Nasuh Mahruki’nin gözünden AKUT

Nasuh Mahruki’nin gözünden AKUT

05.12.2016 09:42:10

Silivri Belediyesi, AKUT, Sanatçılar ve Sanatseverler Derneği işbirliğinde Silivri'ye gelen AKUT Onursal Başkanı Nasuh Mahruki, arama kurtarma hikâyelerinin gönüllü kahramanı AKUT'un sivil toplum kuruluşlarının önemini gösterme anlamında öncü bir rol üstlendiğini söyledi.

Arama Kurtarma Derneği olarak bildiğimiz AKUT'un 20. kuruluş yıldönümü özel söyleşi ve sergi programı münasebetiyle ilçemizde ağırlanan AKUT Onursal Başkanı, milli sporcu, profesyonel dağcı, yazar ve fotoğrafçı Nasuh Mahruki, pek çoğumuzun adını ilk kez 17 Ağustos Depremi'ndeki arama ve kurtarma çalışmalarıyla duyduğu AKUT'un 20 yıllık mücadelesini anlattı. Türkiye'nin en etkin sivil toplum örgütlerinden biri olma misyonu ile asıl odaklandığı arama ve kurtarma çalışmalarının yanı sıra ülkemizde eksikliğini ve yanlışlığını gördüğü toplumsal tüm konularda sosyal sorumluluk bilinci ile hareket etmeyi temel ilkeleri olarak benimsediklerini belirtti.
1 Aralık Perşembe günü, Yaşar Kemal Sergi Salonu'nda kaydedilen programa Demokrat Parti İlçe Başkanı Halide Avlu, Silivri Belediyesi CHP'li Belediye Meclis Üyesi Süheyl Kırkıcı ve eşi Kardelen Sürücü Kursu ortaklarından Öznur Dinçel Kırkıcı, Silivri Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yörük, Silivri Kent Konseyi eski Başkanı Dilruba Önal, Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan, TEMA Vakfı Silivri Temsilcisi Seher Dertop, Silivri Rotary Kulübü üyeleri, Silivri Belediyesi birim müdürleri ve sorumluları, siyasi parti, kamu ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile Silivrili vatandaşlar katıldı.

FOTOĞRAFLARLA AKUT'UN 20 YILI
AKUT'un 20 yıllık tarihi boyunca yaşanan gerçek olayları yansıtan fotoğraflardan oluşan, ‘Türkiye'nin AKUT'u 20 Yaşında' isimli fotoğraf sergisi, 4 Aralık tarihine kadar Yaşar Kemal Sergi Salonu'nda ziyaret edilebilecek. Türkiye'nin alanında öncü sivil toplum örgütünün mücadele dolu 20 yıllık çalışması, operasyonel ekiplerin kaybolma, kaza, deprem, sel gibi doğal afetlerde sergilediği profesyonel yaklaşımı fotoğraflarla gözler önüne seriyor. Sanatçı ve Sanatsevenler Derneği üyelerinin suluboya ve yağlıboya eserleri ile katkı sunduğu sergiye ayrıca Dernek Başkanı Lerzan Öke ‘Sanata Ve Sanatçıya Adanmış Bir Ömür' adlı kitabını imzalayarak destek verdi. Öke'nin nezdinde Althan Enson, Beki Almaleh, Devrim Erbil, Ebru Uygun, Emine Toprak, Gıyas Korkut, Günseli Partanaz, Hilal Zılloğlu, Hüseyin Dertop, İnci Aydar, Mualla Arkan, Nermin Toy, Özcan Atamert, Pınar Partanaz ve Sadık Altınok eserleriyle sergiye katkı sağladı. Sergiden elde edilecek gelir, zor durumda kalmış herkesin yardımına koşabilsinler diye AKUT'a bağışlanacak. Proje kapsamında Afet ve Çevre Yönetim Sistemleri Araştırma Derneği (AÇEYSAD) Başkan Yardımcısı Nermin Toy tarafından 3 Aralık Cumartesi ve 4 Aralık Pazar günleri saat 14.00'da ‘Afete Hazırlık' konulu söyleşi gerçekleştirecek.

