Ahmet Yücegök

Yerel Yönetim Yasası

Nasıl olduğu herkesin malumu…Seçimlerin erkene alınması gerçekleşmedi…
Olmadı…
Ama…
Belediyeler yasası çıktı...
Buna göre…
Birçok Belde Belediyesi kapatılıyor…
Birçok köy Muhtarlığı Mahalle Muhtarlığına dönüşüyor…
Ve, bu yasada, sonradan ilave edilen bazı maddelerle, bazı mahalleler bir ilçeden alınıp diğer ilçeye bağlanıyor…
Bir nevi kağıt üzerinde seçim alma numarası…
Hafızam beni yanıltmıyorsa bundan önce de mahalleleri bir ilçeden alıp diğerine bağlayan iktidarların olduğunu biliyorum ve sonuç alamadıklarını hatırlıyorum…
O nedenle, bu tür değiş tokuş yapanlar hayal kırıklığına uğrayacaktır diyorum…
Neyse…
Gelelim tüzel kişilikleri yok edilen Orman köylerimizin durumuna…
Mesela…
Fener Köyüne…
Daha önce Orman Köy statüsündeydi bu köy..
Peki, Orman köyü statüsü ne demek?.
Birincisi…
Mahalle değil…
Köy tüzel kişiliğinde…
Köy kanunlarının geçerli olduğu bir statü bu..
Bu demek…
Bütçesi var demek…
Bu demek Muhtarlık adına "Köy İhtiyar Heyeti” marifeti ile bazı kararları alabilmesi demek...
Bu demek Nikah Kıyabilir…
Ölüm köyde gerçekleşmiş, normal bir ölüm ise doktor ve hastane raporu olmadan nüfus memurluna ölüm kaydını yaptırabilir demek…
***
Cumhurbaşkanı onayından sonra yürürlüğe girecek olan bu günkü yasaya göre ise
Artık Fener Köyü, Silivri'nin Alibey Mahallesi gibi bir statüye kavuşuyor…
Yani…
Fener Köyünün artık bütçesi olmayacak, nikah kıyamayacak…
Eh…
Tüzel kişiliği kalmayınca mal mülk edinemeyecek…
Devam ediyoruz…
Yasanın Cumhurbaşkanının imzalaması sonrası yürürlüğe girmesiyle beraber bir ay içinde, Muhtarlığın bütün borç ve alacakları İlçe Belediyesi olan Silivri Belediyesi'ne devredecek Fener Köyü Muhtarlığı…
Aynı zamanda, muhtarlık adına kayıtlı bütün varlıklarını da devredecek Silivri Belediyesi'ne...
***
Fener Köyü tüzel kişiliğine ait epeyce bir arazinin bulunduğunu biliniyor. Bu araziler yasanın kesinleşmesi sonrasında bir ay içinde Silivri Belediyesi'ne geçecek…
Şimdi...
Buradan yola çıkarak "Silivri Belediyesi yaşadı” diyenler olabilir. Henüz borçları var mı, yok mu varsa ne kadar bilmeden…
O nedenle…
Konunun bu yönünü biraz açmak istiyorum..
Hepimizin bildiği gibi…
Silivri'nin (13) Orman Köyü statüsünde köyü mevcut…
Bunların içinde kaçının Tüzel Kişiliği üzerine arazisi var ve kadardır, bilmiyoruz.…
Tüzel kişiliğe ait borçları ne kadar onu da bilmiyoruz…
Şu kadarını söyleyeyim…
Bu (13) Köyün içinde (3) Köy var ki düne kadar köy yerleşim alanları dahil, yani kendi oturdukları evlerin dahi tapusu yoktu. Samanlıkları dahi hazine adına kayıtlıydı. Söylemek istediğim, bu (3) Köyden Silivri Belediyesi'ne geçecek olan yalnızca borçlarıdır. En iyimser bir tahmin, bir traktör veya bir bina geçer …
Düşünün!.
Bir Sayalar Köyü'nü …
Çayırdere Köyü'nü…
Keza, Danamandra Köyü'nü…
Gözünüzün önüne getirin …
Kısaca, demek istediğim, bu saydığım köylerde oturan hiç kimsenin tapulu arazisi yokken muhtarlığın kendi tüzel kişiliğine ait tapulu arazisi olacağını hiç sanmıyorum…
***
Bir hatırlatma;
Bu yasa o kadar da kötü değil….
Tüzel kişiliği kalkan köylerden (5) yıl emlak vergisi de alınmayacak, diyor…
Mahallede oturanlar, meralardan eskisi gibi yararlanacak diyor
Ve, daha önce yalnız İstanbul Büyük Şehir Belediyesi için oy kullanıyordun bundan sonra Silivri Belediyesi'ne de oy kullanabileceksin, diyor…
İyi haftalar…

