
İstanbul Tabip Odası Silivri Temsilciliği tarafından düzenlenen geleneksel 14 Mart Tıp Bayramı programı, Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirilen çelenk sunma töreniyle kaydedildi.
14 Mart Tıp Bayramı kutlamaları kapsamında gerçekleştirilen çelenk sunma töreni, önceki gün Atatürk Anıtı önünde yapıldı. İstanbul Tabip Odası Silivri Temsilciliği ev sahipliğinde tertip edilen programa Silivri Belediyesi Başkan Yardımcısı Emine Tarin, Silivri Belediyesi CHP'li Meclis Üyeleri Mehmet Bulut ve Saadet Gencoğlu, CHP İlçe Başkanı Suna Göçengil ve yönetimi, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Şubesi yönetimi, sağlık kurumları, sendika ve parti temsilcileri katılım sağladı. 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle İstanbul Tabip Odası Silivri Temsilciliği, Kolan Hospital Group ve Medical Park Silivri Hastanesi tarafından Atatürk Anıtına çelenk sunuldu. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları adına ayrıca şiddet nedeniyle yitirdiğimiz sağlık çalışanlarından Dr. Ersin Arslan, Dr. Melike Erdem, Dr. Kamil Furtun, Dr. Abdullah Biroğlu, Dr. Aynur Dağdemir ve diğer hekimlerin anısında saygı duruşunda bulunuldu, akabinde hep birlikte İstiklal Marşı söylendi.
BOZÇALI: ÖZLÜK HAKLARIMIZDA İYİLEŞTİRİLMELER YAPILANA KADAR MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ
Duygu ve düşüncelerini yansıtan bir konuşma yapan İstanbul Tabip Odası Silivri Temsilcisi Dr. Fethi Bozçalı, “14 Mart'larda hava hep böyle soğuk geçiyor. Böylesine soğuk bir havada buraya gelerek biz sağlık çalışanlarına moral oldunuz, çok teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlar, bizler gerçekten sıkıntılı günler yaşıyoruz. Biliyorsunuz birçok sağlık emekçisi arkadaşımız görevi başında şiddete uğruyor. Meslektaşlarımız görev başında öldürülüyor. Sizlere birkaç önemli veriden bahsetmek istiyorum. Türkiye'de 2015 yılı verilerine göre 2 milyon kutu ilaç tüketildi. Geçen yıl acil servislere toplam 115 milyon başvuru yapılmış. Kısa sürelerde hasta bakmak zorunda kalıyoruz. Bu süre 5 dakikaların altına inmiş durumda. İnsanlarımız niteliksiz sağlık hizmeti yüzünden doğal olarak acillere başvuruyor. Acillerde şiddet görüyoruz. Artık sağlık çalışanları şiddete uğramasın istiyoruz. 5 dakikalık muayeneye hayır diyoruz. Emekliliğimize yansıyan ücretler çok az. Bizler emekli olduğumuzda asgari ücret düzeyinde maaş alıyoruz. Arkadaşlarımızın çoğu emekli bile olamadan yaşamını yitiriyor. Mezarda emekliliğe hayır diyoruz. Özlük haklarımız için mücadele etmeye devam edeceğiz. 14 Mart Tıp Bayramı hepimiz için hayırlı olsun.” dedi.
IRMAK: SAĞLIK POLİTİKASI ŞİDDET DOĞURUYOR
Devlet Hastanesi Temsilcisi Meltem Irmak tarafından okunan 14 Mart Tıp Bildirgesinde şu ifadelere yer verildi: “14 Mart günü, hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının giderek artan sorunlarını, dayanılmaz hale gelen sorunlarını, sağlık hizmetlerinin halka yansıyan halini, taleplerimizi, sizlerle, kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Ülkemizde modern anlamda ilk tıp okulu (Tıbbiye i Amire), 14 Mart 1827'de II. Mahmut döneminde açılmış; tıp eğitiminin modernleşmesinin başlangıcı olarak kabul edilen 14 Mart, ülkemiz de 1919'dan beri her yıl 14 Mart Tıp Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Hekimler 14 Mart haftasında sorularını dile getiriyor, taleplerini sıralayıp, toplumun sağlık hakkına ve sağlık çalışanlarının çalışma haklarını, isteklerini kamuoyunun gündemine getirmeye gayret ediyor. Sağlık hizmetleri piyasa koşullarına, tüketime dayalı sürdürülürken, hastalara ancak 5 dakikayı bile bulmayan sürelerde muayene dayatılmakta, nitelikli sağlık hizmeti yerine sağlık endüstrisinin karlarına kar katılmakta, toplumun sağlığı bu durumdan zarar görmektedir. Niteliği düşük sağlık hizmeti, sağlık çalışanlarına şiddeti salgın boyutuna vardırmış, günde ortalama 31 sağlık çalışanı şiddet görmeye, bazen bir hastanede günde 3 hekim arkadaşımız şiddete uğrar hale gelmiştir.
“SAĞLIK KURUMLARI TİCARETHANEYE ÇEVRİLDİ”
Sağlık hizmetlerinden sigorta kapsamında faydalanmayan nüfusumuz giderek artarken, halkın cebinden katkı, katılım, fark, özel işlem, ilaç farkı adları altında toplanan paralar sayesinde sağlık sistemi adeta sürümden kazanan karlı işletmeler haline dönüştürülmüştür.
