Işıklar: Kabahatlerimiz aleni, sevaplarımız gizli

Işıklar: Kabahatlerimiz aleni, sevaplarımız gizli

18.04.2015 10:50:11

CHP'li Meclis Üyesi Ünal Doğrul'un Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ın şahsi aracını Yunanistan'da bir kumarhane önünde görüntüleyerek sosyal medyada paylaşması yerel ve ulusal basında geniş yankı buldu.  Metropol FM’e konuk olan Işıklar, Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Türkoğlu’nun gündeme ilişkin sorusunu cevaplandırdı.

"SİNDİRME POLİTİKASI TÜRKİYE’Yİ KARANLIĞA GÖTÜRÜYOR”
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar,  konuyla ilgili şöyle konuştu: "Türkiye ya siyah ya beyaza zorlandı, bunun yansımaları bu. Psikolojideki deyimi öğretilmiş çaresizliktir. Teslim olmaya zorlayan bir anlayış var toplumda. Toplumu sindirme noktasına nasıl getirirsiniz? Meydanları kapatarak, insanları analitik düşünmeden uzaklaştırarak, dini ayrıştırıp biat kültürünü geliştirerek, düşmanlaştırarak ve kültüründen kopararak teslim alırsınız. Suyun üstündeki mantara döner.  Türküsünü, manisini, şarkısını, sinemasını, tiyatrosunu, müziğini ayıplar, kahkaha atmayı zül sayarsan bütün kültürel değerleri yok ederek onları teslim eden bir anlayışla, ötekileştirmeye ve teslim alınmaya ve en sonunda da o toplumu biat kültürüyle karanlıklar içerisine atarsınız. Adaleti, eşitliği, insan hakkını bir kenara koyarsınız. Bu çok kötü bir gidiş. Türkiye buna ‘dur’ diyecek, inanıyorum.”

"BAZILARINA KUSUR ÇOK YAKIŞIYOR”
"Kişinin özel hayatı bizi ilgilendirmezdi; araç makam aracı ve harcanan belediyenin parası olmasaydı!” demiş AKP Meclis Üyesi Tuğba Alkaya kardeşimiz. Hâkim karşısında da söylesin, ispat etsin belediyenin parasıyla gittiğimi!
Kardeşimiz okulda öğrenememiş. Lisansını Siyasalda yapmış üst lisansını şimdi mahkemede yapacak. Kızmıyorum, ispat için yapacağım. Orada boşuna laf etmenin ne anlama geldiğini mahkeme huzurunda söylesin. Belediyenin 0,1 kuruşunun bile kayıt altından geldiğini bilmesi lazım. Benim bugüne kadar nasıl yaşadığımı bütün Silivri bilir. Bu olayda şunu gördüm, bazı kusurlar bazılarına yakışmıyor ama bazılarına çok yakışıyor.

"GURUR DUYDUM”
Çevre ilçelerimizdeki AKP’li belediyelere baksın kardeşimiz. Kimse ağzını açıp da bir şey söylemiyor. Tarihinin en büyük yağması söz konusu! Koruma ordularıyla gezip artık kusacak kadar zenginliğe gark olmuş bir yağma yaşanıyor İstanbul’da. Kimse bir şey demiyor çünkü bu kusur onlara yakışıyor. Bana oraya gitmeyi bile yakıştırmamış toplum. Bundan gurur duydum.

"KAŞINAN KEÇİ ÇOBANIN DEĞNEĞİNE SÜRTÜNÜRMÜŞ!”
İnsanlar umduğu kişiye ‘bunları yapma’ dermiş. Bana da bunu söylediler. Toplumda böyle bir hassasiyet varsa bu hassasiyete saygı gösteririm. Gitmem. Marangoz marangozluk, dondurmacı dondurmacılık yapar ahlaksız da ahlaksızlık yapacak, mesleği bu! Meslek edinmiş bu ahlaksızlar gelip orada neyi ispat edecek? Ben bir arkadaş ziyaretine gittim, dönerken uğramışım. Herkesin girdiği bir yer. Hatta başka bir fotoğraf varmış! Aman geç kalma, hepsini yayınla. Hiç önemli değil.
Bir laf vardır; kaşınan keçi çobanın değneğine sürtünürmüş. Değneği de hak edecek. Toplum buna cevabı verecek. Bunu ben döverek yapmayacağım, toplum dövecek. İtibarsızlaşacak.

