
Silivrispor Kulübü kongresi sonrasında Murat Yıldız'ın düzenlediği değerlendirme toplantısı, yalnızca bir seçim sürecinin kapanış açıklaması değil; aynı zamanda bir karakter, vizyon ve duruş analizine zemin sundu. Yıldız, o toplantıda yalnızca “neler oldu”yu anlatmadı. Aynı zamanda, Silivri'nin yerel yapısında “nasıl bir figür” olarak konumlandığını da göstermiş oldu.
Yıldız, konuşmasında sahne önündekilere değil, perde arkasındaki ilişkilere, tekliflere, tavırlara da ışık tuttu. Akgün Duru ile arasında geçen 3 milyonluk dekont önerisi anlatımı, Silivrispor'da etik sınırların nasıl esnediğine dair cesur bir tanıklıktı.
“Kimseyi parayla ezemem,” diyerek hem bir teklifi reddettiğini, hem de bir kulüp kültürüne karşı alternatif bir anlayış benimsediğini ifade etti.
Bu, Silivri'de yerleşik hâle gelen "küçük olsun bizim olsun" mantığına karşı yeni bir dilin de sinyaliydi.
ÜNVANA DEĞİL, SORUMLULUĞA ODAKLI DURUŞ
Yıldız'ın en dikkat çeken tarafı ise, seçilmemiş olmasına rağmen "yarından itibaren işe başlıyoruz" diyebilmesidir. Bu, unvansız katkı ilkesine dayalı bir pozisyonun ifadesidir. Bu anlamda Yıldız, klasik anlamda siyaset veya kulüp yönetimi figürlerinden farklı bir profil çizmektedir: Onaylanmaya değil, faydalı olmaya odaklı.
Bu, yerel aktörler arasında nadiren gördüğümüz bir anlayıştır. Zira pek çok kişi seçilmediği anda sahneden çekilir. Yıldız ise sahneden çekilmemekte, aksine arka planda ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaya talip olduğunu ifade etti.
KÜLTÜREL AİDİYET SİYASETİNE RED
Toplantıda özellikle altını çizdiği bir diğer başlık da “Kim Silivrili?” tartışmalarına yönelik tavrıydı. Babasının mezarının Silivri'de olduğunu, çocukluğunun bu sokaklarda geçtiğini anlatırken aslında Silivri'de kimlik üzerinden siyaset üretmeye çalışanlara net bir mesaj verdi:“Birinin 1 yıl mı, 5 yıl mı burada yaşadığı değil, bu kente ne kattığı önemlidir.”
Bu bakış açısı, hem yerel milliyetçilik söylemlerine hem de sosyal dışlayıcılığa karşı ortak yaşam kültürünü savunan bir çizgidir. Ve Silivri gibi hızla çeşitlenen bir nüfus yapısına sahip bir ilçe için oldukça kıymetlidir.
SIYASETLE TEMASLI AMA PARTİSİZ BİR DURUŞ
Murat Yıldız'ın konuşması, siyasete mesafeli gibi ama tam da siyaset dışı bir çizgide değil.
Süreçte yaşadığı hayal kırıklıklarını ifade ederken ne kırıcı, ne de intikamcı bir dil kullandı. Bu da onu "muhalif" değil, "alternatif" bir pozisyona yerleştiriyor. Arka planında şekillenen güç oyunlarının tarzına karşı durduğu anlaşılıyor.
NEYE EVRİLİR, ZAMAN GÖSTERİR
Şüphesiz, Murat Yıldız'ın bu yaklaşımı ileride daha geniş bir kamu desteğine dönüşebilir de, sessizce etkisini yitirebilir de. Ama bugün itibarıyla ortaya koyduğu tablo şudur:
– Kaybetmiş ama kırılmamış,
– Dışlanmış ama geri çekilmemiş,
– Kazanmak için ilkesinden vazgeçmemiş,
– Seçilememiş ama katkıdan vazgeçmemiş bir figür.
Böyle bir profilin Silivri yerel siyasetinde ve spor camiasında nasıl bir karşılık bulacağını zaman gösterecek. Şimdilik bildiğimiz şey şu: Murat Yıldız, “kaybetmeyi bilen” ama oyunun dışında kalmayı reddeden bir oyuncu olarak hafızalarda kaldı.