Sevginar Sali

AK Parti’de kazan kaynıyor

Üçtür köşe yazısı yayınlanmayan Adil Sirkecioğlu’nu dün aradım artık. Yazı göndermeyeceğini arayıp bildiriyordu eskiden, sonuncusunda mesaj çekti. Telefonumu nasıl açtı hayret ettim… Yazı yazmadığı zamanlar; uğraştığı şeyleri aşikar etmekten çekindiği dönemlerdir genelde. "Uğraştığı şeyler” derken AK Parti’deki akil adam konumunu kast ediyorum.
Demiral, Turan arasındaki devir teslim süreci beklentisi bir yana başka şeylerin olduğu, işlerin tahminler doğrultusunda gitmediği; tarafların rekabeti elden bırakmadığını dün yazmıştım. Altıncı his mi dersiniz, başka bir şey mi henüz süreçte dalgalı deniz durulmadı.
Turan’ın olması ve olmaması için uğraş verenlerin belirlediği durumda değil de siyasette daha ziyade her an her şey olabilir. Kadir Topbaş’ın yerel seçimler öncesinde Silivri’ye gelişinde Metin Karakaş’ı aracına almasını hatırlattı bir tanıdık. Neden mi? Hüseyin Turan açısından ilçe başkanlığı konumunun soğutulmaya çalışıldığı imasında bulunarak.
Bir taraftan Turan ve Kaynarcalar liste yapıyor, diğer yandan onların alternatifsiz olmadığını ispat etmeye çalışanlar. İlçe başkanı yönetimi değil, yönetim ilçe başkanını belirleyecek gibi…
Karakaş’ın aday olamaması, Sert’in gösterilmesine bir de ‘Turan’ın kesinleşen ilçe başkanlığından dönülerek başkasına görev verilmesi eklenir mi dersiniz? Siyaset konusunda akıllanmayanlara, soğuk duş hem de bu havada… Çok üşütür.
Kaynarca faktörü Turan için Ankara’da ne kadar avantaj bilmiyorum ama yerelde çok büyük bir dezavantaj gibi görünüyor. Ankara’nın belirleyiciliği, Silivri’nin desteği; hangisi daha önemli… Aslına bakarsanız; bir kuşun iki kanadı gibiler. Biri olmadan diğeri bir işe yaramaz.
AK Parti’de ortalık toz duman! Birileri ‘kim vurdu’ya gitmese bari…
Ha bir de iletmem gereken bir mesaj var; üzerimde kalmasın; "Kaynarca’ya rağmen başaracağız” diyorlar…Mevzu Turan’ı geçmiş istikamet Ankara…
Bu arada dün Dilek Demiral, Küpe FM’de Kamil Bilici’ni konuğuydu. Nefes almadan konuşmasından içinin ne kadar dolu olduğunu anlamak çok kolay. Teşkilatta göremediği desteği radyo programcısında ziyadesiyle bulmuş olmanın etkisi de var tabi. Teşkilatta da Bilici gibi düşünüp bunu kararlılıkla dile getirmek üzere "Siz başarılı bir ilçe başkanıydınız, partinin üst mercileri inşallah sesimizi duyar görevde kalmalısınız” diyen 50 kişi olsaydı Demiral’ın arkasında bugün "İlçe Başkanı kim olacak” gibi bir gündemi olmazdı AK Parti’nin. Teşkilattakilerin genel algısı "Giden ağam, gelen paşam”… Ne Karakaşlar gitti kime dokundu acaba… Ama Demiral siyaset yapma konusunda kararlı. İlçe başkanlığını özel sebeplerden dolayı bıraktığını, küçük büyük demeden her türlü görevi yerine getirmeye hazır olduğunu sürekli olarak tekrarlıyor. Gelecek kipi ile kurduğu cümleler bir yere gitmeyeceğinin işareti olarak kolaylıkla yorumlanabilir. Gidiyor mu, gönderiliyor mu? Gitmek zorunda mı bırakıldı en iyisini kendisi biliyor. Ama bizim de şunu bilmemiz lazım Demiral mücadele etmekten yılmayacak biri. Sadece ateşin sönmesini daha sonra siyasi hedeflerine kaldığı yerden devam edecek gibi görünüyor.
AK Parti’de ilçe başkanlığı bilmecesi devam ederken, oluşturulacak yönetim göz ardı ediliyor aslında. İlçe başkanlığı ile birlikte sihirli değnek verilmeyeceğine göre gelecek olan kişi; sıkı bir ekip oluşturmalı. Aklı başında değerlendirmelerden yola çıkarak hem de… Kişisel gerekçeler ve kaprisler bir kenara bırakılarak, mantık ve akıl çerçevesi içinde inanmış kişilerin samimi desteği şart.  Yoksa genel seçimlerin ardından yine ilçe başkanı arayışına başlanır en hızlısından...

YORUM YAP