Ahmet Yücegök

BEN DE ORADAYDIM - 26 ekim sayılı

Gezi Parkı olayına açılan dava nihayet sonuçlanmış.
255 Sanıklı Davada 244 Kişiye 2,5 ay ile 1 Yıl 2 Ay arasında hapis cezalarına çarptırılmış, Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi’ni kirlettiklerinden dolayı 4 Sanık için 10’ar ay hapis cezasına çarptırılmış ama Mahkeme bu cezanın ertelenmesini kararlaştırmış. Mahkeme, bazı cezaları paraya cevirmiş bazılarını ise ertelemiş. Şu kadarını söyleyeyim iktidardan korkanların veya iktidardan çöplenenler haricinde herkesin mutabık olduğu Türkiye tarihinin en güzel, en renkli, en kitlesel  eylemiydi GEZİ. Nokta.
Ve. Gururla söylüyorum: ‘Ben de oradaydım’. Milletimiz için hayırlı olsun!.

NE DİYELİM!?
Seçimlere çok az bir zaman kalmasına rağmen sanki seçim yokmuş gibi bir hava vardı Silivri’de… Her partiden, Bölge Milletvekili adayları, her gün gelip gidiyor ama ortalık bir türlü hareketlenmiyor.  Arada bir, partilerin ilçe yöneticilerine rastladığımda "ortam nasıl?” diye soruyorum. Aldığım cevap "vatandaş bıkkın, bezgin.”
***  
Belediye Meclisinin Ekim Ayı 3.Oturumu vardı. Cuma günkü bu oturum, Silivri Belediyesinin "Mali Performans ve Gelir gider Bütçe” görüşmelerinin bir parçasıydı.  Alışılagelmiş şekli olarak her yıl iktidar ve muhalefetin ciddi, ciddi kapıştığı bir arenaydı adeta ama bu yıl beklenen olmadı. AKP Gurubu adına Tamer Şişman sahnedeydi. Gayet yumuşak bir çıkış yaptı. Belki de doğrusu buydu. Bütçeye olumlu oy da verildi.
***
Başından söylediğim durgunluğun belki de bir nedeni, seçimlerin huzur ve güven içinde geçmesi için Silivri’deki, parti örgütlerinin gösterdiği çabadandır. Ne diyelim!

VE ÇEVRE MESELESİ
İğneada’ya yapılması gündeme gelen, daha doğrusu gündeme sokulmaya çalışılan "Çevre Cinayeti” konumuz.
Bilindiği gibi.
Trakya’daki Çevreciler, yıllardır çeşitli etkinliklerle, bu konu üzerine, kamuoyunun dikkatini çekmeye çabalıyorlardı.
Konuyu, tekrar gündeme sokmaya çalışan da "atanmış AKP patentli hükümeti” Bakanı zat. Yetki ve sorumluluğunu aşan bir konuda fikir beyan etmiş. Yani, Bakan bey küllenmekte olan bir yarayı tekrar kaşıdı.
Ha bir bakıma iyi de oldu.
Neredeyse, Trakya’daki tüm Belediye Başkanları "böyle bir şey olamaz” diyerek, harekete geçti.
***
Bir başka Çevre olayı. Bilhassa Silivri Çevre Derneği’nin Hafta içinde bir toplantıda gayet net bir biçimde dile getirdiği gibi Orman köyü iken, Mahalleye dönüşen yerleşim yerlerindeki "PİKNİK” yerleri. Tamamı pislik yuvası olmuş. Ne zamandan sonra, derseniz. 2014 Mart ayından sonra. Yani, o güne kadar cıvıl, cıvıl olan piknik yerlerini bu gün b.k götürüyor…
Yerleri gördüm. Anlaşılıyor ki… İstanbul Büyükşehir Belediyesi buraları birilerine vermiş. Nasıl verdiği önemli ama bu gün konumuz o değil.
Neyse ihaleyi, kazanan firmalar, ilk zamanlar oralara gelmiş, hatta az buçuk yatırım da yapmış ama sonra ne gelen, ne giden olmuş… Önerim; bu yerlerin işletmesini, yine ihale ile ama en azından ilk tercih hakkı olarak o yerleşim birinde ikamet eden  birilerine verilmesinde fayda var...
***
Danamandra, Sayalar ve Çayırdere mahallelerine doğal gaz bağlama çalışmaları var. İhaleyi alan firma güzel çalışıyor. Çalışma yapan firma elemanlarından bazıları ile görüştüm.
Ama bu köylerde TAPU sorunu var. Bu ne demek, derseniz açıklayayım. Yani, vatandaşların "oturdukları evler” Hazine arazisi üzerinde görünüyor.
Geçmişte, o meşhur 3’lü koalisyon döneminde çıkan bir yasa ile, Hazineden satış yolu ile, bir çoğu tapusunu almıştı. Bir çoğu da, bir çok nedenden dolayı, süresi içinde tapusunu alamadı…
Demem doğalgaz çekiliyor güzel de, bu yerleşim alanları içindekilerin yarısı TAPUSUZ. Yani, yer hazine üzerine kayıtlı, onun üzerinde, şahısların evi var, ahırı var, samanlığı var. Hatta, dükkan var da, bildiğim kadarıyla Doğal Gaz Bağlanabilmesi için TAPU bile yetmiyor, evin veya dükkanın İSKANI aranıyor. Bu nasıl olacak?

