
Çanta Beldesinde halkla buluşan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, CHP İlçe Yöneticileri, belediye ve il genel meclis üyeleri ile birlikte 4 aylık görev süresini değerlendirirken, yöneltilen sorulara ve beklenti açıklamalarına yanıt verdi.
Işıklar'ın bölgeleri ile ilgili açıklamalarını dinleyen Çantlalılar'ın yönelttiği "Gelişen ve büyüyen bir bölgedeyiz, Selimpaşa'dan sonra Çantaköy'ün ikinci büyüyen bölge olduğunu söylediniz. Bölgemizin konuta açık olduğunu söylediniz, konuta yön ve hizmet verecek alışveriş merkezlerinin olması gerekiyor. Çantaköy'de alışveriş merkezi oluşabilecek bir bölge sadece kişiler tarafından yön veriliyor. Yani burada belediyecilik anlayışı adı altında yönlendiğiniz bölüm var mı? Çantaköy'de oluşabilecek en büyük dükkan 200 m2 ve 400 bine ulaşabilecek bir nüfustan bahsediyoruz, yani 200 m2’lik dükkanın burada, gelecekte hizmet verebileceğine inanabiliyor musunuz?" sorusuna Başkan Işıklar yanıt verdi.
IŞIKLAR: HİZMET SEKTÖRLERİ EMEĞİ
YOĞUN SEKTÖRLERDİR, DAHA
ÇOK İNSANLA HİZMET ÜRETİRSİNİZ
Silivri Belediye Başkanı şöyle konuştu: "Buraya geldiğimde hatırlarsanız anlatmıştım. Silivri'de seçimleri kaybedip AKP geldiğinde 6 bin 200 tane esnaf vardı, 5 yılda yarıya düştü. 3 bin 100 tanesi kapandı. Seçimlere başlarken bir envanter çıkarttık Silivri'de esnaf sayısı, sanayi sayısı, iş yerleri 3 bin 100 taneydi. Nüfus 3 katına çıkıyor sayı yarıya düşüyor. 9 bin iken 3 bine düşüyor. Alışveriş merkezleri dediğimiz olgu her zaman aynı sonucu vermiyor her yerde. Bazen bir çok esnafın kapatılmasına sebep oluyor ki oldu da, bir çok esnaf kapandı. Alışveriş merkezi ile sadece bir bina ile sınırlı olan bir mekanı kastetmemek lazım. Alışverişin hizmet sektörünün hizmeti üretilmesi, satılması, yerinde verilmesi ve istihdamı orada yaratması önemli. Koskoca bir fabrikaya ziyarete gittik.120 milyon dolar dış ithalatı olan fabrikada 130 kişi çalışıyor, devasa bir büyüklük. Bugün bir otelde belki 200 kişi çalışır belki de fazla. Hizmet sektörleri emeği yoğun sektörlerdir, daha çok insanla hizmet üretirsiniz. Biz bunun tercih edilmesinden yanayız. Alışveriş merkezleri her zaman doğru çözüm vermeyebilir. E-5 kenarları zaten ticaret olarak planlanmış, beldenin girişini böyle düşünmemizin sebebi de o. Önce bir kere çekim merkezi oluşturalım, sonra insanları içeriye sokmaya başlayalım. Çantaköy'ün girişinden eski köyün bulunduğu noktaya kadar tarihi değerleri, envanter çıkardıktan sonra koruma altına alınanlar var, bazı eserler var onları da gündeme getireceğiz.
"KÖTÜ ALETLE İYİ İŞ OLMAZ!"
