Gazetemiz için özel bir değerlendirmede bulunan Ziraat Odası
Silivri Başkanı Rıdvan Gümüşoğlu, önemli bir noktaya parmak bastı:
"Büyükşehir statüsünde beldeler de mahalle oldu. Oradaki nüfusla
Silivri'ninki şu anda 70 bin. Eğer hayvan beslenmesi yasaklanırsa çiftçi iyice
perişan olur."
Ziraat Odaları Başkanlarının toplandığı İl Koordinasyon
Kurulu'nun Başkanı olan Silivri Ziraat Odası Başkanı Rıdvan Gümüşoğlu, 14 Mayıs
Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla Ankara'ya gitmeye hazırlanıyor. Ziraat Odaları
Başkanları ile birlikte Anıtkabir'i ziyaret edecek olan heyet hükümet
temsilcileriyle de toplantıda bir araya gelecek.
GÜMÜŞOĞLU: DEVLET DÜZGÜN BİR TABAN FİYAT VERİRSE ÇİFTÇİNİN
YÜZÜ GÜLER
Yaptığımız görüşmede çiftçilerin mevcut durumu ve ürün
verimi hakkında bilgi veren Başkan Rıdvan Gümüşoğlu şöyle konuştu: "Şu
anda kışlık mahsullerimiz güzel. Mayıs sonuna doğru bir yağmur daha olursa
verim de güzel olacak. Yazlık ekim için hava müsait. Karın olduğu yerde zarar
da oluyor. Esas önemli olan taban fiyat, devlet düzgün bir taban fiyat verirse
çiftçinin yüzü güler. 2002 yılında buğday 35 kr.'tu, piyasada 50 kr.'a kadar
çıktı. Bu gün 2009 yılındayız, yine aynı para fakat mazot ve gübre fiyatları
aldı başını gitti. Bu da çiftçiyi sıkıntıya sokuyor. Eskiden toprak
dinlendirilirdi. Şimdi bir karış toprak bile kalmıyor. Maddi sıkıntılardan
dolayı çiftçiler gerekli gübreyi kullanamıyor.
"ÇİFTÇİYE DÜRBÜNÜN HEP TERS TARAFINDAN BAKIYORLAR"
Hayvancılar da sıkıntıda. Mera kalmadığı gibi içeride
beslenen hayvandan da vatandaş bir şey kazanamıyor. Bu gün 300 gr su
alıyorsunuz 50 kr., üretici bir litre süt satıyor o da 50 kr. E, onun emeği,
bakımı var. Öyle görünüyor ki çiftçiye hep dürbünün ters tarafından bakıyorlar.
Öyle uzak görüyorlar.
En büyük sıkıntı ise belediye kanununa göre nüfusu 25
bin olan belediyelerin içinde hayvan beslemek yasak. Senelerdir Silivri'de
sabahleyin hayvanlar meraya çıkardı, akşam geri getirilirdi. Nüfus 25 bin'i
geçince yasaklandı. Şimdi Büyükşehir statüsünde beldeler de mahalle oldu.
Oradaki nüfusla Silivri'ninki şu anda 70 bin. Beldeler de 70 bin nüfuslu
belediyeye girdiler. Eğer hayvan beslenmesi de yasaklanırsa çiftçi iyice
perişan olur. Hiç olmazsa bir iki hayvan besliyordu, para kazanmasa bile üç beş
kuruş alabiliyordu.
"TEŞVİK PRİMİNDEN TÜM ÇİFTÇİLER
FAYDALANAMIYOR"
Teşvik primlerin ödenmesinde çıkan yönetmeliklerde
'bizzat ekene biçene verilir' diye madde koyarlar. Üzerinde tapu olmadığı için
vatandaş başkasının yerini ekince bu primlerden faydalanamıyor. Bu sıkıntı
yıllardan beri devam ediyor ve hiçbir çözüm bulunamadı. Çiftçinin elinde ürünü
sattığı fatura var, noksan olan kira kontratı veya tapu.
Bir de üstelik belediyelerin uyguladığı İmar
Kanunu'nun 18. maddesi var. Bunlarla vatandaşın tarla tapusu arsaya dönüyor.
Tapusu da olsa arsa olduğu için çiftçi o primi yine alamıyor.
Ayrıca belediyelerin arsa üzerine koyduğu emlak
vergisini ödüyor. Kazandığı her şeyi oraya ödüyor. Köyler emlak vergisinden
muaf. Beldeler emlak vergisi ödüyor. Halbuki yan yanalar. Bu çiftçinin
avantajı, öbürünün dezavantajı ne? Aynı olmalı. Tarım arazilerinden isteme!
Vilayette bu konuyu konuşurken defterdarla çelişkiye düştük. Onlar arsa vergisi
diyor, ben tarım arazisi diyorum.
"ÇİFTÇİYİ HİÇ KİMSE DÜŞÜNMEDİĞİ GİBİ İSKİ DE DÜŞÜNMEDİ"
Değirmenköy göleti yaklaşık 20 bin dönüm araziyi suluyor.
350-400 aile buradan sulama yapıyor. Suladığı bölgeler Değirmenköy, Gümüşyaka,
Sultanköy'e kadar uzanıyor. Şimdi İSKİ burayı içme suyu olarak düzenlemek
istiyor. Kanallar kaldırılacak. Olur mu böyle bir şey? Burası sulama göletidir.
Bu durumda 20 bin dönüm arazi ne olacak? Az bir yer değil ki burası. Bu
çiftçiyi hiç kimse düşünmediği gibi İSKİ de düşünmedi."