
2012-2013 Eğitim-Öğretim döneminde İstanbul ilindeki ortaokul 5-8. sınıf öğrencilerine yönelik Çanakkale Savaşları konulu Kompozisyon Yarışması düzenlendi. Çanakkale Savaşları’nın ruhunu ve özünü anlatan, yaşanmış olayları kapsayan eserlerin yarıştığı yarışmada, ilçemiz birincisi olan Ortaköy Sezin Öztaş Ortaokulu 8A sınıfı öğrencisi Sena Özdemir, il elemelerinde ikinci oldu. Sena Özdemir, ülke genelinde İstanbul ilini temsil etmeye hak kazandı.
Öğrencinin eseri ise şu şekilde;
MEHMED’İN KALEMİNDEN ÇANAKKALE
"Her güne uyandığım gibi bu sabah da karanlık bulutlar sarmıştı, etrafımızı. Ekmeğin azalacağını söyleyen komutanım, kara bulutların arkasından ağlayan yüzdü. Silahlarımızın olmayışı kâbuslarımın anlamıydı. Hayata bakışım ağlayan çocuk misali gibiydi. Mermiler, yağmur gibi yağıyordu cephelerde, an geliyor içecek su bulamıyorduk. İlk günler yaralanan arkadaşlarımıza yardımcı olabiliyorduk ama sonra tam bir can pazarı yaşanıyordu, cephelerde. Düşman adını bile bilmediğimiz silahlarla saldırıyordu, bize. Bizim ise en büyük silahımız yüreğimizdeki iman ateşiydi. O ateş ile yakmak istiyorduk düşmanı. Kimse bir şey yemek istemiyordu. Zaten çok da şansımız yoktu. Üzüm hoşafımız tükenmişti ama şükürler olsun kuru ekmeğimiz vardı daha. Yemek istemiyorduk çünkü: bir öğünü bile yemeden atlatabilirsek bu bizim için ertesi gün yiyecek bir şeylerin var olması demekti. Bu mermi yağmurunda bile aklım anamdaydı. Ne yapıyordu acaba, sarı ineğimizi satmış mıydı? Ne yiyordu, ne içiyordu? Köyümüzün zeytin gözlü çocukları aklımdaydı hep, Hasan, Mehmet, Ali daha 9 yaşındalar. Belki onlar da cephede şimdi benim gibi ama Annem’e yazdığım bu mektup son vedamdı belki…
Annem’e
Bugün 365.günüm anne. Gittikçe zorlaşıyor hayat. Alıştım ama ben. Her yanımda bir şehit anne. Gözlerim, gözyaşlarım dayanmıyor artık.
Soğuk gecelerde arıyorum kokunu anne. Bana ‘aslanım’ dediğin günler çınlıyor kulaklarımda… O sesin uzaklarda ama hep yanımda. Her gün gittikçe ölüme daha çok yaklaşıyorum anne. Teker teker veda ediyor bana kardeşlerim. Onları görüyorum, kardeşlerimi beni çağırıyorlar yanlarına. Kardeşlerim gözümün önünde bir kez daha can veriyor anne. Kabuslarımla uyanıyorum her gece. Düşmanlar bir adım daha yaklaşıyor vatanıma ama ben direniyorum yokluğunda. O silahı her elime aldığımda babamı hatırlıyorum, vatan için can verdiğini. Geçmişimi getiriyorum aklıma anne, senin bana yaptığın fedakarlıkları. Ama savaşacağım anne, bu sana son vedam olsa bile. Düşmanlarla karşılaştığım zaman o bayrağı dalgalandıracağım göklerde.
Benim için üzülme anne! Bu vatan uğruna verdiğim canımla, o bayrağa sarılmış tabutum giderken gurur duy, başını dik tut anne. Ölüme son bir kurşun kala ‘VATAN SAĞOLSUN’ diye seni sayıklayacağım ANNE !
…
Bir saat önceki bomba yağmurunda ölen arkadaşımın yanına gittim. Abdestimi aldım, iki rekat namaz kıldım. Cansız bedenini sırtıma alıp, cephenin iç bölgelerine taşıdım. Onu defnetmeyi düşünüyordum ki yeni bir bomba yağmuru başladı. Hemen siper aldım. Ama şükürler olsun ki hala yaşıyorum ve vatanım için nefes alıyorum. Yarın da yaşar mıyım bilmiyorum ama hayata son vedam olsa bile; duyuracağım sesimi göklerde. Hayata veda ederken bir ışık belirecek gökte: arkadaşlarımın gözleri. Onlar beni çağıracak oraya. Göklerde olsam bile ‘VATAN SAĞOLSUN’ diye duyuracağım sesimi düşmanlara. Bu hayata son vedam, son sözüm ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!”
Renginar SALİ