
Silivri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, yazarın araştırma kitabı"Mübadele” ve son şiir kitabı "Sevgiye Durmak” adlı iki kitabını okuyup onların üzerine söyleşilerini gerçekleştirdiler. İnsan ve Mekan Yüzüyle 1923’ten bugüne zorunlu göçün anlatıldığı "Mübadele” adlı kitaba geçmeden önce şiir konuşuldu.
TEVFİK: YAZMAKTAN BAŞKA BİR TUTKUM YOK
Araştırmacı yazar, şair İhsan Tevfik, konuşmasına edebiyata ilgisinin aile ortamında ve küçük yaşlarda başladığını, evde yer alan büyük kütüphanenin kendisini özgüven sahibi yaptığını ve ortaokul çağında edebiyat sevgisinin başladığı ve bu yöndeki hedeflerinin oluştuğunu anlatarak başladı ve şöyle devam etti: "Hayatım edebiyat oldu. Okulda edebiyat dersi veriyorum, şu an burada sizlerleyim yine edebiyat konuşuyoruz. "Bal yiyen baldan usanırmış” derler ben bu işten usanmadım. Seviyorum. Allah izin verirse de ölünceye kadar yazmak istiyorum. Bundan başka bir tutkum yok.”
"HİKAYE VE ROMANDAN FARKLI OLARAK, ŞİİR DUYGULARI ERTELEMEYİ İSTEMİYOR”
Şiirlerini nasıl bir duygusal ortamda yazdığı sorusuna Tevfik, şiir yazmanın belli bir yeri ve zamanın olmadığını, her şairin yazma tarzının farklı olduğu cevabını verdi. Lenfoma kanseri tedavisi gören bir öğrencisine derste yazdığı şiiri örnek vererek kendisinin yazmak için belli ortamının olmadığını, o anda gelen duyguyu ertelemeden, kaçırmadan yazmak gerektiğini açıkladı ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Şiir ertelemeyi istemiyor. Hikaye ve romanda erteleyebilirsiniz, ama o duygu ve düşünceler size geldiği anda zaptedemezsiniz daha sonra aynı duygulara sahip olamayabilirsiniz.”
"NOKTALAMA İŞARETLERİNİ KULLANMAMAK, OKURA ÖZGÜRLÜK VERİR”
Şiirlerde noktalama işaretlerinin kullanılmadığını fark eden ve nedenini soran liselilere İhsan Tevfik, öğrencileri dikkatleri için tebrik ederek şu açıklamada bulundu: "Düz yazıda kullanırım ve bütün kurallara uyarım. Şiiri birazcık resim gibi görüyorum. Daha büyük bir özgürlük alanıdır. Nokta koyduğum anda, bunun anlamı burada bitti demiş oluyorum. Hayır, bitmesin. İsterse alta veya yukarıya bağlasın. Noktalama işaretlerini kullanmamak, okura bir özgürlük verme şeklidir. Bunun sadece şiir için geçerli olduğunu düşünüyorum. Diğer türlere göre şiir daha asi, daha sitemkar.”
"ZAMAN, ÜZERİNDE DÜŞÜNMEYİ FAZLASIYLA HAK EDEN BİR KAVRAM”
Öğrencilerin, bir diğer merak konusu ise zaman kiplerinin şiirlere isim olarak verilmesiydi. Öğrencilerin güzel soruları için teşekkür eden Tevfik, dokuz zaman kipini kullandığını söyleyerek, "Hepimizin bir zamanının olduğunu düşünüyorum. Mesela gençler daha çok şimdiki ve gelecek zamanı, yaşlılar ise görülen geçmiş veya miş’li geçmiş zamanı kullanırlar. Hep geçmişe bakarlar. Bana kendi zamanım şimdiki zaman gibi geliyor. Yaşadığımız an esastır. An’ı atlamamak gerekiyor. Geleceğin ne getireceğini bilmiyoruz. Dolayısıyla bu zaman kavramı üzerinden düşünmektir. Zaman hayatımızda o kadar önemli ki biz onun farkında değiliz. Zamanın neresindeyiz? Ahmet Hamdi Tanpınar’ın mezar taşında çok çarpıcı şöyle bir dize yazar: "Ne içindeyim zamanın, ne de büsbütün dışında.” Bir kapı düşünün. İnananlar için kapıyı aralayıp başka bir yere geçiyorsun. Zamanın başka bir boyutu söz konusu. Ama ne içindesin, ne de dışında. Dışındasın çünkü mezarın içindesin, ama bir zamanlar hayatın içindeydin. Bu açıdan da baktığınızda zaman gerçekten üzerinde düşünmeyi fazlasıyla hak eden bir kavram. Biz bunun farkında değiliz. Yıllar hızla geçiyor ve yeteri kadar değerlendirebildiğimizi düşünmüyorum.”şeklinde sözlerine devam etti.
