DESTANLARIN EFENDİSİ ÇANAKKALE...

DESTANLARIN EFENDİSİ ÇANAKKALE...

21.03.2015 11:49:48

İşte bunlardan biri belki de en önemlisi "Çanakkale Destanı’dır”. Çanakkale harekâtı, I. Dünya savaşının en önemli askeri faaliyetlerinden birini teşkil etmektedir. Karşısında Müslümanlardan oluşan bir ordu olduğu için, insan hakları, savaş hukuku ve savaş ahlakı kavramlarını rafa kaldıran tek dişi kalmış, erdem ve fazilet yoksunu emperyalist ve İslamofobik batılı güçlerle girişilen bu amansız mücadele hiç şüphesiz tam bir var olup olmama mücadelesi olmuştur. Madden ve manen bütün her şeyini vatanı, milleti, dini ve mukaddesatı için feda eden inanmış yiğitlerin yazdığı bir destandır Çanakkale…
Kutsal ülküsü uğruna canını, kanını ve bütün varlığını hiç düşünmeden feda eden ve etmeye hazır olanların tarihe düştüğü bir şeref notudur Çanakkale Destanı… Her türlü imkânsızlığa ve olumsuzluğa rağmen, bir milletin değerlerinden vazgeçmemesi gerektiğinin ve bunu nasıl yapacağının en canlı örneği ve asil duruşudur Çanakkale… Vatan sevgisinin, bayrak aşkının, şehadet inancının, cesaret ve şecaatin ne demek olduğunun en bariz şekilde yaşandığı, gelecek nesillere gösterilecek, anlatılacak ve ibret vesikası olarak takdim edilecek mana dolu bir duruştur Çanakkale… Allah inancının ve vatan sevgisinin zirve yaptığı ve bunun düşmana en ala şekilde hissettirildiği şeref tablosudur Çanakkale… "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Bilakis onlar diridirler, lakin siz anlayamazsınız.” Bakara/154 ayetini içselleştirmiş, kahraman askerimizin ayette ifade edilen manevi makama ulaştığı büyük Takdir edersiniz ki insanoğlunun yaptığı işin değeri, o işi yaparken harcadığı emek, döktüğü alın teri, yaptığı fedakârlık, sarf ettiği mesai, gözden çıkardığı veya çıkarabildiği kıymetli varlıklarıyla doğru orantılıdır. İnsan değer verdiği bir şeye ulaşmak, onu elde etmek ve ona sahip olmak için, bazen de bir olumsuzluğu, bir belayı başından def etmek için pek çok vazgeçilmezinden vazgeçmek zorunda kalabilir. İşte gözden çıkardığın değer ne kadar büyükse, karşılığı da o kadar kıymetli demektir.
Çanakkale harekâtında, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı’nın resmi kayıtlara dayanarak tespit ettiği şehit sayısı 213.882’dir. İşte bu kadar sayıda "Kınalı Kuzumuz” ilahi iradenin peygamberlikten sonraki en yüce makam olarak tanımladığı şehitlik makamına ulaşabilmek için hiç hesap yapmadan, herhangi bir çıkar, menfaat, dünyevi bir kazanım elde etmeyi düşünmeden sadece ve sadece Allah rızası için, vatan, millet, bayrak sevdası için canlarını, mallarını, kanlarını seve seve feda ettiler. Şehitlik herkese nasip olmaz. Şehitler cennette peygamberlerin komşuları olma şerefine nail olacaklardır. Efendimiz bir hadislerinde "Öldükten sonra cenneti hak eden, ahiretteki mekânı cennet olan ve oradaki güzellikleri, nimetleri, lütuf ve ikramı gören hiçbir insan, dünya ve içindeki her şey kendisine verilse dahi tekrar dünyaya dönmek istemez. Sadece ve sadece şehitler tekrar tekrar dünyaya gelip şehit olmak isterler. Çünkü Yüce Allah’ın kendilerine özel ikram ve lütfunu görünce bu duyguyu defalarca yaşamak ve Allah’ın lütfuna mazhar olmak için dünyaya gelmek isterler.”
Sanırım bizlere düşen vazife, ecdadımız diye sahiplendiğimiz, torunları olmakla gurur duyduğumuz o yüce ruhlu, vefakâr ve fedakâr aziz şehitlerimizin temiz hatıralarına da saygının bir gereği olarak, bu aziz vatan ve milletimiz için, mukaddes değerlerimiz için bizler de bir nebzecik olsun görevimizi en iyi şekilde yapmalı, onların canlarını feda ettikleri kutsal değerler için icap ettiği zaman seve seve fedakârlık yapmaktan çekinmemeliyiz. Onların taşıdığı sorumluluğu kendimize rehber edinmeli ve bu bilinç ve şuurla yaşamaya çalışmalıyız. Yüce Mevla başta Çanakkale Şehitlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimize rahmet etsin. Hepsinin makamı cennet, ruhları şad olsun. Bu vatan, millet ve kutsal ülkü için çabalayan herkesten de Allah razı olsun. Şehitlerimizin ruhları için üç İhlas bir Fatiha okumayı unutmayalım inşallah…
Hayırlı Cumalar…
Selam ve dua ile…

YORUM YAP