Necatigil’in kızı Silivri anılarını paylaştı

Necatigil’in kızı Silivri anılarını paylaştı

20.04.2013 10:41:48

Hasan Sabriye Gümüş Anadolu Lisesi, İsmet Asan müdürlüğünde öykü yazarı Ayşe Sarısayın’ı ilçemizde ağırladı. Kültür Edebiyat Kulübü öğrencileri, İhsan Tevfik Kırca öğretmenliğinde Sarısayın’la keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. 18 Nisan 2013 tarihinde İBB Abdülezel Paşa İlkokulu ve Ortaokulu salonunda düzenlenen söyleşiye Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Elif Bilici, İlçe Milli Eğitim Müdürü İkram Kayapınar, okul müdürleri, öğretmen ve öğrenciler katıldı.

KIRCA: NECATİGİL, SİLİVRİ’DEN DE BESLENDİ
Programın açılış konuşması Hasan Sabriye Gümüş Anadolu Lisesi Edebiyat Öğretmeni İhsan Tevfik Kırca tarafından yapıldı. Kırca, usta edebiyatçılar Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Rauf Mutluay’ın yanı sıra Behçet Necatigil’in de yolunun Silivri’den geçtiğini ve bunu öğrenince daha da mutlu olduğunu ifade etti. Parkköy’de bir yazlığının bulunduğu ve yazlarını burada geçirdiğini kızından öğrendiğini paylaşan İhsan Tevfik Kırca, ünlü ustanın eserlerinde ilçemizin güzelliklerinden de beslendiğini ifade ederek değerli edebiyatçıyı saygı ve rahmetle andı. Kırca, sözlerini Necatigil’e ithaf ettiği 3. Şiir kitabında yer alan "Çığlık” şiiriyle sona erdirdi.
Program, İhsan Tevfik Kırca, Kamil Bilici ve Cüneyt Türel’in seslendirdiği, kurgusu Bilici Medya tarafından yapılan slayt gösterisiyle devam etti. Slaytta Behçet Necatigil ve kızı Ayşe Sarısayın’ın biyografileri ve eserleri hakkında bilgi verildi. Slayt gösterisinin ardından Ayşe Sarısayın ile söyleşiye geçildi. Sarısayın, sunuma verilen emeği takdir ettiğini söyleyerek hazırlayanlara teşekkür etti.

SARISAYIN: EN GÜZEL ANILARIM SİLİVRİ’DE GEÇTİ
Yıllar sonra Silivri’ye gelmekten çok büyük mutluluk ve heyecan duyduğunu anlatar Ayşe Sarısayın, şöyle konuştu: "Silivri’yi çok değişmiş ve gelişmiş olarak gördüm. Parkköy’de yazlığımız vardı ve çok uzun yıllar yazlarımız burada geçerdi. En güzel anlarımın burada geçtiğini söyleyebilirim. Unutulmaz yazlar, ilk aşklar hep burada yaşandı. Bugün sizlerle bir arada olmaktan çok mutluyum. Silivri’ye yeniden gelmemi sağlayan başta İhsan Tevfik Kırca hocama ve herkese çok teşekkür ederim.”

"KİTAPLARLA DOLU BİR EVDE YETİŞTİM VE HAKKINI VERMEYE ÇALIŞTIM”
Sarısayın, çocukluğunu ve babası ile ilgili anılarını şöyle paylaştı: "Edebiyatla çocukluğumdan beri iç içeyim. Kendimi bildim bileli edebiyat hep var. Kitaplarla dolu bir evde yetiştim ve hep hakkını vermeye çalıştım. Her türlü kitap okudum.
Kimya Mühendisliği ve İşletme eğitimi aldım. Çeşitli ilaç firmalarında en alt kademeden başlayarak kısa bir süre içinde yükseldim ve yaklaşık 10 yıl yöneticilik yaptıktan sonra rahmetli babamın arkadaşlarının yönlendirmesiyle edebiyata dönerek öykü yazmaya başladım. Yazarlık için yetenek gerekli, ancak emek vererek okumak ve biriktirmek de çok önemli. Kitaplar içinde yetişmem benim için çok büyük bir şanstı. Bir öykümde de bunu paylaştım. İki arkadaş bir biriyle sohbet ediyorlar, biri "Bizim evde kitap yok” derken, diğeri "Bizde ise hepsini okuyamayacağın kadar çok var” diyor.

