?
Nida TEMİZ: Çok teşekkür ediyorum. Size de iyi yayınlar diliyorum. Bütün çalışanlara ümitlerini kaybetmemelerini tavsiye ediyorum. Bu zor zaman geçici, yeni dünya düzenine de hazırlıklı olmak gerekiyor. Sinyalleri okumak ve doğru değerlendirmek lazım. Herkese başarılar diliyorum. Umarım yaz aylarında iyi gelişmeler olacak.
Renginar SALİ

YORUM YAP