Silivri'de bir gelenek vardır. Her ne kadar demokrasiyle yönetilen yapılar olarak tanımlansalar da, sivil toplum kuruluşları ve kulüplerin seçim süreçlerinde belediye başkanları çoğu zaman göz ardı edilemeyecek bir rol üstlenir. Bazen doğrudan müdahil olarak, bazen de perde arkasında yönlendiren bir figür olarak. Bu durum öyle olağanlaşmıştır ki, bir kongre haberi duyulduğunda, ilk merak edilen şey adaylardan hangisinin belediye başkanıyla görüştüğü, kimle fotoğraf verdiği ya da hangi adaya yeşil ışık yaktığıdır.
Bugünlerde yine benzer bir dönemden geçiyoruz. 15 Haziran'da Silivrispor'un kongresi var. Kulüp, finansal kaynakları kısıtlı olduğu için belediye desteğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor. Hâliyle belediye başkanının tutumu bu kongrede kritik bir unsur. Ancak ilginçtir ki, Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu bu kez alışıldık refleksin dışına çıktı. Adayların görüşme taleplerine mesafeli durdu ve herhangi bir adayla fotoğraf vermedi. Gerekçesi ise oldukça net: Yanlış algıların önüne geçmek ve seçime tarafsız yaklaşmak.
Edindiğimiz bilgilere göre Başkan Balcıoğlu, Silivrispor delegelerinin iradesine saygılı olacağını ve kim seçilirse seçilsin belediyenin eşit destek sağlayacağını ifade etti. Bu tutum, Silivri'de yıllardır süregelen “icazet kültürü”ne karşı bir duruş olarak yorumlanabilir. Zira geçmişte birçok kongrede belediye başkanları yalnızca gözlemci değil, sonuç belirleyici olmuştu.
Balcıoğlu, bu mesafe politikasını yalnızca Silivrispor kongresiyle sınırlı tutmayacak gibi görünüyor. Yakın dönemde Esnaf ve Sanatkârlar Odası seçimleri ile CHP Silivri İlçe Kongresi de gündemde. Özellikle CHP kongresi, Bora Balcıoğlu açısından daha dikkatle analiz edilmesi gereken bir süreç. Mevcut İlçe Başkanı İbrahim Kömür ile Bora Balcıoğlu arasındaki siyasi denge, birçok açıdan oturmuş durumda. Yerel seçimler birlikte kazanıldı ve Kömür, belediye başkanlığına aday olacak bir profil değil. Ancak kulislerde konuşulan en güçlü ilçe başkanı adayı olan Melih Yıldız için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Yıldız, 2024 yerel seçimlerinde CHP'nin belediye başkan aday adaylarından biriydi ve bu iddiasını önümüzdeki yıllarda da sürdürmesi bekleniyor.
Tam da bu nedenle CHP kongresi, Başkan Balcıoğlu'nun “tarafsızlık” sınavının asıl testi olabilir. Zira kongrede kazanacak aday, ilçe siyasetinde sadece örgütün başı değil, aynı zamanda 2029 yerel seçimleri için potansiyel bir rakip ya da stratejik bir ortak olarak konumlanacak. Bu noktada Balcıoğlu'nun, kendisinden önceki dönemlerde sıkça karşılaştığımız “güç kullanarak pozisyon alma” anlayışının dışına çıkıp çıkmayacağı merakla bekleniyor.
Silivri siyaseti için yeni bir sayfa açılıyor olabilir. Kongre süreçlerinin artık belediye başkanlarının yön verdiği kulis arenası olmaktan çıkarak, gerçekten demokratik yarışlara sahne olması hem kent siyaseti hem de siyasi etik açısından önemli bir gelişme olur. Başkan Balcıoğlu'nun sergilediği bu mesafeli duruş, eğer samimi bir ilke olarak devam ettirilirse, sadece bugünü değil, gelecekteki yerel siyaset kültürünü de dönüştürebilir. Mesafeli duruşun pasiflik değil, bilinçli bir siyasi sorumluluk olduğu aşikar. Belediye başkanlarının geçmişteki belirleyici rolleri ile oluşturdukları geleneksel güç ilişkilerine Bora Balcıoğlu tarafsızlık politikası ile meydan okuyor.
Ancak şunu da unutmamak gerekir: Mesafeli kalmak, hiçbir şey yapmamak değildir. Tam tersine, gücün ve yetkinin tam ortasında duran birinin o gücü kullanmama iradesi göstermesi, başlı başına bir siyasi eylemdir. Bu, edilgenlik değil; bilinçli bir tercihtir. Çünkü bazen en büyük siyasi sorumluluk, sürece müdahale etmek değil; o sürecin kendi dinamikleriyle işlemesine izin vermektir.
Bugüne kadar Silivri'de birçok kongre, “başkan kimi destekliyor?” sorusu üzerinden şekillendi. Delegelerden adaylara kadar herkes, belediye başkanının işaretini bir tür yön pusulası olarak gördü. İşte tam da bu alışkanlıkların hâkim olduğu bir düzende, Bora Balcıoğlu'nun hiçbir adayla fotoğraf vermemesi, görüşme taleplerini nazikçe geri çevirmesi, “eşit destek” vurgusunu her fırsatta yinelemesi; aslında bir duruş sergilemesidir. Çünkü siyaset sadece pozisyon almakla değil, bazen pozisyon almayı reddetmekle de yapılır.
Dolayısıyla Başkan Balcıoğlu'nun bu yaklaşımı, “tarafsızlık” ya da “uzak durmak” gibi pasif bir davranış değil; iktidarın getirdiği ağırlığı sorumlu ve demokratik biçimde kullanma biçimidir. Ve bu tutum, Silivri siyaseti adına yeni bir dil, yeni bir yaklaşımın kapısını aralayabilir.