Başlarken


Haftaya çok kötü başladık.
İskenderun’da şehit edilen (6) askerimiz ile Gazze’ye giden yardım gemilerine İsrail tarafından yapılanlar.
Televizyonlardan her günkü cenaze haberlerine alıştık artık. Bu nedenle olsa gerek Gazze’ye giden yardım gemilerine yapılan saldırı haberi daha çok gündemimizi meşgul eder oldu hafta boyu…
Yardım gemileri olayını, neredeyse tüm Ulusal Basın ve Ulusal Televizyon Kanalları her saat diğer programlarını iptal ederek yayınladılar.
Abartmıyorum, hafta boyu her gün cenaze kalktı…
Her gün bir yere saldırı yapıldı…
Maden kazaları henüz sıcaklığını kaybetmemişti ama onlarla ilgili haberlerin hepsi sıradan ikinci, üçüncü sıra haberlerdi…
Son bir ay içinde…
Muhtemelen, en geç bir yıl sonra yapılacak olan Genel Seçimlerden galip çıkacak ve Ülkemizin muhtemel Başbakanı olacak CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a kurulan komplo vardı…
CHP Kurultayı yapıldı. Kurultayda, tek aday olan Kemal Kılıçdaroğlu gibi yepyeni bir Genel Başkan, tüm delegenin desteğini aldı.
Son olayla birlikte…
Hafızamı yokluyorum.
Bu ülkede 60’lı ve 70’li Yıllarda yaşayan herkesin bildiği bir şey. O yılların gençliğine çok şeyler vermiştir kamplarında. O yılların gençliği de Filistin davasını her platformda sonuna kadar savunmuştur. Her hangi bir platformda, o günlerde her hangi bir olayla ilgili olarak “duymadım”, “haberim yok” demek bile “ayıp sayıldığı” bir yerdi Filistin.
Şimdi… Ortadoğu’da bir Devlet. Devlet Başkanı var.
Seçimle gelmiş Devlet Başkanı.
Lakin, son olaya bakıyorum Filistin Devlet Başkanı veya Filistin Hükümeti ortada yok. Bizim hükümetimizde onlardan bahsetmiyor. Sanki,onlar yardım istememiş gibi. Yani, Devletler arası ilişki kurulmamış. Anlamakta zorlanıyorum. Filistin Hükümeti devreden çıkarılmış. İnternetten bir daha bakıyorum. Gazze Filistin’in bir parçası. Da, Filistin Yasal Hükümetini takmıyor olacak şey mi?..
Efendim, “orada da seçim yapılmışmış ve o yapılan seçimi Hamas denilen bir örgüt kazanmışmış”. Pes yani. Seçim, her ülkede yapılır. Hatta diktatörler bile zaman, zaman seçime ihtiyaç duyarlar. Ama, bu seçim meselesi değil de Kurtarılmış bölge meselesi haline gelmiş. Hamas denilen bu örgütün denetiminde Gazze.
Ne, var ki…
Dünyanın ileri gelen tüm ülkeleri bu örgütü TERÖR örgütü olarak nitelendiriyor. Öyle kabul etmiş. Bir tek Başbakanımız “HAMAS Terör örgütü değil” diyor. Ülkesini savunmak için savaşıyormuş.
Evet, Hamas’ın denetiminde Gazze, Filistin, Devlet sınırları içinde…
O zaman soruyorum...
• Son olaylarla ilgili olarak Filistin Devlet Başkanı veya Hükümeti ile temas kurulmuş mu? Kurulmamış mı?.Kurulmamış ise neden?
• Filistin’in haklı mücadelesine bu güne kadar en azından “maddi destek veren” komşu Arap ülkelerinden destek var mı? Yoksa, neden?
• Gemiler yola çıkmadan önce İsrail Hükümeti ile konu üzerine yapılan görüşmelerde nasıl bir sonuca varıldı? Varılamadı ise veya İsrail varılan anlaşmaları ihlal etmiş ise niye anında gereği yapılmadı?
• Gemiler yola çıkmadan önce gidecekleri söylenen (15) kişilik AKP Milletvekili son anda neden gitmekten vazgeçti?
Ayrıca… Ortada İHH adıyla anılan bir kuruluş var. Gemiler var. Gemilerin içinde hep ayni EL İŞARETİ yapan kişiler var. Hatta, bebeler bile var.
Mavi Marmara adlı geminin bandıra sorunu var. Türk Karasularından çıkarken başka,Uluslar arası karasularda başka.
Olay öncesi gemilerden yapılan röportajlarda “İsrail Büyük elçiliğinin uyarmış olduğu” anlaşılmakta. Eğer doğru ise niye yola çıkıldığı?
Ve, Kafalarda daha bir dizi soru.
***  
Bir önceki hafta… İran, Brezilya ve Türkiye arasında bir anlaşma imzalandı. Daha sonra Sayın Başbakanımız Brezilya’ya gitti. Oraya gitmişken Arjantin’e uğrayıp orada bir açılışa katılmak istemiş. Ama o gerçekleşmemiş idi… Ne oldu? Neler oluyor?
İyi haftalar...