“%100 GÖNÜLLÜLÜK ESASIYLA İŞLEYİŞİNE DEVAM EDİYOR”
Nasuh Mahruki, karşılıksız yardımseverlik ilkesi ile yola çıkan AKUT'u Silivrililere şöyle anlattı: “Merhabalar, hepiniz hoş geldiniz. Böyle güzel bir organizasyonu AKUT için düşünen başta Sayın Belediye Başkanımıza, ilgili personellere, elbette Lerzan Hanıma ve ressam dostlarımıza çok teşekkür ederim. Bu duyarlılığınızın bizim için çok büyük bir anlamı var. AKUT Çocuk Akademisi, AKUT Spor Kulübü, AKUT Kültür Sanat Kulübü, AKUT Kent Gönüllüleri, AKUT Öğrenci Toplulukları, AKUT Vakfı gibi yapılanmalarıyla, her yaş grubundan bireye ulaşmayı hedefleyen AKUT, aslında bakarsanız birkaç bin kişiden oluşan bir aile. Bu tür oluşumlarla yaşadığımız ülkeye hatta gezegene hizmet etmeyi çeşitlendiriyoruz. Tamamen gönüllerden oluşuyor. %40'ı kadın olmak üzere 2 bin 200 civarında gönüllümüz ve yalnızca 3 tane maaşlı personelimiz var. AKUT'un asıl gücü gönüllülükte. Hiçbir karşılık beklemeden, tamamen gönüllü olarak, hayatından önemli fedakârlıklar yapan bu kadar insanın ülkelerine hatta bütün dünyaya hizmet ürettikleri, hayat kurtardıkları bir mekanizma.

“17 AĞUSTOS 1999 ÖNCESİNDE ÜLKEMİZDE ARAMA KURTARMA KONUSUNA ODAKLANMIŞ TEK GÖNÜLLÜ DERNEK AKUT'TU”
Zorda olana, mazluma yardım etme duygusu milletimizin en yüksek hasletlerinden biri. AKUT bunu yeniden ortaya çıkartan bir sivil toplum kuruluşu oldu. 1999 Depremi'nde bu duygu yeniden ayağa kalktı. 17 Ağustos Depremi'nde arama kurtarma yapabilecek eğitimi, lojistiği, malzemesi, üzerinde üniforması, bir kurum kimliği ve yönetim hiyerarşisi olan tek yapı bizdik. Devletin kendisinin bile 2 gün sonradan farkına vardığı olayda halk kendi iç örgütlenmesi ile, tamamen gönüllü olarak, hiçbir çağrı beklemeden, Türkiye'nin dört bir tarafından akın akın bölgeye geldi. Bu süreçte AKUT ilk defa gördüğü gönüllüleri ile çalışarak 17 Ağustos 1999 Depremi'nde 220 insanın hayatını kurtarmıştır. Bir yerden sonra kurtarmaya paralel olarak hem Türkiye'den hem de dünyanın dört bir tarafından yollanan yardım malzemelerinin karşılanması, tasnif edilmesi, depolanması, ihtiyaca göre dağıtılması gibi müthiş bir başka ihtiyaç daha başladı. Onu da biz yaptık. Doğa boşluk kabul etmez, illa bir şekilde dolar, şansınız varsa nitelikli bir yapı ile şansınız yoksa uyduruk 3. sınıf bir kopya ile dolar. O süreçteki boşluğu da doldurmamız gerekti. 17 Ağustos'un bu anlamda en azından AKUT gibi organize, örgütlü, toplum dinamikleri ile çalışabileni başka insanları da sistemin içene dâhil edip onlarla etkisini çoğaltabilen bir dinamizmi vardı.

“1999'DAN BU YANA ÜLKEDE BÜYÜK BİR SİVİL TOPLUM HAREKETLİLİĞİ VAR”
Bu kadar çok enkazla hiç kimse başa çıkamaz ama Amerika herhangi bir yıkıcı depremde 60-70 bin tane enkaz ortaya çıkmasına yol açacak koşulları bırakmaz. Önceden bunun önlemini aldıkları için başlarına ne gelirse gelsin bu kadar büyük bir kriz yaşamazlar dolayısıyla ellerindeki imkanlar yaşayacakları maksimum krizle başa çıkmaya yeter. Ama bizde binalarımız dayanıklı yapılmadığı gibi, demirinden, çimentosundan çalıp, elenmemiş deniz kumu kullanmak gibi bir sürü mühendislik hataları ile vurgun talan ekonomisi üzerinden götürülünce işler, 17 Ağustos 1999 Depremi'nde, 8 şehirde, milyonlarca insanın yaşadığı bir coğrafyada, 60-70 bin enkaza yol açan bir depremle karşı karşıya kaldık. Sadece 45 saniyelik bir depremin sonrasında 18 bin civarında insanımız hayatını kaybetti ve o dönemde Türkiye'nin bütün kurumları buna hazırlıksız yakalandı. Bu toplumumuzda derin izleri bıraktı. 17 Ağustos Depremi Akut'un 34'ncü arama kurtarma çalışmasıydı. Ondan önce 33 tane operasyona çıkmıştık. Bunun içinde ilk gerçek deprem dediğimiz Adana-Ceyhan Depremi, dağ, yamaç paraşütü, kanyon kazaları, hayvan kurtarma ve daha pek çok operasyon gerçekleştirdik. Belli bir tecrübemiz ve birikimiz vardı, 34'ncü operasyon olarak da 17 Ağustos Depremi'ne müdahale ettik, ondan sonra Türkiye'de AKUT'u bilmeyen kalmadı. Akut'un gösterdiği bu yararlılıklar topluma çok büyük bir rol model oldu. Hakikaten bir anda parmakla gösterilen kurum olduk ve arkamızdan bize benzer çok sayıda yapı oluşturuldu. Bu Türkiye için çok önemli bir kazanım. Bugün Türkiye'de gördüğünüz arama ve kurtarma ile ilgili bütün yapılanmalar, Silahlı Kuvvetlerinkiler dâhil, devletin, yerel yönetimlerin, özel sektörde fabrika ve şirketlerin kendi kurduğu ekipler veya AKUT benzeri diğer sivil toplum kuruluşlarının kurduğu derneklerin tamamı 17 Ağustos Depremi'nden sonra AKUT'un gösterdiği yararlılıklar örnek alınarak kurulmuştur. 1999 Depremi'nde AKUT'un gösterdiği yararlılıklar Türk toplumunda yepyeni bir farkındalık sağlarken, yurttaş sektörünün gelişmesi anlamında bir kıvılcıma dönüştü. Şu anda Türkiye'de çok ciddi bir sivil toplum kuruluşu hareketliliği var, bunların da büyük çoğunluğu 1999'dan sonra hayatımıza yerleşti. Ondan önce tabi ki Türkiye'de sivil toplum kuruluşları vardı ama bu kadar kamuoyu tarafından sahiplenilmemiş, desteklenmemişti ve bu tür oluşumlarda yer almak isteyen insan yoktu.

