Sevginar Sali

Ah ah ah...

Karlı bir hafta başlangıcından sonra Salı'ya merhaba… Dün “Aman ne güzel kar yağıyor...” diyerekten sevinen pek az yetişkin gördüm. İlk kara nazaran ikincisinden pek mutlu olamadık… Çoğunluğumuz griple savaştığı veya yeni yeni atlattığı için muhtemelen… Ama ara yıl tatili için gün sayan öğrencilere hızlandırılmış tur oldu… İki gün daha kurtarmayı başarırlarsa tatili üç haftaya uzattılar demektir!

ADD'DE SÜRPRİZ GÜVEN TAZELEME
Süleyman Yalçıntaş, “Aday olmayacağım” demişti. Ve hesapta Pazar günü Serdar Okan ile Salih Kepenek listelerinin yönetim konusunda rekabeti bekleniyordu. Ancak Okan'ın adaylıktan vazgeçmesi üzerine iş başa kaldı diyerek Yalçıntaş, bir kez daha yarışa girdi. Adayların yanı sıra, listelerde de önemli kişiler yer aldı. Sonuç itibariyle dernek üyeleri tercihini önemli bir çoğunluk farkıyla Yalçıntaş'tan yana kullandı. 62'ye 35 oyla Kepenek'in kaybettiği kongrede Yalçıntaş güven tazeledi. Kongre sonucu hayırlı, yolun açık olsun ADD…

KAZANMAK VE KAYBETMEK…
AK Parti İstanbul İl Başkanlığının Pazar günü düzenlediği geniş katılımlı danışma meclisinde Genel Başkan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun elinden teşekkür plaketi aldığı görüntüyü görünce Kutlu ve Silivri ekibinin başarısı dikkat çekti diye düşündüm ilk anda. 39 ilçe başkanı ve belediye başkanlarının da aynı şekilde onurlandırıldığını öğrenince ilk izlenimim etkisi 39'a bölündü : ) Bu olay özelinde ama genel anlamda bence teşekkür plaketi denilen şeyin anlamı olması için sırayla herkese verilmek yerine bir başarı kıstasıyla değerlendirilmeli. AK Parti'nin Silivri'de 7 Haziran'daki %32'den sonra 1 Kasım'daki %39,9'u ben başarı olarak değerlendirdim. Ama kendi tabanındaki bir kesim bile buna karşı çıktı… “2014 yerel seçimlerinde Tahir Sert ile biz %42,7 aldık” diyerek… O zaman da CHP Özcan Işıklar ile 48,8 aldı gerçi…
Rakamlar siyasetin işinde çok da belirleyici değil anlaşılan. Bir oy farkla da seçimi birileri kaybediyor diğeri kazanıyor… Kaydedilen fark kazanan için siyasette rüzgar da olabiliyor, rehavete kapılma nedeni de… Temelde sahip olunan koşullarının iyi değerlendirilmesine dayanıyor mesele…
Siyasetin seçim dalgası tıpkı futbol gibi; ne kadar iyi oynarsanız oynayın, skora yansıtmadığınız sürece nafile… Kazanan ve kaybedenler ayrılınca ilkinin sırtını sıvazlayıp, karşısında düğüme ilikliyorlar ikincisinin canını okuyorlar : )))
Kaybeden olmak zor bu hayatta… AK Parti'nin ise Silivri'de kazanan olması için daha önünde çok yolu var…

AH AH AH…
Hani yeri gelince ‘Kadın gibi…' tarzında cümleler kuruyor ya bazı kelli, felli beyler… Silivri'de de siyasette boyunun ölçüsünü alanlar, Silivri'nin doğruları adı altında kendi yalanlarını yazıp çizerek değişik bir tatmin peşinde… Ben şu kadın halimle (ki hiç de yalnız değilim bu konuda benim gibi davrananlar epey var) düşüncelerimin altına adımı yazabiliyorken, doğru veya yanlış olmaları fark etmeksiniz, siyasetçi geçinen, geçinmek isteyenlerin sahte sosyal medya hesaplarıyla ilçe politikalarına ayar vermeye çalışmaları ancak gülünç.
İşte bunun için Özcan Işıklar'a rakip bile olamıyorsunuz… Çünkü siyasi yetenek veya yerel yönetim becerisi bir yana onun gibi kabahatleri aleni yaşayıp da, sevaplarını gizli tutacak cesaret ve yürek de yok sizde…
Sahte isimler ve hesaplarla bir yere gelmeye çalışanları desteklemektense, doğruluğuna inandığım insanlarla Cehennemi göze alırım… Ama iyi niyet, emek, açık yüreklilik ve dürüstlükle kaybetme mümkünatı yoktur insanın siz de bunu anlayın bir zahmet…
Altına imzasını koyan herkesin düşüncesine saygı duyarım. Canımı acıtsa, hatta yanlış ve hatta hakaret bile olsa… Ama düşüncelerinin altına imzasını koyamayan adamları ancak şahsiyet sorunlarıyla bir an önce yüzleşmeye davet edebilirim.
Yazın, çizin, fikrinizi, görüşünüzü, yorum, eleştirin ve değerlendirmelerinizi kamuoyuyla paylaşın ama altına gerçek isminizi koyun da görelim…
Ettiğiniz lafın arkasında duramazken, arkanızdan kitleleri yürütmeyi düşünmeniz acayip üstü bir hüsnü kuruntu...
Ah Silivri ah... Allah seni seviyor ve koruyor : )))

YORUM YAP