GÖZ GÖRE, GÖRE...
Hafta içinde Silivri Belediyesine uğradım. Uğrama nedenim, Danamandra, Sayalar ve Çayırdere Mahallesi’ndeki var olan tapu meselesi konusunda aldığım son duyum. Cuma günü, Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Has’ın makamındaydım.
Ben oradayken ellerinde TAPU Senedi olan iki kişi geldi "Başkanım bir şey danışmak istiyoruz” dediler. Başkan Yardımcısı Mehmet Has "buyurun” dedi. Şahıslar ellerindeki tapuları ve Mühendisi veya Mimar’ın elinden çıkmış ve üzerinde bazı çizimler olan ve bir köşesinde Silivri Belediyesi yazan bir kağıtla "buralara ev yapabilir miyiz?” dediler. Başkan Yardımcısı "buralara ev değil bir metrelik "tuvalet” bile yapamazsınız” dedi. Ardından bu "dolandırıcılık” olayı üzerine  Silivri Belediyesinin bu güne kadar yaptıklarını, "Devletin hangi kurumlarına gittilerse bir şey yapamıyoruz” bir, bir anlattı.
İki vatandaşımızın aldığı yer B.Kılıçlı Mahallemizde 16 Dönümlük bir araziden hisse, yani 16 Dönümlük tarladan, birisi 400 küsur metre diğeri  300 kusur metre hisse almışlar. Birisi (30) Bin lira, diğeri (40) Bin lira gibi bir para ödemiş. Anlattıklarından çıkardığım zorda oldukları belliydi. Olayda, tuhafıma giden ise…
Bu tür işleri yapanlar her gün televizyonlarda,internette boy, boy resimlerle reklam yapıyorlar. Yaptıkları çekimlerle yerleri gösteriyorlar. Hatta, telefon numaralarını bile veriyorlar. Silivri Belediyesi de olayda dolandırıcılık görmüş, bu tür yayınların durdurulması için RTÜK’e yazı yazmış, gelen cevapta "RTÜK Yasasında bu tür yayınlar yapılamaz diye bir madde yok” deniyor.
Amaaa… Devletin bir başka kurumu "Danamandra, Sayalar ve Çayırdere "Mahallelerinde, şahıslar "137 Yıldır üzerinde çalıştıkları tarlaları Hazine Adına kayıtlı”  diye, yıllar içinde, aralarında yaptıkları satışın belgesi olan "Muhtarlık Senedi” için muhtarlara suç duyurusunda bulunuyor. Gel de anla!