OTO GALERİLERİ
Silivri Belediye Meclisince, Silivri Merkezinde konuşlanmış olan oto galerileri bu yıl sonuna kadar merkez dışına çıkacaklar kararı alınmıştı…
Günler yaklaştıkça, en çok konuşulan konusu bu Silivri'de…
Evet, konumuz "Oto Galericileri” meselesi…
Aslında, yalnız oto galerileri meselesi değil bu mesele...
2008 Yılında alınmış bir Meclis Kararı var. O karara göre bir çok alanda faaliyet gösteren işyerinin Silivri merkezi dışına taşınması gerekiyor. Karar alınırken, işyerlerinin yarattığı gürültü, ses kirliliği, görüntü kirliliği gibi birçok neden göz önüne alınarak alınmış. Ve, karar, bu güne kadar uygulanmamış veya uygulanamamış her neyse. Ama er veya geç alınan kararlar uygulanır…
Madem ki "oto galericileri” mağduriyetinin konuşuyoruz…
Derim ki…
Biraz da onların mağdur ettiklerinden bahsedelim. Hem de oto galericilerinden kat, kat fazla insanın mağduriyetinden…
Onlar…
"Onlar para kazanacak biz rahatsız mı olacağız?” diyor…
"Mahalle araları. Sokak araları, her taraf araba. Vatandaşın ortak kullanım alanları buralar. Bazıları, Silivri Belediyesi'ne o kaldırımın parasını bile ödemiş, o sebepten "parasını ben ödediğime göre ben arabamı koyarım” diyor…
Özetle, vatandaş olaya böyle bakıyor ve rahatsız…
Ayrıca, unutulmamalı ki, bu rahatsız olan vatandaşların sayısı oto alım-satım işinden para kazanan Oto Galericilerin sayısından çok, çok fazla… Nokta…

DÜŞÜNENİN DÜŞÜNCESİ
(…Bizim ülke Osmanlının ne olduğunu hiç öğrenmemiş ama Osmanlı olma sevdalısı olanlarla dolup taşıyor. Almanlar eski saraylarını müze yapıyorlar. Biz de otel yapıyoruz. Bu büyük sevgi gösterisi olmalı! Müze tarih ve bilim kültürünü, otel, turizm-ticaret kültürünü vurgulayan kullanımlar. Osmanlı'nın tüccarları yeni zamanlara kadar, Yahudiler, Ermeniler, Rumlar ve Levantenler idi. Annem "tüccarların mahkemede tanıklık etmelerine izin bile verilmezdi.” derdi. Biz bu denli tüccar ne zaman olduk?
Taksim için düşünülen kışla yenilemesi utanılacak bir olgudur. Meydanın parka açılan cephesini o çirkin cephe ile tıkamak her zaman yüzümüzü kızartacak bir tasarım olacak…”
(Doğan Kuban-16/11/2012 - Cumhuriyet / Bilim Teknoloji)

İSTER İNAN / İSTER İNANMA
"2014-2019 Yılları arasında Silivri'mize en az (1) Katrilyonluk hizmet getirmeyi düşünüyoruz.”
(Metin Karakaş-AKP Silivri İlçe Başkanı /14/12/2012 Hürhaber)

VE, SURİYE
Sayın Başbakanımız R.Tayyip Erdoğan, can ciğer kuzu sarması olduğu Esad'a aralarında ne geçtiyse, bir anda başlattığı tehditkar konuşmaları bu günlerde azalttı …
Şahsen, şikayetçi değilim…
Çok da memnunum…
Neydi o öyle…
Her konuştuğunda hop oturup, hop kalktık aylarca …
Bu günlerde iç siyasete daha fazla iç siyasete yönelik laflar ediyor. Açlık grevleri konusunda ettiği laflar yine yenilir yutulur cinsten değil. Olayı sonlandırmak yerine adeta kışkırtıyor. Başbakan olduğunu bir an unutuyor besbelli…
Sınırdaki durumlara bakınca Suriye konusu gündemden kolay, kolay düşmeyecek. Belli…
İlk başta ortak hareket ediyoruz, diye etrafa yayılan ülkelerden sanırım Suudi Arabistan ve Katar kaldı yanımızda. Hepimiz de biliyoruz ki, uluslararası arenada onları hesaba katan filan yok. Bize kar kalan sınır boyunca oluşturulan kamlarda ki göçmenler…
Ve…Birden bire, aklıma, o birilerinin söylediği "laf ağzımızdayken senin, söylendiği anda senin olmaktan çıkmıştır.” dediği aklıma geliverdi…

GÜNE UYAN
"Nazik bir insan, anlatılan hikayeyi her zaman ilk defa duyan kişidir.”
(Mark Twain)

YORUM YAP