Ahmet Yücegök

Güle-Güle

Mesut Demir kol…
Silivri İlçemiz Kaymakamı…
Tayini çıkmış. Aramızdan ayrıldı, ayrılacak…
Uzak sayılmaz… Beylikdüzü’ne gidiyormuş…
Kaymakamlar, belki de yüz göz olmamak adına insanlardan genellikle uzak dururlar veya bana öyle geliyordu…  
Kendisini basın aracılığı ile tanıdım…
Sonra… Resmi kabullerin birinde, Gazetede ki köşemden yapmış olduğum bir serzenişimden ilgili olarak hafif takılması oldu…
Sonuç… Etrafına “Pozitif enerji” veren biri…
Silivri’de bulunduğu görev süresi içinde günlük, siyasi çekişmeler içinde politikaya bulaşmadı...
Ama ve lakin… Bir politikacı da, artı sayılan bir çok özelliğin kendisinde var olduğunu her yerde söylemişimdir…
Özleyeceğiz…

İLGİMİ ÇEKEN
Geçtiğimiz hafta içinde, Belediye Başkanına vekalet ettiğim birkaç gün, yapılmakta olan  işleri yerinde görmek, şikayetleri yerinde duymak istedim… O nedenle Eski Beldeleri, yeni mahalleleri gezdim…
Gazete aracılığı ile tanıyanlardan bazılarının ilginç şikayetleri oldu…
Çanta Mahallesinde…
“Değirmenköy, Belediyesinin Mezbahası kapatıldı.Hayvan kesimleri nasıl olacak?”  dedi.
Başkan yardımcısı arkadaşım;
“Bir defa, orası Değirmenköy Belediyesine ait iken 2004’den sonra 5216 Sayılı yasa ile İstanbul Büyük Şehir Belediyesine geçti.
İkincisi, açık olduğu zamanlarda kesim için buraya gelen hayvan sayısı çok az. Silivri’de bütün kasaplar kesim için hayvanlarının Esenyurt Mezbahasına götürüyor. Çünkü, orası daha modern ,daha temiz… Ayrıca, İstanbul Büyük Şehir burasını kendi çalıştırmaz, çok,çok kiraya verir. Lakin, tesis  artık ilkel kalmış. Kendi ifadeleri ile büyük yatırım gerekiyormuş. Yatırımı da, kendisi yapmıyor. Yapan birine kiralayabilirim diyor. Eski para ile iki trilyona yakın yatırım gerekiyormuş. Günlük hayvan kesim sayısına göre çok büyük bir paraymış. O nedenle kiralayan da olmamış, kurtarmazmış.Yalnız, Silivri Belediyesi, haftanın belli günlerinde araç tahsis ederek üreticinin hayvanlarını Esenyurt’a götürebilir, kesim sonrası dağıtımı soğutmalı araçları ile onlar yapıyor” dedi.   
Soru yöneltene!
Kasap mısın? dedim.
Hayır, dedi.
Kasaplık hayvan mı yetiştiriyorsun? dedim.
Hayır ,dedi.
Henüz sorularım bitmeden; Yan masadan “bu adamın mezbaha ile ilişkisi, oradan köpeğine kemik alıyor” dedi…
***
Bir başka…
Serbest Meslek Erbabı bir vatandaş…
İnşaat Firmalarından birine plan, büyük bir proje işi için çalışma yapmışlar bir arkadaşıyla ortak…
Lakin, firma, son dakika da işi başkasına vermiş…
Böylece, plan, proje işini yapan o mimar ve mühendis arkadaşların o güne kadar yaptıkları çalışmalar boşa gitmiş…
Mağdur durumdalar.
Ne var ki… Mimar ve mühendis olan arkadaşların adı geçen bu büyük iş için çalışmaya başlamadan önce sözleşme yapmaları gerekirmiş, yapmamışlar…
Lakin… Mühendis arkadaş öyle düşünmüyor…
Sözde birileri işi “başka tarafa” yönlendirmiş…
Adı geçen firma ile aralarında ki bu sorundan Belediyeyi sorumlu tutuyor…
Belediye Başkanı “İsterse, adı belli bu firmayı bizden tarafa yönlendirebilir” diyor… Olacak şey değil tabi.
***
Bu da eski belde,yeni mahallemizin birinde…
Daha, köy statüsünde olduğu günlerde dükkanların önüne çıkmalar olmuş. Bunun teknik tabirle adı “Plana tecavüz”.
Bakıldığında, hiza düzgün değil, yamru yumru duruyor. Düzeltme yapılması gerek. Onlar da inanıyor ki, düzgün hale gelince oradaki dükkanların değeri artacak. Ama, yıkılmadan olsunmuş. Kimseye dokunmadan. İlk önce mırıldanmalar oldu, daha sonra ortaya planlar serildi… Sonuç olarak, toplantı neşe içinde sona ermiş... Bir kaç gün sonra başka birilerinden güçlü itirazlar geliyor. Onlar içinde yine ayni şekilde toplantı yapılıyor. Son durum nedir, bilemiyorum.   

GEÇMİŞTEN BU GÜNE
Atakan Solmaz…
Eski Silivri Kaymakamı…
Şimdi… Emekliliğin tadını çıkarıyor…
Bir zamanlar…
Belediye Konutları dediğimiz bölgede faaliyet gösteren bir yapı kooperatifinde ortaktık. Kooperatifin tamamlanmasında büyük katkıları oldu. Bilhassa, etrafa örnek olması bakımından her zaman önderlik etmiştir…
Evet… Atakan Solmaz…
Kaymakam Emeklisi…
Yıllarca Silivri İlçe Kaymakamlığı yaptı. Uzun yıllar görev yaptığı bu yerde emekli olduktan sonra da kaldı…
Görev süresi içinde… Kaymakamlık binasında çalışan tüm personelin amiri sayılırdı...
Neyse… Kooperatif  Konutları üyelerine teslim ettikten sonra üyeler arasında meydana gelen anlaşmazlık nedeniyle, adliyelik olduk. Yolumuz mahkeme kapılarına düştü. O günlerde, Adliye binası da ,Kaymakamlık binası içinde idi…
Duruşma günlerinde, Mahkeme kapısında, saatlerce sıramızın gelmesini beklediğimiz oldu. Saatlerce, mübaşirin çağırması için birlikte ayakta bekledik, Nedim Altınkeser’le birlikte. Kaymakamlık binasında ne kadar çalışan varsa hepsinin amiriymiş. O nedenle, kendisine yer vermede sıraya giriyorlardı. Lakin, o verilen sandalye için teşekkür etti. Bizi hiç yalnız bırakmadı. Demem, Kooperatif üyelerinden farklı görmezdi kendisini…
Bisikleti ile her sabah, Silivri Çarşısında görüşürdük. En azından, Gazetelerini almak için geldiği Gazete bayiinde görüşürdük. Lakin, son günlerde göremedim. Sanırım, uzun zamandır Hanım Köylü oldu…
Onun her genel kurulda üyelerin içini rahatlatacak konuşmalarını unutmama imkan yok…
Eh… İlçemize yapılan son tayinlerden bahsederken birden aklıma geldi…

İSTER İNAN / İSTER İNANMA
Son çıkan Kanun Hükmünde Kararnameler gereği, Hükümet TÜBA (Türkiye Bilimler Akademesi ) üyelerinin üçte birini bakanlar kurulu , üçte birini YÖK’ün seçmesini kabul etmiş…
(Gazeteler )

Haberin devamı 12.09.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…

YORUM YAP