Av.Arb.İlkay Doğan

Boğaziçi Hukuk Fakültesi

5 Şubat 2021 tarih ve 3519 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile Boğaziçi üniversitesinde Hukuk ve İletişim Fakülteleri kuruldu. Toplumda ve üniversite çevresinde rektör atamasına ilişkin eylemler sürerken açılan bu bölümler tartışmanın büyümesine daha da yol açarak bölümlerin açılma sebebi konusunda şüphelere neden oluyor.23 sene önce hukuk fakültesini bitirmiş, yıllardır işin mutfağında olan biri olarak zamanlamanın kötü olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

“Üniversitas” terimi Latince'de bir konu etrafında birleşen topluluk veya kurum olarak kullanılırken bugünün üniversiteleri “öğrenciler ve öğretmenler topluluğu” anlamına gelen “üniversitas magistrorum et scholarium” deyişinden türemiştir. Görüldüğü üzere bir üniversitenin ilk koşulu öğrenci ve öğretmen birliği ve uyumudur. Bu doğrultuda üniversite tercihinde de ilk bakılan seçilecek üniversitenin akademik kadrosu olur. Bir üniversite hocasının öğrencilerle iletişiminin yüksek ve geleceğe dair öngörüsünün olması gerekir. Bilgi ve tecrübesinin tüm dünyada kabul edilmiş olması da çok kıymetlidir. Bu özelliklere sahip hocalardan oluşan bir yönetim kadrosu ile kurulan fakültelerden yetişen öğrencilerin yönettiği ülkelerin başarısı da kaçınılmazdır.     

Türkiye'de Hukuk Fakülteleri içinde İstanbul ve Ankara Üniversiteleri Türkiye'nin en değerli üniversiteleri olarak kabul edilir.  Türkiye'nin ilk Hukuk Fakültesi olan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1874'de Mekteb-i Hukuk-ı Sultani ismi ile kurulmuştur.  Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ise 5 Kasım 1925 yılında kurulurken şer'i hukuk yerine yeni kanunları uygulayabilecek hukukçular yetiştirmek hedeflenmiştir.  Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu'nun 1926 yılında kabul edilmesi ile yine o yıllarda kurulan Ankara Hukuk Fakültesi hoca ve öğrencilerinin modern hukuk anlamında yaptığı çalışmalar çok kıymetlidir. Hatta ilk profesör unvanının dahi bu yıllarda kullanıldığı bilinir.  

Günümüz Türkiye'sinde ise her geçen yıl hukuk fakültesi sayısı artmış ancak nitelik ne yazık ki azalmıştır. 2020 yılı itibarı ile ülkemizde 80'in üzerinde hukuk fakültesi varken bu fakülteler her yıl yaklaşık 19 bine yakın mezun vermektedir. Mezun olan sayısı ile ülkenin ihtiyacı arasında yıllar içinde uçurum olacağı ortadadır. Genç hukukçular ya çok düşük maaşlara çalışmakta ya da başka alanlara yönelmektedir. Bu noktada” yeni bir hukuk fakültesine ihtiyaç var mıydı? “ sorusu akıllara gelse de Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde daha nitelikli hukuk eğitiminin verileceğini umut etmek istiyorum. Biz İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunları yıllardır aramızda   “Boğaziçi Üniversitesi'nde Hukuk Fakültesi vardı da okumadık mı?” esprisi yaparız. Bu yıldan sonra hukuk fakültesini kazanan gençlerin bu bahanesi kalmadı! Şaka bir yana önümüzdeki yıllarda hukuk eğitiminin niceliği değil niteliği artar.

Tüm açıklamalar ışığında Boğaziçi Üniversitesi'nde kurulan bölümlerin akademik kadrolarının üniversitenin kalitesine yakışır bir şekilde mevcut akademik kadrolar ve öğrencilerle uyumlu şekilde atanması çok önemlidir. Hz. Muhammed'in hadisinde işaret ettiği üzere “iş ehline verilmezse kıyamet yaklaşmış demektir.”

YORUM YAP