Ferhan Tezcan

Fatih Terim'in hazmedilemeyen gerçegi

1974 yılıydı. Galatasaray ligde koşarak gidiyordu. Transfer zamanı iyi oyuncular alıyorlardı. Bir tanesi Adana Demirspor'da yıldızı parlayan genç Fatih Terim'di.
Santrafor oynuyordu. Formayı da hemen kaptı. Transfer olduktan 27 gün sonra Silahlı Kuvvetler kupasında Beşiktaş'a karşı forma giydi. Bir de gol attı. Çıkışı hızlı başlamıştı. İlk sarı kartını 13 Eylül 1975'de hakem Fehmi Pazarcı'dan görmüştü. Kırmızı kartla tanıştığı yıl ise 1978'di. Deplasmanda Kırıkkalespor maçında Müşfik Talas kırmızı ile oyun dışı bırakmıştı. Hani şimdi ''öfkesi çok fazla'' diyorlar ya, oysa Galatasaray'daki 11 yıllık profesyonellik hayatında iki kırmızı daha görecekti. Aslında öfkesinden çok ''korumacılık'' ve "yenilgiyi kabullenmeme'' duyguları vardı. Galatasaray'daki futbolculuk yaşantısı boyunca Fethi Demircan, Özkan Sümer, Brian Birch, Malcolm Allison, Coşkun Özarı, Jack Mansell, Jupp Derwall, Turgay Şeren, Don Howe, Tamer Kaptan, Günay Kayarlar gibi hocalarla çalışmıştı. Tomıslav İviç ise futbol hayatının son dönemine rastlamıştı. 1984 sezonunun bitimine doğru Teknik direktör İviç Başkan Ali Uras'dan yeni sezon hazırlıkları için toplantı talep etmiş ve gizli olmasını istemişti. Asbaşkan Alp Yalman'ın yazıhanesinde Günay Kayarlar, menajer Naci Özkaya'nın da dahil olduğu toplantı başlamıştı.
İviç konuşuyor ama bir şeyler söylemek istiyor söyleyemiyordu. Kaleci Hajduk Split'li Simoviç'i talep etmişti. Sağbek Gençlerbirliği'nden İsmail, Sol bek Bursaspor'dan Semih, savunmanın ortasına Kocaelisporlu Yusuf 'u düşünüyordu. Ama söylemek istediği konuyu sonunda ağzından çıkarttı. 'Fatih Terim'e jübile yapalım. Benim yardımcım olsun'' Ali Uras ve Alp Yalman bunu duyunca ''Tamam" dediler ve karara bağladılar.
Akşam gazeteden erken gelmiştim. Ortalık sakindi. Telefon çaldı. O sonradan öğrendiğim toplantıya katılanlardan biriydi. ''Uyuma oğlum uyuma'' diyordu. Ne oldu abi dediğimde her şeyi anlattı. Ben telefonu kapatıp gazetem Milliyet'te soluğu aldım. Ertesi gün gazetenin başlığı şöyle çıktı ''Fatih'e jübile teklifi"

FATİH TERİM KULÜBÜ TERK EDİYOR
Sabah Fatih Terim erken antrenmana gelirdi. Yine erken gelmişti. Masör Mehmet Akpençe ''Gazeteyi gördün mü?'' dedi. Terim yattığı yerden ''getir'' diye yanıt verdi. Fatih Terim gazeteyi ''okur -okumaz'' yere attı ve soyunma odasına gidip elbiselerini giydi ve tesisleri terk etti. Ancak kapıda İviç ile karşılaşmış ve küfürleşmişti. Ortalık ayağa kalkmıştı. Fatih Terim gazeteyi arayıp beni yanına çağırdı. Gittim. Milliyet'in ertesi günkü manşeti şuydu ''İstenmediğim yerde durmam''
Ama işler dediği gibi olmadı. Bir sene Derwall'in ekibinde oynadı. Sonra futbol hayatına son verip antrenörlüğe doğru kucak açtı. Ankaragücü ve Göztepe deneyimlerinden sonra Ümit milli takımı ile yeni ufuklara yol aldı. Çok başarılı olunca da Milli takımın yeni teknik direktörü Piontek 'in yanında yardımcı hocalık verdiler.
İyi çalışıyordu. Kafası da çok çalışıyordu. Piontek gidince Milli takımın başına geçti. 1996 Avrupa Futbol Şampiyonasına İngiltere'ye Milli takımı götürdü. Fatih Terim'in ''irtifası'' yükselmiş ve Galatasaray kapıları açılmıştı. Faruk Süren'in başkanlığında 4 yıllık sözleşme yaptı. 4 yılda Galatasaray'ı ligde şampiyon yaptı. Ardından UEFA şampiyonluğu. Terim durulacak gibi değildi. İtalyan Fiorentina'ya ''Hayır'' demedi. Sonra dünyanın dev ekiplerinden Milan'ın başına geçti. Sonrada 2002 'de Özhan Canaydın'lı Galatasaray'a yeniden döndü. Daha sonra 2011 'de Ünal Aysal'la üçüncü dönemi, 2017'de de dördüncü dönemi başladı. Bu sene ile birlikte 8 lig şampiyonluğu, Türkiye kupaları ve Süper Kupalar vardı. Fatih Terim hep ''açtı'' ve başarıya hiç ''doymazdı''

HAZMEDİLMEYEN GERÇEKLER
Fatih Terim Fiorentina ile anlaştıktan sonra Marmara Ereğli'sindeki yazlığının bahçesinde bir sabah sarışın bir kadınla otururken görüldü. Bu kadın Türkiye'de yaşayan İtalyanca hocası Donatella Piatti'ydi. Her gün altı saat çalışıp durdular ve Terim'i İtalya'ya böylece yolcu ettik. Dediğimiz gibi Fatih Terim'in hayat hikâyesini daha geniş anlatsak sayfalara sığmazdı. Ama meyvesi olan ağacı taşlamıyor, yıkmaya kalkıyorlardı. Fenerbahçe başkanı Ali Koç gibi saygın insan Terim'i diline dolamıştı. Hele hele başkanın yardımcısı Özsoy diline ''pelesenk'' etmişti. Ama kendisinin bir başarısı var mıydı. Tabii ki ''Hayır'' Başakşehir'in eski hocası Fatih Terim için ''Çete kurmuş'' diyordu. Hâlbuki o maçtan sonra ''Benim B planım yok. Aldığım maçı verdim'' dese daha yakışırdı. Aykut Kocaman, Ersun Yanal'da da Fatih Terim sıkıntısı vardı. Hem de öyle bir sıkıntı ki, Ersun'un Galatasaray maçından sonra övünerek söylediği ''Galatasaray'ın şampiyonluktan ettik'' sözünü hiç unutmayacağım. Evet, daha söylenecek çok şey ama bu seferlik bu kadarda bırakalım, haddimizi aşmayalım...

YORUM YAP