“AKUT BUGÜN ÜLKE GENELİNDE 36 EKİBİ VE KURULMA ÇALIŞMALARI DEVAM EDEN YENİ EKİPLERİYLE, SAYISI HER GEÇEN GÜN ARTAN GÖNÜLLÜLERİYLE, ÇALIŞMALARINA DEVAM EDEN BİR ARAMA KURTARMA GRUBUDUR”
17 Ağustos Depremi'nde bütün Türkiye'de enkaz arama kurtarma yapmayı bilen sadece 250 kişi vardı. Bunun yarısı İstanbul, Ankara ve Erzurum'dan gelen sivil savunma birlikleriydi, diğer yarısı da bizdik. İstanbul'da ve Antalya'da 2 takımımız vardı. Bugün bizim 36 takımımız var. Kesin rakamı vermek zor ama herhalde şu anda arama kurtarmadan anlayan 10 binin üzerinde insan var. Bu kazanım yalnızca arama ve kurtarma konularında değil, örgütlü insan gücüne ihtiyaç duyulabilecek her yerde işe yarayabilecek bir kazanımdır. Arama kurtarma ilk başladığımız alan ama zaman içerisinde yeni sorumluluklar da ekledik çünkü AKUT gönüllülerinde bu potansiyel, gayret ve niyet var. Geri kalanı tamamen çatıyı kurup içerisinde uygun iklimi yaratmak ve ondan sonra gönüllülerin yaratıcılığına işi delege etmek. Bizim AKUT'ta yaptığımız bu, başka türlü yürütülemez zaten. Yani kendi içerisindeki yönetişim becerilerini çok iyi uygulayan bir yapı ile ancak bu kuruluş sürdürülebilir çünkü hiçbirimizin işi değil, gönüllü olarak varız dolayısıyla hepimizin buraya aktarabileceği zaman sınırlı. AKUT faaliyetleri bizim artı zamanımızda yaptığımız bir şey. İyi örnek teşkil ettik, o yüzden AKUT bugün bulunduğu yerde.


“AKUT KÜRESEL BİR OYUNCU”
Derneğimiz küresel oyuncu. Birleşmiş Milletler tarafından akredite edilmiş Türkiye'nin ilk arama kurtarma takımıdır. Dünyadaki en iyi 2'nci sivil toplum kuruluşu. AKUT sadece arama kurtarmada kendisini sorumlu hissetmiyor, aynı zamanda Türkiye'de eksiklik, boşluk, tam olarak iyi yönetilmediğini gördüğü alanlarda da sorumlu hissediyor ve elini taşın altına koyup kendi gücüyle o işi düzgün yapmaya çalışıyor. Sonra da hemen arkasından bunu yaymaya, büyütmeye, geliştirmeye çalışıyoruz. Başkaları da böylece bu sürecin parçası olmaya başlıyor ve sonuçta Türkiye kazanıyor.”
Kurulduğu günden bugüne dek gerçekleşen 2318 operasyonda 2415 kişiyi, 1051 hayvanı kurtarmış ve 297 ex bireyi de bulundukları yerden kurtararak sağlık ekiplerine teslim ettiklerini belirten Mahruki, yıllarca liderliğini yaptığı AKUT'u bu çerçevede özetle ifade ederken, söyleşinin bu kısmından sonra konuklarının görüş ve sorularını aldı.

Hazal BAŞARAN

YORUM YAP