Ahmet Yücegök

İstenmeyen Görüntüler


Bayramlar, sevginin ve barışın doruğa çıktığı günlerdir…
İnsanlar bayram süresince, hiçbir zaman olmadığı kadar barışı arzularlar, hoşgörünün, empatinin tavan yaptığı günlerdir.
Adı "Kurban" Bayramı bile olsa, etraf kan gölüne dönse bile, en azından niyetler böyleydi çoğu kimsede …
Ha, istenmeyen görüntüler olmadı değil. Oldu tabi.
Kavaklı, Selimpaşa, Gümüşyaka, Çanta ve Değirmenköy Kurban Kesim yerlerinde hiç olaysız kesim işi tamamlanmış. Silivri Merkezde, yaralanmayla sonuçlanan bir olay yaşanmış, o kadar… Demem, geçen yıl olduğu kadar değil…
Demek ki…
Azalma başladı …
Eh kolay değil…
Değişim zaman alıyor…
Alışkanlıklardan vazgeçmek kolay olmuyor.
Hatırlarım…
Silivri sahilinde ilk düzenlemelerinin yapıldığı 1990'lı yıllarda, ellerinde kutu biralarla dolaşan gençleri görüyorduk, kutunun içinde bira bitince tez elden denize atıyorlardı boş bira kutularını. Çöp kutusu aklına bile gelmiyordu…
Hatta, o gençler, içmiş oldukları bira nedeniyle meydana gelen su dökme ihtiyacı için tuvalet aramıyorlardı, denize boşaltıyorlardı…
Daha önce olayı bu köşede birkaç kez yazmıştım, Silivri Çevre Derneği  Silivri-İstanbul  otobüslerinde "sigara yasağı" koyulsun diyordu… Ve, o zamanın Belediye Başkanı da bu konuda hemfikirdi. Otobüslerde sigara içmek yasaklandı. Daha sonra zaman, zaman tartışmalar oldu. Ama, bugün artık kimsenin söylemesine gerek yok. Artık, hiç kimse otobüs içinde sigara içmez… Ve, yine ayni yıllarda, Silivri sahilinde çiçek dikilmeye başlandı. İnanın akşamdan sabaha kalmıyordu. Bazı kişiler başka bir şeylere kızıyordu, onun için öfke kusuyordu intikamını çiçeklerden alıyordu. Bazlılar ise kimsenin görmeyeceği bir saatte, bulunduğu yerden çıkarıyordu evine dikmek için... Şimdi kimsenin aklına bile gelmez o günkü yapılanlar… Artık "güzellikleri paylaşmanın insana huzur verdiğini" paylaştıkça çoğalacağını, dertlerin ve sıkıntıları ise, paylaştıkça azalacağının bilincinde insanlar…Az bile olsa devam eden o istenmeyen görüntüler de yok olacaktır. Buna yürekten inanıyorum.

VE, KURBAN BAYRAMI
Silivri'de kurban kesimleri geçen yıl olduğu gibi yine, Belediyesinin göstermiş olduğu yerlerde yapıldı diyebiliriz…
Kurban kesmeyi bir ibadet olarak gören her insan, BELEDİYE tarafından gösterilen o kesim yerlerinin dışında kesim yapmanın her açıdan zararlı olduğuna inanmış olduklarının ifadesidir bu görüntü…
Ve, gözlemim…
Düne göre, daha fazla insanın LÖSEV ve MEHMETÇİK VAKFI gibi yerlerin Banka hesaplarına, Diyanet İşlerince belirlenen o bedellerin yatırılarak bu görevi yerine getirdi…

SIRADAN BİR OLAY AMA…
Bayram öncesi, Silivri Belediyesince satışa çıkarılan arsalara Silivri Vergi Dairesi tedbir koydurmuştu. Haklı. Çünkü, alacağı var. Ve, bu alacağın vadesi de geçmiş… Yani, Muhalefetin "Kamu borcu bu sıkıştırmazlar" denmesine rağmen tedbir koyulmuş. Hem de 6.500.-TL'lik borcun çok üstünde bir tedbir…
Bu şu demektir…
Silivri Belediyesi'ne ait Banka Hesaplarına yatan bütün paralar, o borç ödenene kadar Silivri Vergi Dairesi hesabına aktarılacak…
Ama, banka hesaplarına tedbir koyulmasına rağmen Silivri Belediyesi'ne yatırılan Emlak Vergisi taksitlerinden gelen paralarla maaşlar ödenmiş… Diğer alacaklılar için de bayram sonrası ödenecekmiş… Vergi Dairesi de tedbiri kaldıracakmış.