SEYRETMEK BİLE YETER
Hafta sonu yollardaydım. Piknik yerlerini dolaştım biraz...
Hele de Pazar günü… Hangi köye gitsem, İstanbul içinden yöresel Derneklerden birinin piknik yerlerinde gezisi var. Piknik yeri kiralanmış.
Bilhassa, İstanbul’un varoşlarına Anadolu’nun değişik yerlerine yerleşmiş olanlar kurdukları Dernek aracılığı ile iletişim kuruyorlar. Bu tür etkinlikleri onlar düzenliyormuş.
Yılda bir defa bile olsa bir araya gelip dertleştikleri bir gezi.
Ve, bir uyarım olacak; Su kenarına gidiyorsunuz ama bazı yerlerde SU sorunu yaşarsınız. Yani, içme suyu… Tedarikli olmakta fayda var.
Diyorum ki… Ne olursa olsun hafta sonu çıkın kırlara seyredin çevreyi. İnanın seyretmeye doyamayacaksınız.

ÇEVRE GÜNÜNDE
5/6/2010 Cumartesi “Dünya Çevre Günü” idi.
O gün basına dağıtılan bildiri ve görüntülere bakınca Silivri Çevre Derneği “Vatandaşın günlük yaşamı” ile ilgili birçok sorunu dile getirmekle kalmamış, Çevre Sorunları kapsamında, Silivri’nin geleceği ile ilgili bir dizi önlemi de gündeme sokmuş olduğu anlaşılıyor.
Derneğin görevi de bu… Kamuoyu oluşturmak…
Gerisi Yetkililere kalmış…
“KUTLUYORUM.”

BİR BİLENİN DEDİĞİ
“Büyük bir yazar, Ülkesinde ikinci bir Hükümettir. O nedenle bu güne değin hiçbir yönetimin büyük yazarları sevdiği görülmemiştir; onlar yalnızca küçük yazarları severler.”
(Soljenitsin )

HAFTANIN GÖTÜRDÜKLERİ
Basın ve Yayın organlarında hafta boyu “Silivri” adı “Hapishane” ile ilgili olarak bir dizi haber vardı…

İSTER İNAN / İSTER İNANMA
“Erdoğan ve arkadaşları 2002’de “Milli Görüş Gömleğini çıkardık, değiştik demişti. Şimdi görüyoruz ki Başbakan ve arkadaşları Hamas gömleğini giymişler. Kişisel olarak Hamas’ı destekleyebilirler. Ama Devlet Politikamız değişmez. Lakin, bu İsrail’in suçunu hafifletmez”
( Cihan Paçacı MHP Gurup Başkan Vekili -05/06/2010 -Hürriyet )  

KISA-KISA…
• Cuma günü Silivri İlçe Merkezine uğramadan Çorlu’ya geçen CHP’nin çiçeği burnundaki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’un yarattığı rüzgar, eski CHP’lilerin ifadesine göre “Kemal Kılıçdaroğlu” hareketi Ecevit’in “Karaoğlan” hareketinin aynısıymış.

YORUM YAP