" BANA "KÖR” DİYEN BADEM GÖZLÜ OLACAK ÖNCE”
Birini recm ederken, ‘en günahsızı atsın o taşı’ derler. Bana kör diyen badem gözlü olsun önce.

"BATTIĞIN YERDEN AYAĞA KALK VE KENTE HİZMET ET”
Yargıya taşıyacağım. Örnek olsun, insanlar görsün diye yoksa bir hırs, kin peşinde değilim. Sublimasyon (Yüceleştirme) diye bir kelime vardır psikolojide. Başkasını daha itibarsız yaparsam ben daha itibarlı olur muyum? Böyle bir dünya yok! Sen itibarsız ve batmışsan onu çekerek kendinle eşitlemeye kalkma! Sen ayağa kalk, onun gibi yaşa da bari bu kente hizmet et.

"ŞİZOFRENİK DÜŞÜNCELERİ TAHRİK EDİYORUM HERALDE”
Türklerde bir adet varmış; birazcık aralarında biri yükselince ‘Bizden çok Allah’a yaklaştı’ diye keserlermiş. Bu benim kaderim. Böyle şizofrenik düşünceleri herhâlde tahrik ediyorum. Bir şeylerin yapılıyor olmasından ve başarıdan pek mutlu olmuyorlar. Katılıp da başarının içerisinde olacağına nasıl bozarım düşüncelerinde olmak seviyesini gösterir. Ben o seviyeye inmek istemiyorum, in meyeceğim. Yapılan yanlışların cezasını toplum verecek. İdealleri ve çabaları ne kadar hayata geçirir, umutla geleceğe taşırsak bu tip zihniyetler boğulup gidecek.

"SAMANLIK YANARSA,  FARE YANAR”
‘Yarın önüne koyarız, bak şunlar da var söylerim’ gibi aba altında sopa göstermek isteyenler de çıkıyor. Onlara da şunu söylemek istiyorum; samanlık yanarsa fare yanar! Ama ben Pandoranın kutusunu açarsam çok farklı şeyler olur. Silivri’de çok emeğim var. Bugüne kadar yapmadım yapmak da istemem ama kediyi bile döverken bir camı açık bırakacaksınız.

"HERKES HADDİNİ BİLECEK”
Ben Yahudi değilim öyle bir yanağıma tokat atana öbür yanağımı çevirmem. Her şeyin bir hududu var. Herkes haddini bilecek. Halkımız hassasiyet gösteriyor bu konuya. Öyle isteniyorsa öyle yaşarım çünkü benim yaşantı biçimim değil bu. Kendi makam arabam, korumam yok. Şoförsüz kullanıyorum. İstanbul’a veya Ankara’ya bir yere gitmenin dışında beni makam arabasında gören yoktur.

"AHLAKSIZ ,HEP AHLAKSIZ OLARAK KALIR!”
Şöyle bir inancımız var; bizim kabahatlerimiz aleni, sevaplarımız gizli. Ama onların ibadetleri aleni kabahatleri gizli. Aramızdaki fark bu.
Bunu partili olduğunu söyleyen birisinin yapması daha da üzücü. Fuat Avni dahi yazıyor, seçim üstü CHP’ye karşı bir algı operasyonu.
O gazete, havuz medyasından 450 milyona Halk Bankası’ndan parayla birine satılmış. Böyle bir medyanın yazdıklarından ben ancak şeref duyarım. Toplumun yanlış/kusur görüp, hassas davrandığı olaylara dikkat ederim. Ama ahlaksızlık; ‘Yarın ben ahlaklı olacağım deyip sabah başlayamıyorsunuz! O artık üzerine yapışmış bir şey.’ Bir alışkanlığı bırakırsınız ama ahlaksız ahlaksız olarak kalır!

"HESAP VEREMECEĞİM HİÇBİR ŞEY YOK”
Kendini ancak birisini aşağılarsa yüceleceğine inanan insanlara zavallı gözüyle bakıyorum. Buradan beslenmeye kalkanlara o kadar çok sabırlı olmadığımı söylemek istiyorum. Korumam gereken bir kurum, anlayış ve Silivri var. Zarar verdirmem! 6 yıldır teftiş geçiriyorum. Belediyenin muhasebesi ve kayıtları orada. Hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yok. Halkımız bu konuda hassasiyet gösteriyorsa ben gereğini yaparım. Toplumun temel yargılarıyla inatlaşmam. Emri olur halkımızın. Tırnak çakısı taşımayacak kadar alnım açık, onurla gezerim Silivri sokaklarında.”                               

Hazal BAŞARAN

YORUM YAP