ÜZÜNTÜ VEREN
Kendisi, Ortaköylü, Çayırdere Köyünden nişanlı genç. Bayramın son günü nişanlısını görmek için köyüne yollanır. Yollar ıslak. Hafifi sis… Köye varmadan kayar ve birkaç takla atar. Özel hastanelerden birine getirilir. Genç arkadaşımızın sigortası yoktur. Hastane ve yoğun bakım giderleri, ameliyatlar hepsi inanılmaz paralar …
Anne ve babası ne yapacağını bilemez.
İleten arkadaş çok üzgündü...
Dilerim, en kısa sürede eski haline gelir…
 
VE, BİR EYLEM
24 Kasım'da "Öğretmenler Günü" kutlandı. Bir sonraki gün de Silivri çarşı meydanında basın açıklamaları vardı. Ayrıca, isteklerini yansıtan "sloganlar" attılar. Sonunda "Halay" çekerek dağıldılar…

TAZELENEN ANILAR
Uzun zamandır görmediğim bir çok dostuma, Bayram gezilerinde rastladım…
Muhtarlık yaptığı dönemde Çanta Köyü için gecesini gündüzüne katmış Ahmet Üstün'ü, Gümüşyaka'nın ilk Belediye olduğu yıl yapılan seçimlerde ilk Belediye Başkanı olan İsmet Kirazpınar'ın eski iş ortağı Osman Çete'yi gördüm. Ayni yıllarda, ayni partide İsmet Kirazpınar ile tatlı bir yarışın tarafı olan İskender Oruç'u gördüm…
B.Çavuşlu'dan eski İşçi Temsilcisi ve eski DSP'den İl Genel Meclisi üyesi Mustafa Ertürk'ü ve bugün artık olmayan SODEP'in ilk delegelerinden Ali Öztürk'e rastladım…
Bir dönem, Silivri'nin en genç muhtarı sayılan Galip Kaynar'a Gazitepe'de rastladım...
Yine o dönemin SODEP delegelerinden,Danamandra Köyünden Erdal Aslan'a ve Gariban Ömer'i gördüm …
Kimi, şişmanlamış, kimi biraz yaşlanmış ama tamamı geleceğin bugünden daha iyi olacağına inanıyorlar… Bu uğurda mücadelede kararlılıkları gözlerinden anlaşılıyor…

GÜNÜN İÇİNDEN
Başbakanımız ;
Danıştay'ın İmam Hatip Liselerinin Üniversiteye girişte uygulanacak katsayı için vermiş olduğu karar hakkında "İDEOLOJİK" dedi…
Başbakanımız bu defa;
Anayasa mahkemesi ve Danıştay'dan dönen bazı yasal düzenlemeler için "Milyonlarca oy aldık. En çok oyu alan Parti benim partim, biz halkın iradesiyiz" dedi .
Ayni Başbakanımız ;
İsviçre'de yapılan Minare Referandumu için ise "Minare ile kökten dinciliğin ne alakası var. Olur mu?.İnsan haklarına aykırı bu" der.
Ve, yine ayni Başbakanımız;
Anayasa Mahkemesi'nin Partisini Kapatma Davasında verdiği "odak olduğuna dair" karar sonrası Anayasa Mahkemesi'ni akıl almaz şekilde suçlamıştı…
Ve, şimdi…
Yine ayni Başbakanımız;
Silivri Cezaevinde yatanlar için "Bağımsız yargının işi ona biz karışmayız" diyor…
Ve…
Yine ayni Başbakanımız;
Türban davası veren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne "o ne anlar bu karardan, ulemaya sormak lazım" demişti…
Ve…
Ayni Başbakanımız;
Hakimlerin ve savcıların yasa dışı dinlenmesi karşısında "Zamanında beni de çok dinlediler" diyerek ses çıkarmaz…
Ve…
Ayni başbakanımız;
Nüfus planlaması, nüfus artış laflarına karşılık "En az (3) çocuk yapın" der…
Ve, yine ayni başbakanımız;
Köşe yazarlarının her gün yazmalarından hoşlanmaz "Her gün yazmasın, haftada bir gün" yazmalarını ister..

İSTER İNAN / İSTER İNANMA
Gazeteci Yazar Mustafa Balbay savunmasında;
Savcıya hitaben, "Ben buradayım, Özden Örnek nerede?" demiş.
İlçemiz Hapishanesinde görülmekte olan kamu oyunda "Ergenekon" davasında ilginç savunmalar oluyor.

GÜNE UYAN
"Uzun ve ciddi bir hastalığın acısı unutulabilir ama aşağılamanın acısı hiç unutulmaz. Bu nefretin temelini hazırlayan koyu, derin bir yaradır. Size bağımlı insanları yeri geldikçe aşağılama tutumuysa bir doyumsuzluk göstergesidir."
(Haneke-Cumhuriyet eki - 5/12/2009)

KISA-KISA…
* Silivri, Uğur Mumcu Meydanı'nda haftalarca duran, ayni zamanda Birleşik Esnaf Odası Başkanının oğlunun sahibi bulunduğu AVEA satış arabası çok tepki çekmiş.
* Madeni Eşya Sanayicileri (MES) Sendikası ile Türk İş'e bağlı Türk Metal Sendikası 10-11-12 Aralık tarihlerinde Klassis Otel'de diyalog toplantısında buluşacaklarmış…

YORUM YAP