"OKUMAK; DİĞER HAYATLARA DA UZANABİLMEKTİR”
Çocukluğumdan beri okumayı yalnızlığımı bölen bir şey olarak görüyorum. Kendinizi yalnız ve mutsuz hissettiğiniz anlar olur ya, işte o zaman kitaplar sizi kendi dünyasına çeker, kendi kahramanlarıyla karşılaştırır. Bu duyguyu yakalamak bana moral verirdi. Hepimize birer hayat yolu biçiliyor ve biz seçtiğimiz yolda ilerliyoruz. Okumak; diğer hayatlara da uzanmak gibidir. En azından benim için bu böyle. Ben çocukluğumdan beri durduğum yerde okuyarak başka hayatları yaşadım.
Yazarlık diye bir amacım yoktu. Babamın arkadaşları sayesinde ve bazı rastlantılarla bu iş buraya geldi.

"HANGİ MESLEĞİ YAPARSANIZ YAPIN TÜRKÇE’Yİ ÇOK İYİ BİLMENİZ LAZIM”
Sanatın hangi dalını; resim, müzik, tiyatro, sinema… yaparsak yapalım, öncelikle dilimizi iyi bilmeliyiz. Sadece okulda derslerle bunu başarmak oldukça zor. Bunun için çok okumak gerekiyor. Sanatın dallarının yanı sıra hangi mesleği seçerseniz seçin, kendinizi doğru ifade edebilmek ve iyi bir iletişim kurabilmek için Türkçe’yi çok iyi kullanabilmeniz lazım.”

"BABACIĞIM SENİ ÇOK SEVİYORUM” DİYEMEDİM”
Ayşe Sarısayın, babası ile ilgili şu anılarını paylaştı: "Babam, çok çekingen, içine kapalı ve mesafeli bir insandı. "Babacığım seni çok seviyorum” bile diyemedim. Çocuksu bir yönü vardı. Türk filmlerini izlerken, hüzünlü sahnelerde hemen gözleri dolardı. Çocuktum ve buna çok şaşırırdım. Günlerce odasından çok az çıktığını hatırlıyorum. Şiirini tamamladığında odasından mutlu bir şekilde çıkar ilk anneme, sonra bize okurdu. Okulda arkadaşlarım, "Senin baban şairmiş galiba” diye sorardı, şairlik bir meslek olmadığı için ben, "O önce bir öğretmen” diye cevap verirdim. O dönemlerde babamın nasıl biri olduğunun farkında değildim.”

KAYAPINAR: BİR YAZIYA BAŞLAMAK BİLE ÇOK ZOR
Sarısayın’ın açıklamalarının ardından sorulara geçildi. İlçe Milli Eğitim Müdürü İkram Kayapınar, ünlü edebiyat ustası Behçet Necatigil’in Silivri’de yaşadığını yeni öğrendikleri dolayısıyla üzüntüsünü ifade etti, yaşadığı evi ve eserlerini yazarken belki ilham aldığı manzarasını bile çok merak ettiğini açıkladı. Yazmanın ne kadar zor bir iş olduğundan da bahseden Kayapınar, bazen bir yazıya başlamanın bile çok zaman aldığından söz etti. Sözlerini Sarısayan’a teşekkür ederek sonlandırdı.
Ayşe Sarısayın, başlamanın bitirmenin yarısı olduğunu, çok acele etmemek gerektiğini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Öncelikle duygularımızı aktarıyoruz. Asıl iş sonra başlıyor. Yazdıklarımızı iyice demlendirmek gerekiyor. Babam yazdığı bir şiiri 6 ay sonra tekrar okurdu. Yazdıklarımızı sevmeye meyilliyiz. Bu yüzden cesur ve sabırlı olmak lazım. Yazmak, hem kolay hem zor.

