Ahmet Yücegök

AFİŞ MESELESİ

"Düve”
Sözlükte anlamı :
"bir yaşını geçmiş dişi dana”
Büyük baş hayvanları görmemiş , tanımamış çoğu çocuk bu sözcüğü hiç duymamış olabilir…
İyi de…
Durup dururken "Nereden çıktı ?.” derseniz…
Anlatayım…
Sözcük…
Sanırım , 2011 Yılında yapılan referandumunda asılan bir afişte geçiyordu…
Afişin sahibi de …
Silivri Muhtarlar Derneği Başkanı Muharrem Eren…
Sözcük…
Bir binadan sarkıttığı bir afişte geçiyordu…
Muharrem Başkan…
Referandumda "EVET” tarafını tutuyordu.Kendine göre vatandaştan "evet" vermelerini talep ediyordu. Gerekçelerini de sıralayarak partisine katkı sağlamaya uğraşıyordu…
"şunun için, bunun için EVET” deyin derken, daha önce köylere dağıtılan "düveler” içinde " EVET” istemişti. Kendisi hatırı için en son istemişti…
Çünkü…
Adı geçen "Düveler” için aracılık etmişti .Vesile olmuştu…
O nedenle …
Köylüsüne,çiftçisine "Evet” deyin, diyordu…
Aslında…
Bu "Düve” meselesinin tarihi eskidir .O günlerde verilmemişti.Yıllar önce "hayvancığı teşvik için” Bakanlık, başka bölgelerden aldığı "bir dizi” dişi danayı talebe göre dağıtmış. Yerine , " doğurduktan sonra aynısından bir tane vereceksiniz .” demiş.Yani, ilerde ödemek üzere , o gün ,parasız .Yani, bedava …
Lakin…
Bir çoğu bu taahhüdünü yerine getirememiş…
***
Peki…
Ne olacak şimdi ?..
Duyduk ki…
Öyle bir şey yokmuş…
Düveleri veren yer…
Düveleri alanlardan "yerine düve” istemiş…
Yani…
"Taahhüdünü yerine getir” demiş…
Sorun…
Ne aşamada…
Muharrem Muhtarımıza sorabilirsiniz…
De…
Gayet tabii ki, sorunun çözüm yeri "Muhatlar Derneği” değil …
Ama…
O meşhur afiş hala belleklerde…
Renk katmıştı…
Peki…
Sonuca etkisi ve tepkisi…
O da…
Nereden baktığına bağlı …

YEREL SEÇİM ÜZERİNE
Nasıl ki, 2009 Yerel seçimleri, 2004 Yerel seçimlerine göre farklıysa, 2014 Yerel seçimleri de 2009 Seçimlerine göre farklı olacaktır…
Bu günden görünen …
2014Yerel Seçimlerinin 2009 Yerel Seçimlerinden farkı yeni kabul edilen Büyük Şehir Yasasına göre Mahalle olan (13) Orman Köyümüzün Silivri Belediye Başkanlığı için oy kullanması…
Bilindiği gibi…
2009 Yerel seçimlerinde bu (13) köy "İstanbul Büyük Şehir Belediye. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi için oy kullanan ama kendi Belediyesi olan Silivri Belediyesi için oy kullandırılmamışlardı. Bu defa oy kullanacaklar...
Bu köyler için 2009 seçimleri bir ucubeydi…
İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkalığı için oy kullanıyorlar…
İl Genel Meclisi için kullanıyorlar…
Silivri Belediye Başkanlığına ve Meclisine kullanamıyorlar…
Şimdi doğrusu oldu belki ama bu defa da köy tüzel kişilikleri kalktı…
Öyle olunca …
20014 Martında bu (13) köyümüzde muhtarlık seçimi yine yapılacak ama bu defa mahalle muhtarı olacaklardır…
 
2 / B MESELESİ
İyice sarpa sardı…
"Çözülüyor”
"Çözüldü”
"Fiyatlar açıklanmadı”
"Fiyatlat açıklandı”
Efendim !.
"Fiyatlar Rayiç Bedelin %70 ‘si” olacak.
Olmadı…
"Fiyatlar rayiç bedelin %50’sine” çekildi…
Peki…
"Rayiç bedel kaç ?.”
Belli değil…
Efendim !.
"Sen parça başına 2.000.-TL’sı yatır.gerisini , zamanı gelince ben sana söylerim.”
Peki…
"Rayiç Bedel fazla olursa ,itiraz edebilir miyim ?.”
"Hayır. Edemesin ”.
"Peki…
"Mahkemeye gidebilir miyim ?.”
"Hayır”.
Peki…
"Şimdi ne olacak ?.”
***
Peki…
Silivri’nin (3) …
Çatalca’nın (5) köyünün bütün arazileri zamanında Hazine adına kayıtlanmış.Tapularında "Maliye Hazinesi” yazıyor…
Bir de bunlar var…
Bunlar hakkında tek laf eden yok…
Sözüm ona, bunlar için yıllar önce bir yasa çıkmıştı bu araziler için . Hatta bu iktidar onlar için tamam "çözdük” diyerek, kendi reklamını yapmıştı... O gün de meclis çoğunluğu vardı.Bu günde…
Sorun …
Ne oldu ?.
Ne aşamada ?.
Peki…
Sorum kime ?.
Gayet tabii ki "bölgemize gelen İktidar Milletvekillerine …
Bir de…
Bu köylerde yaşayanlara …
Sesinizi yükseltin…
Tıpkı…
Antalya’daki gibi "yetti gari” deyin …
Yetmez…
İktidar kanadından köyünüze her kim gelirse gelsin, bu güne kadar yaptıkları konusunda ,ne anlatırsa anlatsın inanmayın.Çünkü, henüz çözümü konusunda bir arpa boyu yol alınmadı. atılmadı…
Evet…
Sorunun çözümü sizin ellerinizde…
İnanın böyle…