İNANAN VAR MI?
Nasıl başardıkları önemli değil ama (7) Haziran’a kadar (13) Yıl tek başına iktidarda olan AKP bu gün hala tek başına iktidarda... Sayın Başbakan, yine meydanlarda dolaşıyorlar. Bu gün kötü olan ne varsa hepsinden şikayetçi. Ama, kendini sorumlu görmüyor, başkalarını görüyorlar... Hatta, başkalarını acımazsızca suçluyor... Anlayamıyorum… Böyle bir durumun dünyada örnekleri var mıdır?
***
Netice görünüyor ki, bu gün ülkeyi yönetemiyorlar. Herkes biliyor ki, yönetememe nedenleri milletvekili eksikliğinden değil… Yani, "yasa çıkaramama” diye bir sorunları yok.
***
"Büyük Millet Meclisinde yeterli çoğunluğumuz yok onun için seçimlere gidilmesini istedik,daha doğrusu Cumhurbaşkanı istedi” demeye sıkılıyorlar belli…
Şimdi var sayalım ki  Cumhurbaşkanımızın Meydanlarda dillendirdiği gibi (400) Milletvekili aldı, AKP bu günkünden daha iyi mi yönetilecek? Kendileri dahil. Buna inanan var mı acaba…

NASIL OLACAK BU...
"Kuzu, kuzu geleceksiniz!”
"Kaçak Saray kadar başınıza taş düşsün!” "Muhalefet Partilerinin hepsini bir çuvala koyuyor. Hatta, bazen TERÖR Örgütleri ile ayni yerde durduklarını söylüyor.”
Bunlar Cumhur Başkanımızın söyledikleri. Bu laflardan anladığım…
• Sarayı kendi üzerine tapulu mülk gibi görüyor.
• Kavga çıkarmak için rakiplerine nanik yapıyor, dilini çıkarıyor.
• Kendine o kadar güveniyor ki, gücünü o kadar abartıyor ki "sıkıysa dokunun göreyim” diyerek, meydan okuyor.
Bir Cumhurbaşkanı hem "BİRLİK ve BERABERLİK” diyecek hem de bunları söyleyecek. Peki nasıl olacak bu!

BU KADARI DA OLMAZ AMA...
AKP’nin son Tarım Bakanı Mehdi Eker, AKP’nin Bölge Milletvekili adayı. Hafta içinde B.Kılıçlı Mahallemizde toplantı yapacak, haberini aldım. Toplantıya ilişkin afiş bastırmış bölgedeki, kahvehaneler asmış. Afişi bölgeden bir dostumda görünce  "Hayır ola kulvar mı değiştirdin?” diye takıldım. Dostum, sanki suç işlemiş gibi savunmaya geçti "Yok yahu, sizin gibi dostlara göstermek için aldım” dedi.
Neyse afişe şöyle bir göz attım, ilgi alanımda olan TAPU ve ECRİMİSİL meselesi gözüme ilişti. Yanlış görmüş olabilirim diye bir defa daha baktım.
Doğruydu, gerçekten de o konuyu da gündemine almış sayın eski bakan.
Ne yalan söyleyeyim şaşırdım.
Ve, "adamlarda ki büyük cesaret, bu kadarına da pes mi, diyeyim” dedim kendi kendime... Bu adamlar iktidara gelmeden önce bu sorunu çözeceklerini söylediler ve tam (13) yıldır tek başına iktidardalar... Ve, sorun o gün olduğu gibi bu gün de olduğu gibi duruyor, hem de ağırlaştırılmış bir şekilde… Çok iyi biliyoruz ki, bu iktidar, işine geldiği yasayı bir gecede çıkardı. Bir gecede çıkardıkları yasa ile hapse attılar, hapisten kaçırdılar veya salıverdiler.
Bunlar aklıma gelince. Ne yüz, ne suratı. "İnsanda azıcık sıkılma olur” diyorum.
***
Toplantıya gitmedim ama giden dostlardan bilgi aldım. Toplantıya pek itibar yokmuş. İtibar edenlerden de soru soran olmamış. Ne var ki iiyi biliyorum ki, sorunun direk muhatapları (13) yıldır isyandalar…
AKP iktidara gelmeden önce bu sorun vardı, AKP iktidarı bir de üzerine ECRİMİSİL meselesi çıkardı. Yani, tüy dikti.
***
Ve, seçime kalmış bir haftadan az.
Bu TAPU ve EVRİMİSİL meselesinden (13) yıldır işkence çekenlerin "ne iyi yaptınız” demesi için hasta olması gerekir… Hatta, destek vermesi için aklıma gelen kelimeler yetersiz kalıyor…
Ve. Muhtar dostlara… B.Kılıçlı’daki bu toplantıda bu sayın eski Bakan’a soracağınız bir şey yok muydu?
Demek istediğim; Eski Tarım Bakanının yaptığı, büyük beceri ve cesaret işi…