Ama buradaki birinci öncelik konut alanı olabilir. Konut gelişme alanı deniyor. Fakat konutta oturanın da mantık gereği buradan kalkıp 50 km ötede çalışmaya gitmesini kimse istemez. Plan açısından da bu mümkün değil. Oturduğu yerde çalışma yaşama anlayışını geliştirmek zorunda, planla bunu yapacak. Onun için burada konut gelişme alanı derseniz ticaret ve çalışma alanları olarak yerleri belirlemeniz lazım. Bu da E-5 kenarları büyük ölçüde. Ama bu demek değil ki içeriye doğru taşmayacak veya çalışmayacak. Bu planlama süreci içerisinde 18 uygulamasını, az önce arkadaşımızın dediği çalışmayı biz yapacağız. Çok ciddi borç aldık Çanta'dan, emin olun 3 defa haciz yedik. Ben bunları şikayet olarak söylemiyorum, bunlar yapılacak, o da amaç için olmuştur. Bunları karşılayacağız. Ağlaşmanın değil bunu çözmenin zamanı. Daha geniş düşünmek lazım, elimizdeki mekanizma daha büyük; ama şu çok önemli: Kötü aletle iyi iş olmaz. Bir kere bu yapıyı iyi kurmam lazım. Birleştireceğiz, paylaştıracağız arkadaşları doğru yerleştireceğiz ve doğru tercihlere getireceğiz. Burada en doğru tercih 7-8 bin dönüm arazinin iki tarafını da özellikle Gümüşyaka, Fener tarafını ve Kınalı'nın bulunduğu bölgeyi iyi kullanmamız lazım. Çünkü burada ileri teknolojik alanı var. Bir Silikon Vadisi dediğimiz Mecidiyeköy'deki gibi bileşim bilgi teknolojileri, bilgi teknolojilerinin olduğu yerleri düşünün orası gibi planlanır. Oraya dönük projeleri yaparsanız kağıt üzerinde de olsa fikri bir projeyi getirirseniz buraya gelebilir.
"4 SEKTÖRÜ BİRDEN BİRBİRİYLE
ÇELİŞTİRMEDEN
GELİŞTİRMEYİ DÜŞÜNMELİYİZ"
Oturursanız burada Büyükşehir bana şunu yapacak, bunu yapacak derseniz olmaz. 3 aydır kapı kapı dolaşıyorum arkadaşlarımla beraber Cumhurbaşkanlığı'na kadar gittim. Bir Başbakan kaldı görüşmediğimiz, ilgili bakanlarla görüştük. Bir proje, fikri yapı, düşünce ile gitmeniz lazım, plan bunu diyor siz ne diyorsunuz. Ona göre buranın çözümü artık organize sanayi, endüstri bölgesi olamaz. Çünkü çok ciddi bir tarım arazisine sahibiz, turizm de var. Yazın belli aylarda da olsa turizm etkinliğimiz söz konusu. Bunun yanında sanayimiz de var, yani 4 sektörü birden birbiriyle çeliştirmeden geliştirmeyi düşünmeliyiz.
"İLERİ TEKNOLOJİK TARIM İÇİN
AB FONLARINA MÜRACAAT ETTİK"
Tarımın alanlarını koruyacağız; çünkü çok önemli hale gelecek, ekolojik tarım ileri teknolojik tarım yapılabilecek alan var. Şimdi bununla ilgili bir eğitim sürecini başlatmak lazım. Üzerimize vazife değil bu ama yapacağız. Onunla ilgili bir Avrupa Birliği Fonuna müracaat ettik, eğitim anlayışını yaygınlaştırmak için. Ekolojik ve teknolojik tarımı da geliştirmek burada önemli. Planda 430 bin dönüm tarım arazimiz var, Silivri bütünü olarak konuşuyorum. Şimdi bu yerleşim alanlarını konuta açmanın, konut planlamanın ötesinde hizmet sektörünü geliştirmek, esnaf sayısını arttırmak lazım. Alışveriş merkezi, bir KİPA açıldığında 200 dükkanı kapatıyorsa o zaman o KİPA orada olmamalıydı.