VE YEPYENİ BİR GÜN
Hafta sonu hava güzeldi. Baharın gelişini hissettik. Silivri sahili yine tıklım,tıklımdı.Anormal bir durum değil,her yıl tekrarlanan günlerden biriydi. Mevsim değişikliği…
Başka değişiklikte yaşadım…
Torunlarım Cumartesi sabahına kadar, altlı üstlü oturduğumuz evlerinden, yeni evlerine taşındılar…
Taşındıkları ev uzakta değil.Silivri’nin bir başka merkez mahallesinde. Belki altlı üstlü oturduğumuz evden daha konforlu , oraya taşınmaları gayet normal ama olayın bir başka boyutu insani yanı ,insana özel , duygusal yanı var…
Evet, torunlarım doğup büyüdükleri bu mekandan ayrılıyorlardı. Bu taşınma işini yeni duymuş değildim. Öncesi vardı.
Taa ki…
Cumartesi sabahı , kapımızın önünde , "Evden Eve Nakliyat” yazan kamyonu görünceye kadar…
Ayrılma zamanı gelmişti…
Kamyon görevlileri eşyaları taşınır vazıyete getirmek için evlerine çıkar çıkmaz ben de sessizce evden ayrıldım. Aslında, bekleyip, uğurlayabilirdim. Yapamadım…
Torunlar gerçekten çok seviliyor…
Hele de yıllarca bir arada gibi altlı üstlü bir evde yaşamışsanız . Her an onların ayak seslerini duymuşsanız. Hatta, başkalarının rahatsızlık saydığı " tepenizde takır,tukur” ses çıkarmaları duymaz olacağınız aklınıza gelince, uzaklaşmaları acı veriyor…
Neyse…
İnsana dair bir olay…
"Tecrübe veya deneyim bu olsa gerek "
***
Evden ayrıldıktan sonra…
Kendi kendime ; insan oğlu da diğer canlılar gibi doğar ,gelişir ve ölür. Doğumdan sonra ki o gelişme sırasında yaptıkları ile de anılır. Bir de başından geçenlerle. Bunların tamamının adı da sanırım tecrübe sayılıyor, bu da onlardan biri " diyerek her günkü görevlerime döndüm…
İyi ama aklım kasasında "Evden Evce Nakliyat” yazan arabada . O gözümün önünden hiç gitmiyor. Aklım orada kaldı …
Ve…
Daha, şimdiden; Okula gidişleri ve okul dönüşü ,akşam evin kapısında karşılayıp büyük olanının "dede, nasılsın?” demesini , küçük olanın da "dede ; bu gün okulda ne oldu biliyor musun ?” demesini özledim bile …
***
Anlaşıldı…
Bu taşınma işini kolay,kolay unutamayacağım…

TESADÜFÜN BÖYLESİ
İmralı süreci /Nevruz/ İstanbul Kutlaması /Diyarbakır finali, gelişen tepkiler ve sessiz beklemeler. Aynı gün Amerikan Başkanı Barak Obama’nın yanından gelen bir telefon. İsrail, Özür diliyor.Ne özrü bu diye sormayın.Ya da devletler arası özür böylemi dilenir, demeyin oluyor işte…
 
İSTER İNAN / İSTER İNANMA
"Lise son sınıf talebesi Osman Doğan ve beşinci sınıf talebesi Ahmet Sandıkçı’nın Kayseri’de henüz tespit edilemeyen bir evde Stalin şerefine kadeh kaldırdığı tespit edilmiştir.”
(20/05/1949, TAN Gazetesi Haberi )

DOKTOR ANLAMAMIŞ
Vatandaş doktora gider .
Doktor :
-Bak bu uyku haplarını kullanırsan alışkanlık yapar…
-Hasta gülümser :
-Sen ne diyorsun doktor bey ben bu hapları (20) Yıldır kullanıyorum yapmadı…

YORUM YAP