GÜZEL BİR HABER AMA…
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar Silivri Muhtarlar Derneği’ne yapmış olduğu ziyarette bahsettiği "Bahsi geçen Hazine Arazileri Genelge gereği, ilk önce Silivri Belediyesine sonra işgal edenlere satılacak” mış…
Genelgeyi görmedim onun için "mış” diyorum... En başta söyleyeyim. Sözü edilen. Yalnız ARSALAR için... Lakin satış bedeli ne olacak, yani o eski köylerde ikamet edenler işgal ettikleri o yerleri  alabilecekler mi? Bilemiyorum. Çünkü. Dediğim gibi… Adı geçen Genelgeyi görmedim.

BİR BAŞSAĞLIĞI
Çetin Altan; değişimin simgesiydi.
Adını ilk duyduğumda, o dönemin bir ilerici gazetesinde köşe yazarıydı. Sonra, o dönemde ezber bozan siyasi bir oluşumun önde gelenlerinden ve ayni zamanda Milletvekillerindendi…
T.B.M.Meclisinde yapmış olduğu konuşmalar ve arada yapmış olduğu İlginç çıkışları toplumu sarsmıştı.
T.B.M.Meclisi’nde ilk dayak yiyen milletvekili. Dayak atanın hayvanca davranışını ve  yediği dayağı da  güzel bir şeymiş gibi  ballandıra, ballandıra anlatan biriydi. Aklımda kalanlardan… Mecliste konuşması sırasında "bu meclisin yarısı hayvan” demişti de, muhalefetin şiddetli tepkisine karşılık meclis başkanı sözünü geri al dediğinde, tekrar kürsüye çıkmış "meclisin yarısı hayvan değildir” diyerek sözünü geri almıştı... Bir defasında da kürsüden kendisine hakarete varan sözlerle sataşan milletvekiline de, dünyanın tanıdığı birinden alıntı yaparak "senin orada bulunman marangoz hatasıdır” demişti.
En son, en kötü anlarda "enseyi karartmayın” diyordu. Hepimizin başı sağ olsun!
 
İSTER İNAN / İSTER İNANMA
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, seçim gezileri çerçevesinde, hafta içinde yaptığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu gezisinde, Cizre’ye "Güvenlik Belgesi” imzalayarak girmiş…

KISA-KISA …
• Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’nın Almanya Başbakanı Angela Merkel’i karşıladığı "Altın Varaklı” koltuklar Osmanlı’nın son dönemlerine ait bir ihtişam görüntüsüymüş…
• Cumhuriyet Bayramı tatilinin seçimi de içine alacak şekilde kamuda 4,5 güne uzatılmasına rağmen bir çok TUR ŞİRKETİ  ya turu ertelemiş, ya da, turları iptal etmiş...

YORUM YAP