Silivri çocuk istismarına karşı tek yürek

Silivri çocuk istismarına karşı tek yürek

06.03.2018 10:15:49

Silivri'deki sivil toplum ve demokratik meslek örgütleri, son zamanlarda giderek artış gösteren çocuklara yönelik cinsel istismar olaylarına dikkat çekmek ve kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla “Çocuk Susar, Sen Susma” sloganı ile sahilde protesto düzenledi.

Çocuk istismarlarının çoğalmasının sebebinin, yanlış politikaların ve cezai işlem uygulamalarının caydırıcı özellik taşımamasından kaynaklandığının dile getirildi eylemde, devletten çocuk koruma politikalarının ve uygulamalarının geliştirilmesi talep edildi. 3 Mart Cumartesi günü, saat 14.00'da, sahil koridorunda kaydedilen eyleme; Silivri Kent Konseyi, Silivri Eğitim-Sen, Silivri Eğitim-İş, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Atatürkçü Düşünce Derneği, Selimpaşa Mahalle Platformu, Silivri Demokrasi Platformu, Silivri Turizm Derneği, Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası Silivri Temsilciliği, Harita Kadastro Mühendisleri Silivri Temsilciliği, Alevi Kültür Dernekleri Silivri Şubesi, Silivri Motosiklet Kulübü, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Türk Tabipler Birliği, DİSK, Silivri Kuzey Kafkas Derneği, Dağılmış Aileler ve Çocuk Hakları Derneği, İnşaat Mühendisleri Silivri Temsilciliği, Silivri Rotary Kulübü, TEMA Vakfı Silivri İlçe Gönüllüleri, Silivri Hayvan Hakları Derneği'nin yanı sıra siyasi parti ve kurum yöneticileri, meslek odası temsilcileri ve çok sayıda duyarlı vatandaş katılım sağladı. Basın şehidi Metin Göktepe'nin annesi Fadime Ana da eyleme destek verenler arasında yer aldı.

ERDOĞAN: ÇOCUKLARA YÖNELİK CİNSEL İSTİSMAR OLAYLARI SON ON YILDA %700 ARTMIŞTIR
Eğitim-Sen Şube Başkanı Caner Erdoğan tarafından okunan ortak bildiride şu ifadelere yer verildi: “Kamuoyuna ve Silivri halkına, içinde bulunduğumuz zaman diliminde insanım diyen herkesi utanca batıran olaylarla karşı karşıyayız. Gün geçmiyor ki bir çocuğumuz evlatlarımız. Kadın ve kız- erkek çocuklarımız lanetli eller tarafında kirletilmemiş olsun.
Yeryüzünde tarihten beri var olan sapık ve sapkınlık davranışları çocukları ve kadınları hedef almıştır. Kendini ruhen ve fizikken savunamayacak durum da olan mağdurların uğradığı tahribat o ülke ve toplum için sadece yüz karası değil aynı zamanda bir yıkımdır. İçinde yaşadıkları toplumun ve o toplumu yöneten siyasi ve ideolojik devlet anlayışlarının utanç aynasıdır. O nedenle insanlığın son yüzyılımızda sağlıklı toplumları geliştirmek için özellikle kız ve erkek çocuklarının korunmasına özel önem vermişlerdir.
Ülkemizin de taraf olduğu; BM Çocuk Hakları Sözleşmesi; “on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır. Taraf Devletler, bu Sözleşmede yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, kendilerinin, ana babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler. “ ve ayrıca taraf devletler” her türlü istismar ve kötü muameleye karşı çocukların korunması için; yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri alırlar.” der.
Diğer yandan; "Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi" de çocuklarımızı korumak için benzer kararlar almıştır.
Değerli Yurttaşlar; ne yazık ki çocuk hakları ve çocuklara yönelik istismar tedbirleri uluslararası hukukun bir sonucu olarak iç hukukumuza bir girmiş olması bir kazançtır elbette. Ancak bu yöndeki gelişmeler ülkemizde, gençlerin, kız ve erkek çocuklarının korunması fikri ve uygulaması laik eğitim sistemimizin sosyal hayata ve devlet hukukuna girmesiyle başlamıştır.
Önce şehirlerde başlayan laik ve bilimsel eğitimde kız ve erkek çocukların fırsat eşitliği tam anlamıyla olmasa da zamanla gelişmiş okuma- yazma meslek edinme, toplumda kendini ifade edebilme, bir başkanına muhtaç olmadan kendi yaşamını kurma hakkı bir temel insan hakkı olarak giderek birçok eksiğine rağmen, kadın erkek eşitliği hedefinde önemli yol kat edilmiştir.
Çocuklara yönelik istismar olaylarının giderek artmasında; çocukların sağlıklı gelişimi acısından son derece önemli olan “karma eğitim, laik ve bilimsel eğitim” hakkının siyasi ideolojik ve dinsel referansları doğrultusunda zayıflatılmaya çalışılması, Çocuk evliliklerinin önünü açan yasal düzenleme girişilmeleri, müftü nikahı, sapık istismarcılara iyi hal indirimleri, ‘bir kerede bir şey olmaz', açıklamaları ‘dokuz yaşında anne, on iki yaşında baba olunabilir' gibi söylemlerin etkili olduğunu düşünüyoruz.
Çocuklara yönelik cinsel istismar olayları son on yılda %700 artmıştır. Yine son on yılda 482 bin kız “çocuk gelin” alınıp satılmış bu anayasal ve uluslararası suç “imam nikahı” ile maskelenmek istenmektedir.. Sadece 2016 yılında çocuklara yönelik istismar suçlarında 15 bin 51 dava açılmıştır. 2017 yılında ise açılan dava 14 bin 394 olmuştur. Bu rakamlar işlenen suçların yanında çok küçük kalmakla, suçlular cezasız bırakılmaktadır. Cezasızlık suça teşvikin en önemli sebebi olduğuna inanıyoruz.