"GEÇMİŞE HAKSIZLIK YAPIYORUZ”
Bir başka soruda ise yeni nesil sanat ve edebiyatıyla ilgili İhsan Tevfik’in öngörüleri merak edildi. Tevfik, "Okuduğum kadarıyla bugünün edebiyatının hayatımızı yeteri kadar yansıttığını düşünmüyorum. Örneğin, 1950’li yılların edebiyat temsilcileri Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Orhan Kemal’ler v.s. yaşadığımız hayatı bize veriyorlardı. Toplumcu bir bakış açıları vardı. Acılarımız vardı. İşte Büyükşehirlerin kenarında fabrikalarda sürünen işçiler, varoşlar …Bakıyorum bugün yazılanlara bunlar hayatımızda yok. Anlı şanlı popüler romancılarımıza bakıyorum onların yazılarında bizim hayatımızı göremiyorum. Hep afili ve güzel şeyler var. Pembe bir kapak resmi yapılıyor ve üzerinde aşk yazıyor.Falanca yazar ‘Aşkı yazdı’ diye reklam yapılıyor. Niye? Biz o zamana kadar aşkı bilmiyor muyduk? Yunus’ta, Mevlana’da, Pir Sultan’da, Karacaoğlan’da aşk yok muydu? Sanki her şeyi biz keşfettik. Dolayısıyla geçmişe hep haksızlık yapıyoruz. Bugünün edebiyatının çok popüler olduğunu düşünüyorum ve bu beni rahatsız ediyor. Popülarite tamam, bir sanatçı gibi billboardlara resimlerinin asılması ve sanki değerin hep çok satanlar üzerinden verilmesi edebiyatı biraz hayatımızdan uzak tutuyor ve geçersiz kılıyor. Kapitalist bir düşüncenin dayattığı bir edebiyat anlayışı var. Bu da bana yapay ve sahte geliyor.”
İhsan Tevfik’in 2014 yılının Şubat ayında kitap raflarında "Sevgiye Durmak” adını verdiği üçüncü şiir kitabıyla birlikte yer alan araştırma kitabı "Mübadele” söyleşinin ikinci bölümünü oluşturdu.
26 Yıllık edebiyat öğretmenliğinin 23 yılının Silivri’de geçtiğinden de söz eden yazar, edebiyat ve göç üzerine ülke genelinde katıldığı birçok sempozyumdan sonra ilçemizde de göçten bahsetmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Tevfik, Mübadele konusunda öğrencilerle şu bilgiyi paylaştı: "Türklerin "Mübadele", Rumların "Andalayi" diye adlandırdığı, karşılıklı yaklaşık iki milyon insanın hayatını etkileyen göç hareketi, dünya tarihinin devletlerarası bir anlaşmayla gerçekleştirilen en büyük nüfus değişim hareketlerinden biridir. Asırlardır ata yurtlarında yaşayan insanların çok kısa bir süre içerisinde değiş-tokuşa tabi tutulması, belleklerde acı izler bıraktı. Mübadele kitabımda, Mübadele'den önceki göçlere, özellikle 93 Harbi ve Balkan Harbi'nden sonraki göçlere de değindikten sonra, Lozan Mübadelesi'ne ek olarak imzalanan 30 Ocak 1923 tarihli Mübadele Sözleşmesi odağında gelişen olaylara ışık tutmaya çalıştım.
Mübadele Sözleşmesi'nin imzalanmasından bu yana (1923-2014) 91 yıl geçti. Mübadele topraklarında doğanların çoğu öldü, bugün çok azı hayatta. Osmanlı ve Cumhuriyet arşivleri başta olmak üzere pek çok yazılı ve sözlü kaynağa dayanan kitap, toplumsal hafızada önemli kopmalara neden olan Mübadele'nin her iki yakadaki etkilerini tarihsel süreciyle birlikte, istatistiklerle ve insan boyutuyla ele aldım.”
Kısa bilgilendirmenin ardından izlettirilen mübadil röportajlarının yer aldığı videolar, öğrencilerin ilgisini çekti ve konuya daha da büyük merak uyandırdı.
Silivri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yetkilileri, araştırmacı yazar, şair İhsan Tevfik’e Katılım ve Teşekkür Belgesi ile çiçek sundular.
Söyleşi, öğrencilerin kitaplarını imzalatmalarıyla son buldu.
Renginar M.SALİ