BİLİCİ: İLERİDE SIKINTI ÇEKMEMEK İÇİN BOL BOL KİTAP OKUYUN
Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Elif Bilici, de öğrencilerle okul hayatındaki edebiyat dersi anılarını paylaştı ve günlük hayatta özellikle de önemli görevlerde yer alınca iletişim kurmada, kürsüde konuşma yaparken yaşanan zorluklara dikkat çekerek kitap okumanın önemine vurguda bulundu. Öğrencilere ileride sıkıntı yaşamaları için bol bol kitap okumalarını tavsiye etti.

NECATİGİL, DR. CEMAL KOZANOĞLU’NUN ÖĞRETMENİYMİŞ
Edebiyat Öğretmeni Tevfik Kırca, Behçet Necatigil’in Zonguldak’ta bulunduğu görevi sırasında ilçemize büyük emekleri geçen rahmetli Dr. Cemal Kozanoğlu’nun da edebiyat öğretmenliğini yaptığını açıkladı.

SARISAYIN: HER YAZAR KENDİNİ ANLATIYOR
Söyleşi, öğrencilerin sorularıyla devam etti. Liselilerin "Öykülerinizde kendinizi mi anlatıyorsunuz?” sorusuna Ayşe Sarısayın, "Her yazar kendini anlatıyor. İlk eserler otobiyografi gibi oluyor, daha sonrakilerde yazarlar daha ustalaşınca farklı karakterler yaratarak yaşadıklarını ve hissettiklerini paylaşıyor. Ben de çoğu silinmiş görüntüleri bu günden bakarak yazmaya çalışıyorum.” şeklinde cevap verdi.

"EDEBİYAT, ŞAİR VE ŞİİR KAVRAMLARININ GÜNDEMDE OLMASI GÜZEL”
"Kelebeğin rüyası” adlı sinema filminde babanızı görebildiniz mi?” sorusunu şöyle yanıtladı: "Babamı göremedim, ama filmi çok beğendim. Babamı anlatan kısım şair öğretmenin gençleri yüreklendirmesiyle sınırlı. Tek gerçek bu. Geri kalan, Yılmaz Erdoğan’ın tasarrufunda olan ve senaryo gereği. Edebiyat, şair ve şiir kavramlarının gündemde olması çok güzel ve mutluluk verici bir olay.

"ÖYKÜLERİMİN SONUNU OKURLARIMA BIRAKMAYI SEVİYORUM”
Sarısayın’a öykülerin neden yarım kaldığı ve sonu yazılmadığı soruldu. Kendisi de bunu öykülerinin sonunu okurlara bırakmak istemesiyle açıkladı.

"ŞİİR, ÇOK KUTSAL”
Şiir konusunda da soru sorulan Ayşe Sarısayın, şiirin çok kutsal olduğunu ve hiç düşünmediğini, insanüstü yeteneklerin gerektiğini açıklamasında bulundu.
Öğrenciler, Sarısayın’ın çocukluğundaki Silivri’yi de merak etti. "70’li yıllarda da çok güzeldi” şeklinde açıklayan Sarısayın, gelecekten de umutsuz olmadığını paylaştı.
Öykü yazarı Ayşe Sarısayın’a teşekkür plaketi İlçe Milli Eğitim Müdürü tarafından takdim edildi ve Silivri’nin tarihini anlatan kitaplar hediye edildi.
Söyleşi kitapların imzalanmasıyla son buldu.

Haber: Renginar SALİ

YORUM YAP