"BELEDİYENİN GÖREVİ HER ŞEYE
BURNUNU SOKMAK DEĞİL,
KOLAYLAŞTIRICI, ÖZENDİRİCİ,
YÖNLENDİRİCİ OLMAK"
Belediyenin görevi her şeye burnunu sokmak değil, belediyenin görevi kolaylaştırıcı, özendirici, yönlendirici olmak. Belediye bir kere şunu unutmamak lazım, kolaylaştırıcılık. Burada insanların bir şey yapmasına engel olmaktan çok onu ileriye taşıyacak; ‘bak böyle bir planlama var, şunu da yapalım’ diyecek öneri ile gelmesi lazım. Ben şunu söylüyorum üniversite sürecini başlatıyoruz. Buna göre düşünmemiz lazım, burada iki tane üniversite kurma aşamasına gelirsek, orada var olan bir şeyin yanına ne konur ,onu vatandaşımız bulur zaten. Bizim orada yönlendirmeye ihtiyacımız kalmaz, planların şartlarına uygun yapılanmayı biz önermeliyiz, getirip biz işletmeliyiz. 25 binliklerde aynı öneriyi getirdik. Mevcut sanayiler kurulsun, şimdi yeni üniversite alanları olarak işlensin, işlendikten sonra bu görüşmeyi aldıktan sonra burası üniversite alanı gene size verelim diye kapı kapı dolaşmaya başladım daha netleşmeden. Getirip gösteriyorum her hafta, iki üç üniversite ile görüşüyoruz. Önümüze gelen alsın dedim, yarıştırmaya bile sokuyoruz şimdi. Kurulsun burada 10 bin öğrenci getirecek, 5 bine yakın istihdam sağlar. Bir tanesi etrafını aynı bir ateş çemberi gibi hale hale büyütür. O zaman da bu süreci başlatmak önemli olan. Geniş ufuklu bakıp bunun ihtiyacı olanı planlamak onun peşinde koşmak, öbür taraftan da günübirlik işleri aynı bu söylediğim gibi belli bir açıklık içerisinde ayırmadan, insan kayırmadan hak ve adaletle yürütmek.
"BÜYÜK İŞ PEŞİNDE KOŞUYORUZ DİYE
GÜNLÜK İŞLERE ARKAMIZI DA
DÖNEMEYİZ"
İkisini bir arada yapmak dengelemek lazım. Büyük iş peşinde koşuyoruz diye arkamızı da dönemeyiz günlük işlere. Şehir kenarını vermek zorundayız. Bu mülk, 21 dönüm bizim Çanta'nın. Biz bunu mezbelelik halinde o düğün salonunu tutsak ne işe yarar, birine verip mülkü bizden devretmeden. Kedisinin siyah veya beyaz olması önemli değil, önemli olan fare yakalaması. O mülk orada durmuş kime ne faydası var? İşletmeciye veririz, yatırır parasını, o işletme orada yüzlerce kişiye hizmet getirir. Çanta'nın ismi Çerkezköy, Çorlu ve Silivri üçgeninde, burada çekim merkezi haline getiririz. 29 Ekim'e kadar orayı yetiştirmeyi planlıyoruz. Yani yetişmesini sağlarsak yapılacak iş, göreceksiniz burasını çevresini, girişine yanında dükkanlar açılma ihtiyacı o zaman doğacak, yani domino etkisi yapar. Bir şey yaparsanız yanına başka bir şey doğar bu böyle olacak yani."
YOL VE MİNİBÜS SIKINTISI
Minibüs esnafı duyduğu bir sakıntıyı Başkan Işıklar'la şu şekilde paylaştı: "Cezaevi kurulduğunda minibüslere müsaade ettik bizim yolumuzu geçici olarak kullanmaları için. Bir de Şoförler Odası o zaman için en kısa zamanda yol yapılacak dedi. Yol iki sene oldu hala yapılmadı. Esnaf yolu, sanayinin, Maxi’nin arkasından, Bosna Çiftliği'nin arkasından orayı 3 km bir yol yapılacak. Benim anlatmak istediğim bu devlet 250 trilyon harcamış cezaevine, 3 km yolu yapmıyor. Kavga bile yaptık bizim buranın insanları ile. Geriye baktığımız zaman 2 lira 3 lira için. Bir şey daha diyeyim babamızın yolu değil; ama biz Çanta minibüsüyüz biz bakıyoruz Çanta'ya bir şey olmasın, Çanta'ya hizmet veriyoruz."
Işıklar şu şekilde yanıt verdi: " O yol 4,5 km. Büyükşehir'e gittiğimizde "600 trilyon yatırım bütçemiz, 100'e düştü" denildi. Selimpaşa'nın girişinde tatil köylerinin bittiği yer, spor kentin önü mezarlığa doğru gidiyorsunuz orada. Gece hayati tehlikesi var o yolda. Yan yoldan karşıdan gelenle tünelle karşılaşıyorsunuz, çok tehlikeli. Yolun sağı da köreldi ve yarım kaldı, tamamlanmıyor. Şimdi halkla ilişkilere söyledik tamamlanmaya başladı.
