Danamandıra'da taş ocakları üzerinden yükselen itirazlar var gündemimizde.
AK Parti Silivri İlçe Başkanı Sami Barlas, hem bana hem de daha önce muhtarın öncülüğünde kendisini ziyaret eden Danamandıralı heyete aynı bilgileri aktardığını, bu görüşmenin ardından heyetin köylerine “rahatlamış şekilde” döndüğünü ifade etti.
Barlas'ın verdiği bilgiler, kamuoyunda oluşan bazı iddialara yanıt niteliğinde.
Öncelikle konuşulan alanla ilgili şu bilgileri paylaşıyor:
-Biri 36 diğeri 40 olmak üzere toplamda 76 dönüm bir alan söz konusu.
-Kara Yollarına ait 6,2 hektarlık alanda, 2,2 dönümlük bölümünün tarihi su kanallarını kapsayan koruma bandı olarak koruma altına alındığı.
-Patlatmalarla ilgili köylülerin en çok şikâyet ettiği başlıklardan biri olan “habersiz patlama” konusuna da değiniyor. Buna göre, patlamalar öncesinde halkın bilgilendirilmesini zorunlu kılan bir önlem alınmış durumda.
-Taş ocaklarına ait kamyonların mahalle içinden geçmesi meselesi ise yeni bir karar değil. Barlas, daha önce alınmış bir UKM kararı bulunduğunu, bu karara göre taş ocaklarına ait araçların mahalle içinden geçmemesi gerektiğini söylüyor. Ancak burada önemli bir detay var: Karar vardı ama uygulamada aksaklıklar ve kaçaklar yaşandı. Bu durumun da bizzat vatandaşların şikâyetleriyle netleştiğini kabul ediyor. Jandarmanın bu konuda artık daha sıkı tedbirler aldığı bilgisini paylaşıyor.
-Taş ocaklarının yol açtığı zararların telafisi meselesinde ise yeni bir mekanizma devreye giriyor. Buna göre; Taş ocağı işletmecileri, jandarma nezaretinde düzenli olarak bir araya gelecek, oluşan zararlar değerlendirilecek ve telafi süreçleri takip edilecek.
Barlas'ın altını çizdiği bir diğer başlık da şu:
-Ortada kaçak kesim olmadığı gibi, tüm taş ocağı faaliyetlerinin yasal izinler çerçevesinde yürütüldüğü.
-Ayrıca kısa süre önce orman işçileriyle köy halkı arasında yaşanan gerginliğin de çözüme kavuşturulduğunu ifade ediyor.
-Son olarak, bölgede faaliyet gösteren tüm taş ocaklarının izinlerinin ve denetimlerinin yapıldığını, sürecin devletin ilgili kurumları tarafından takip edildiğini söylüyor.
Bütün bu anlatılanlar, sürecin “kâğıt üzerinde” nasıl yürüdüğünü gösteriyor.
Ancak Danamandıra'da yükselen tepki de bize başka bir şeyi hatırlatıyor: Uygulama ile anlatılanlar arasındaki mesafe büyüdüğünde, güvensizlik başlıyor.
Bugün mesele yalnızca “yasal mı, değil mi?” sorusu değil. Mesele; köylünün kendini güvende hissedip hissetmediği, doğanın gerçekten korunup korunmadığı ve denetimlerin sahada ne kadar karşılık bulduğu.
Danamandıra dosyası burada kapanmış değil.
İddialar var, yanıtlar var…
Şimdi sırada, bu ikisi arasındaki farkın sahada neye karşılık geldiğini görmek var.