“ENDİŞE İÇİNDEYİZ”
Çocuklarımız ve onların sahsında ülkemizin geleceği açısında anne- babalar ve demokratik, laik ve çağdaş dünyanın bir parçası olarak biz sivil toplum kuruluşları büyük endişe içindeyiz.
Bu utancı ülkemiz taşıyamaz, bizlerde taşımıyoruz. Bu nedenle hep birlikte çocuk istismarına yol açan her türlü gerekçeyi ret ediyor en güçlü duygularla şiddetle kınıyoruz!
Sayın yurttaşlar, bu nedenle;
1-Devlet ve siyasi iktidarlardan ülkemizi bu utançtan kurtarmak için acil hukuki sert yaptırımlar uygulamalarını talep ediyoruz.
2.Çocuk istismarı ile ilgili kanunlar, mahkemelerin iyi hal indirimi ya da ceza indirimine imkân vermeyecek şekilde yeniden düzenlemeli;
3.Laik ve Bilimsel eğitim ile karma eğitim ortadan kaldırmaya dönük uygulamalardan vazgeçilmesi;
4.Eğitim kurumlarında öğrencilerimizi bilgilendirici rehberlik çalışmalarının yapılması;
5.Çocuklarımıza yurt hizmetinin vakıflardan alınarak, devlet eliyle ve denetimli, kontrollü bir şekilde verilmesini;
6.Tüm yurtlar ve özel eğitim kurumlarının düzenli olarak çok sıkı denetim ve kontrollere tabi tutulması;
7. ‘'6 yaşında çocukla evlenilebilir'' gibi çocuk istismarını öven, teşvik edenlere, küçük yaşta evliliği özendirenlere de ağır cezai yaptırımların getirilmesi;
8. Tv, radyo, basın yayın organları ve sosyal medya aracılığı ile toplumu aydınlatıcı bilimsel yayınlar yapılmasını talep ediyoruz.
Çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere bedensel, ruhsal, siyasi ve sosyal her türlü istismar insanlık suçudur. Çocuklar geleceğimizdir onları korumak herkesin görevidir. Susmak, sesiz kalmak, ama, fakat'lı ahlaki olamayan gerekçeler uydurmak suça ortak olmaktır.

“SESSİZ KALARAK SUÇA ORTAK OLMAYACAĞIZ”
Bizler Silivri'nin sivil toplum ve demokratik meslek örgütleri olarak sessiz kalarak istismar suçlarının ortakları olmayacağız. Aksine takipçisi denetçisi olacağız. İstismarın önlenmesi için çabalayacağız. Kirli, alçak ve sapık istismarcıların çocuklarımızın incitmesine izin vermeyeceğimizi ilan ediyoruz.
Tüm Türkiye kamuoyunu ve Silivri halkını çocuk istismarına karşı duyarlı olmaya ve tepkilerini en yüksek sesle haykırmaya çağırıyor saygılar sunuyoruz.”

Hazal BAŞARAN

  • ETİKETLER
PAYLAŞ
« Önceki Sözlük Özgürlüktür Projesi sürüyor
Sonraki »

YORUM YAP