"İBB'NİN KENDİSİNE FAYDASI YOK,
BİZE NE YAPABİLİR BU DURUMDA?!"
Yeni gelen sekreter: "Yatırım bütçesini 100'e çekin" demiş. Böyle söyleyince her şey durdu. Büyükşehir Bütçe Komisyonu’nda İDO'yu, İGDAŞ'ı satmaya çalışıyor. 5 milyar dolar borcuyla bırakın yardımı kendisine faydası yok, bize ne yapacak!? Verdik yatırım programına ama kendimiz yapacağız olmazsa. Selimpaşa'yı yapamayız ihalesi yapılmış ciddi boyutta olan bir iş. Yarım kalmayı göze alacak kadar tutuyorlarsa bu siyasetten değil, kaynak yokluğundandır. Ödeneği bittiği için durdu. Perşembe günü UKM'nin toplantısı vardı, genel ulaşım planı hakkında bizim önerdiğimiz Silivri beldelerle birleştikten sonra, Çavuşlu, Selimpaşa, Kavaklı, Kadıköy, Gazitepe’de tekrardan bir ulaşım planı yapılmasının gerektiğini söyledim. Onunla ilgili isterseniz planı biz iade edelim dedim. Yani hepsini yok sayarak nasıl hamuru açarsın bıçakla, kesersin onun gibi bir şey.
"HER ŞEYİ BİRLİKTE PLANLAYACAĞIZ"
Şimdi planlama olarak Maxi arkasında 4 buçuk km yol güzergahı söylüyorsun. Büyükşehir oraya ben otobüs getireyim derse, 20 tane minibüsçü havuza atılacak, dağılacak. Ben başka bir şey söyleyeyim Ortaköy, Kavaklı ve Selimpaşa arası servis yok. İşte bir beldede var, öbürlerinde fazla var. Değirmenköy'den yolcu götürüyoruz Çorlu'ya, orada hastaneye gidecek servis yok. Neden Ortaköy başka düşünmüş, Çanta başka düşünmüş, Değirmenköy başka düşünmüş? Şimdi onlar bitti, hepsini bir yere toplarsanız ne yaparsanız? Hamuru yapacağız tekrar açacağız, tekrar bakacağız. Onun için yeni bir planlama yapmak lazım. Belki cezaevinin başka bir alternatifi var. Şimdi söylemek istemiyorum, minibüsçü esnafımız yarın kapıda "Biz ne olacağız?" demesin. Hepsini beraber planlayacağız. Benim söylediğim şu: Bir hattı bir yerden alırsanız, sadece bir tanesini değiştirirseniz öbürü de etkileniyor. Yan yoldan geçmesin, Büyükşehir "Cezaevine otobüs getireceğim" derse o 20 tane arabanın ne yapacağına bakmak lazım. Planlama yaptığımda bazı esnafımıza kısa gelen güzergaha daha vereceğiz, oradan kaybettiğini buradan alacak. Yani burada fazla olan yerde, bazı beldede hiç hat yok oraya veririz belki. "Sen buradan git, ne halin varsa gör" değil. Şimdi bir şeyi yaparken öbür taraftan yıkmak olmaz. Beraber çözün, esnaf sayısı belli ona göre planlama yapacağız."
"HER ZAMAN EMRİNİZDEYİZ,
BUNU BÖYLE BİLİN!"
Toplantının sonunda belde halkına seslenen Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, "Başkan bize uğrar mı, uğramaz mı böyle bir şey var. Gelip görüşemediklerim için özür diliyorum. İnanın ben 24 saat kapatmam telefonumu, konuşmaktan da hiç çekinmem, kimse de demesin “geldik, görüşemedik” diye. Bazen alınmasınlar toplantı yapıyoruz, verilen randevularımız oluyor. Gelirken bir telefon edip ‘başkan orada mısın’ derseniz memnun olurum. En azından zamanımı ona göre düzenlerim. Her zaman emrinizdeyiz bunu böyle bilin. Her saat aranabiliriz, bütün arkadaşlarım ve ben dahil."
Cemile KAYAR/Çiğdem ÇAĞLAR