Sevginar Sali

“Sopalık kadınlar”!!!

Dün Silivri'de belediye, Kent Konseyi ve Medikal Park ortaklığında “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Birleşelim” çağrısıyla bir seminer düzenlendi.
Uzman Dr.Psk. Ayşegül Aslan ve Psk. Çağla Şenol toplumumuzda kadına yönelik şiddetin nedenlerini, çocuklar üzerindeki etkileri ile önlenmesi için yapılması gerekenleri anlattı…
Ayşegül Hocamızın “Kimse gelmez sanıyordum, geldiğiniz için çok teşekkür ederim” diyerek söze başlaması salona girer girmez canımı sıkan konunun özetiydi… Seminerde hiçbir belediye yetkilisi yoktu! Evet programın organizasyonu belediye tarafından gerçekleştirilmişti ama kurum içi müdürlerinin yüzde 90'nın kadın olmasıyla övünen kurumu temsilen etkinlikte kimsenin olmaması ilginç.
Belediye temsilcilerimizin Kadına Şiddetin durdurulması haftasında yapacağı daha önemli işleri vardır! Kadına yönelik şiddet Trakya'nın önceliği değil sevgili arkadaşımdan alıntı yapayım “Bizde kadına şiddet olmaz en fazla bırakırız gider”…
Çok şükür ve iyi ki de; kadına yönelik şiddet bu toprakların ana sorunu hiç olmadı… Ama bundan sonra da olmaması için ne yapıyoruz derseniz? O konuda biraz zayıf kalıyoruz bence…
Bir sorun ortaya çıktıktan sonra çözümü için sarf edeceğiniz enerjinin üçte birine doğumunu engellersiniz…
Ayşegül Hanım'ın keyifli anlatımı bile sevimsiz gerçeklerimizi hafifletmeye yetmedi…
Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde kadınlar bile duyarlılık sergilemekten uzakken, erkek tarafından ne beklenir!
Fiziksel şiddeti kim uygularsa uygulasın bence tüm tarafları aynı acıyı çekiyor… Buna başvuracak kadar aciz olan insanın, maruz kalandan daha iyi durumda olma ihtimali yok!
Doktor hanımın da ifade ettiği gibi; saldırganlık her insanda var… Kimse köşeye sıkışmadan bunu kullanmaz… Ortaya koyulan şiddetin dozu uygulayanın sıkışıklığını ifade ediyor… Cana kasta varan vakaların psikopatlığı ise tartışma götürmez bir hastalık durumu zaten… Ve kişileri sadece hastaneye değil, cezaevine götürüyor… Bu durumdaki kimselerin ikinci adreste hak ettiği süreler içinde tutulması ise yargının işi, bizi yönetenlerin sorumluluğunda…
Belediye yetkilileri yoktu düzenlediği etkinlikte dedim ama Kent Konseyinden de kimseyi göremedim… Kendi düzenledikleri program yerine kadına şiddeti başka sularda takip etmeyi seçmelerinin manasızlığını anlatarak yorulasım yok.
Ve bir tebrik; Silivri Şoförler Odası Başkanı Recep Akıncı'ya… Onlarca kadının içinde yer yer görüşlerini de paylaşarak programı takip eden tek erkekti…
Kadına yönelik şiddeti kadınlar mı önleyecek? Bu sürecin dışında asla tutulamazlar. Onlar her işini kendileri halletmeye alışkın; hele ki Trakya'da…
Kadına yönelik şiddetin artış sebebi haklarını ve özgürlüklerini daha gür bir ses ve kararlı tutumla savunmaya başlamalarından kaynaklanıyor… Ekonomik özgürlüğünü kazanan, bilinç düzeyi artan kadın duracağı yeri ve bulunacağı konumun seçimini erkeğe bırakmıyor…
Kadınlar özgürlüklerinin bedelini canıyla ödemek zorunda kalsalar bile bu hakkı kazanmak için gerekli olan mücadeleyi verecektir…
Kadını susturmak ve sindirmek yerine erkekler onların gelişim hızına ayak uydurmaya baksın! Ve kadına şiddet uygulayan her erkeğin dünyaya gelme sebebi de bir kadın bu gerçeği göz ardı edemeyiz…
Hiçbir canlı şiddeti hak etmiyor ve de hiçbir canlıya şiddete başvuracak kadar zayıflık yakışmıyor!
Medical Park'ın değerli doktorları ve Bahar Kenar'ı… Sunuculuk ve evsahipliği konusunda Halkla İlişkiler ekibinden Koray Kurt'u da tebrik ediyorum… MHP Kadın Kolları ile Silivri Kadın Girişimciler Derneği Başkanı Aynur Süleymanoğlu'nun duyarlılığını da alkışlıyorum… Recep Akıncı zaten programın cesur yürek katılımcısıydı : )
İnşallah bu konuların asla gündemimizde yer almadığı zamanları da görürüz…

YORUM YAP