“FAZLA VE ESNEK ÇALIŞMA DAYATMASI ÜZÜYOR”
Sağlık çalışanları, performansa dayalı gece gündüz esnek ve fazla çalıştırıldıklarından, iyi hekimlik değerlerine göre mesleki etkinliklerini yeterince yerine getirememenin üzüntüsünü taşımaktadırlar.
“AÇIĞA ALMA VE İHRAÇLAR NEDENİYLE GÜVENCEMİZ ORTADAN KALKTI”
Sağlık çalışanları OHAL kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle haksız ve hukuksuz bir şekilde işten atılmakta, özel sağlık kuruluşlarında çalışmaları engellenmekte, özel sağlık birimlerinde çalışan arkadaşlarımızın ücretleri düşürülmekte, gasp edilmekte ya da ödemeleri aksatılmaktadır.
Taleplerimiz;
Türkiye'de daha iyi ve nitelikli bir hekimlik ortamının sağlanması için çabalarını sürdüren Türk Tabipleri Birliği, bu amaçla çeşitli yasal düzenlemelerin yapılmasını istiyor.
Türk Tabipleri Birliği, bu taleplerin bir gereği olarak da başta özlük hakları, çalışma koşulları ve sağlıkta şiddet olmak üzere çeşitli konularda yasa taslakları hazırlayarak ilgili mercilerle paylaşmaktadır.
Buna göre;
Kamu ve özel ayrımı gözetmeksizin hekimlerin güvenceli çalışma hakları sağlanmalıdır.
Haftalık çalışma süresi, fazla mesailer ve nöbetler de içinde olmak üzere, 48 saati aşmamalı, kamu sağlık kuruluşlarında günlük, haftalık ve aylık fazla çalışma süresi üst sınırı getirilmelidir.
Asistan hekimleri için nöbet sırasında eğitim alma durumlarını da gözeterek haftalık fazla çalışma üst sınırı 56 saati geçmemelidir.
Çalışma ortamlarında gerekli fiziksel düzenlemeler (dinlenme odaları, temizlik ve bakım için çalışanlara özel tuvaletler vb.) yapılmalı, bu kurumlarda işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından gerekli önemler alınmalı, yönetim demokratikleştirilmeli, alınan kararlarda çalışanların katkı ve katılımı sağlanmalı, sağlık kurumlarının sosyal olanakları (çalışanların çocukları için kreş, servis vb.) artırılmalıdır.
Yıllarca haftada 40 saatlik yasal sürenin çok üzerinde ve ağır koşullarda çalıştığımız halde bugüne dek bir türlü verilemeyen “fiili hizmet zammını” talep ediyoruz.
Çalışılan her bir yıla;
-Sağlık hizmeti veren işyerlerinde çalışan sağlık personeli için 120
-Gece, tatil günü ve fazla süre, ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanlar için 150
-Daha ağır ve yıpratıcı, acil, yoğun bakım vb. işlerde çalışanlar için 180 gün fiili hizmet zammı eklenmesini talep ediyoruz.
Mezuniyet öncesi ve sonrası eğitim veren kurumlarda iş; öncelikli eğitim, daha sonra araştırma ve en son olarak sağlık hizmeti sıralamasıyla tanımlanmalıdır.
Hekim ücretleri için önerilerimiz dikkate alınmalıdır.
“TALEBİMİZ SAYIYI DEĞİL NİTELİĞİ ÖNCELEYEN BİR POLİTİKA”
Sağlık alanındaki mesleki eğitimin niteliğinin giderek bozulduğunu, bunun halkımızın geleceğini tehdit ettiğini görüyoruz. Sağlık eğitiminde meslek örgütleriyle ve ilgili kuruluşlarla işbirliği yapılmasını, sayıyı değil niteliği önceleyen bir politikayı talep ediyoruz.
Sağlıkları, yaşamları, kısaca canları tehlike altında olan sağlık çalışanları; sağlık alanındaki şiddetin, sağlık çalışanlarının mesleklerini hasta yararına ve özerk bir biçimde sunmalarını engellemeye yöneldiğini, sağlık hizmetlerini kesintiye uğrattığını, diğer hastaların da sağlık hizmeti alma haklarını ihlal ettiğini ve böylece kamu sağlığını bozduğunu belirtmektedirler. Bu durumun önüne geçecek tedbirlerden biri olarak, Türk Ceza Kanununda örneği de olan yeni bir yasa maddesinin kabul edilmesini, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütün üyelerinden acilen talep etmekte ve beklemektedirler.
Katkı, katılım paylarıyla, istisnai hizmet tanımıyla, fark ücretleriyle, 5 dakikalık randevu süreleriyle halkımızın nitelikli sağlık hizmetine erişimi kısıtlanmaktadır. Nitelikli sağlık hizmetine bütün yurttaşlarımızın tamamen ücretsiz ulaşabilmesini talep ediyoruz.
Hekimler ve diğer sağlık çalışanları, insani çalışma koşulları için sürdürdükleri hak arama mücadelesini ve halkın eşit, ücretsiz, ulaşılabilir, iyi sağlık hizmeti alma hakkını savunmaya devam edecektir.
Her yerde ve her koşulda ‘iyi hekimlik' yapmak istiyoruz…”
Hazal BAŞARAN