Karakaş: Kültür Merkezi Protokolü Hakkında Pişmanlık Duyuyorum

Karakaş: Kültür Merkezi Protokolü  Hakkında Pişmanlık Duyuyorum

8.01.2010 11:32:05

Hürhaber Gazetesi Köşe Yazarı Adil Sirkecioğlu'nun Öztekler ile geçmiş dönemde Kültür Merkezi yapımı hakkında meclisten geçen yerine farklı 2. bir protokolün imza altına alınmasının doğurduğu siyasi tartışmalar hakkında "Pişmanlık duyuyor musunuz" sorusuna Karakaş, "Pişmanlığı hissettim. Keşke mecliste bir kez daha oylatsaydık da konunun siyasi münazarasını tamamlamış olsaydık" yanıtı verdi.

AKP'nin düzenlediği basın toplantısına katılan Hürhaber Gazetesi köşe yazarı Adil Sirkecioğlu şu soruları yöneltti: "Hafızalarımızı tazelersek Silivri'ye Kültür Merkezi her dönemin gündeminde. Fakat bir türlü temel atılamıyor. AKP dönemini düşünürsek o kadar yapılan hizmetlerin yanında Kültür Merkezi'nin yapılamamış olması bir eksiklik. Yazmadığım dönemde adı geçen protokolleri çok fazla inceledim. Mecliste okunan protokol okunduğu şekliyle imzalanması için Belediye Başkanına yetki veriyor. Belediye Başkanı filancanın talebi karşılığında Kültür Merkezi yapılabilmesi için bu günkü rakamla "4 Milyon TL şartlı bağış alacağım bu konuda direk yetki istiyorum" deseydi o da geçerdi. Protokol okundu ve yanlış hatırlamıyorsam oy birliği ile geçti. Orada okunduğu ve Belediye Başkanına imza yetkisi verildiği halde sonradan ortaya çıkan 2. ve 3. protokoller bugünkü Belediye yönetimine koz veriyor. Değiştirilen maddeler daha fazla fayda sağlayabilir ama siz yetkiyi bir şekilde alıyorsunuz fakat maddelerin değiştirilerek yapılan protokolün hata olduğunu düşünüyorum. Siz bunu kabul ediyor musunuz?"

Karakaş, Sirkecioğlu'nun sorusuna şöyle yanıt verdi:  "Üç tane protokolün yapılması tabi ki doğru değil. Zaten Belediye Başkanının protokol yapma yetkisi var. Meclise getirme sebebimiz şuydu; 2004 yılındaki seçimlerden sonra Belediye Başkanımız Hüseyin Turan, Selami Değirmenci ile bir radyo programına katılacaklar, sohbet ederken Değirmenci dedi ki, "Bir protokol var Simpaş'la yapılan. Kültür Merkezi'nin kaba inşaatını tamamlayacak, biz de karşılığında plan tadilatı yapacağız."

Ben de o protokolü istedim. Böyle bir söz varsa gidip görüşelim diye düşündüm. Hatırlarsanız o günkü şartlarda hafriyat alınmış. Selami Değirmenci, "Tamam" dedi. Gidiş o gidiş. Birkaç defa aradık, şudur budur dendi. Gidip Simpaş ile görüştük, kendileri "Biz öyle bir protokol yapmadık" dedi.

Bu olay sözde kalınca, biz dedik ki protokol yapalım ve meclisten geçirelim. Daha Öztekler ile hiç görüşmemişti. Ayrıca bedel karşılığında bir tane engelliler okulu yapma sözü verdi. Ki Kiptaş İlkokulundan dolayı vazgeçtik. Bir de Emniyet binasının kabasını bitirecektiler. Bunların hepsine 'evet' dediler ve çok da memnun oldular. Her şey sözde kalmasın diye mutlaka bir protokol yapıp meclisten geçirmek istedik. Önümüzde bir seçim vardı. Belediyede mevcut kalsın. Yoksa protokol yapmaya da bilirdik. Tamamıyla iyi bir niyetle yapıldı. Hüseyin Başkan dedi ki "Biz Değirmenci'nin hatasına düşmeyelim, protokolümüzü yapalım, yarın öbür gün adamlar inkar etmesinler."

Öztekler protokolü avukatlarına gösteriyor ve diyor ki, 'Ben burada niye yapmayı taahhüt ettiğim bir bağışla ilgili ceza ödüyorum ki? Ekonomik kriz olabilir, her şey olabilir. İlla ki protokol istiyorsanız ben hazırlatayım."

Orada iki protokol imzalı, üçüncüsü imzalı değil. Biri tek taraflı imzalanmış. Bize gönderdiği protokolde cezai müeyyide kaldırılmış, şartlı bağışlarda böyle bir maddeyi niye koyacaksınız? Başkan dedi ki, "Biz bu işi biraz erteleyelim, temeli attıktan sonra biz bu plan tadilatını yaptıralım." Dört ay bekletmemizin sebebi bu. Öztekler iyi veya kötü niyette, ben onları savunacak durumda değilim. Protokolü bizden sonrakiler gelse dahi belge olarak kalsın diye hazırlattık. Tamamen iyi niyetle yapılmıştır. Yoksa bugünkü iktidara bizi eleştirmesi için koz verme olayı değildir. Keşke o protokolü de meclise getirseydik, 'Bakın arkadaşlar bu şekilde revizyon yapıldı. Bu protokolü de Belediye Başkanımız imzalayacak. Ondan sonra komisyon bir daha baksın. Yok diyecekse de biz bunu kendi grubumuz çerçevesinde geçirebiliriz'  diye düşünürdük. Ama rakamlar, vadeler aynı. Zaten vatandaşların beklentisi olan karşılığındaki olayı (plan tadilatını) biz de yapmamışız. Sürecin en azından belli bir safhasının tamamlanmasını beklemişiz. Olaya tamamen bu açıdan baktık. "Bu konuyla ilgili bir pişmanlık duyuyor musunuz?" diye sorarsanız, evet bir hatadır. Bu protokolün bir kez daha meclisten geçirip en azından diğer muhalefet meclis üyelerinin de konuya bu açıdan bakmaları gerekiyor. Ama Özteklere de bunun karşılığında bir imalat yapmamışız. Daha Özcan Başkan yokken dört ay öncesinden bunu Büyükşehir Meclisi'nde biz tuttuk. Öztekler bize şunu söyledi:"Ben bu imalattan vazgeçiyorum". İmalata bu yılın Nisan ayında başlayacakmış. Belediye Başkanı Işıklar'a ise Haziran ayında başlayacağını söylemiş. Öztekler "Bu işi yapacağım" diyor. Belediye Başkanıyla konuştuktan sonra "Hiç kimse beni bu kadar rencide etmedi, ben size dengesizlik yapmaya gelmedim. Bana öyle muamele yaptılar. Bu kadar küçümsendiğimi ilk defa görüyorum. Burada bir rant varsa, alın sizin olsun" diyorlar. O, firma öyle ucuz bir firma değil. Türkiye ekonomisine katkısı olan bir firma. Çatalca'daki organize sanayinin sahibi. Adil Sirkecioğlu'nun dediğine katılıyorum. O, pişmanlığı hissettim. Keşke mecliste bir kez daha oylatsaydık da konunun siyasi münazarasını tamamlamış olsaydık."

Sevginar UYGUN

YORUM YAP