
Bunun en çok hazzına varansa çocuklarımızdır. Çünkü çocuklarımız için bayramın anlamı, biz yetişkinlerin hissettiğinden farklıdır. Sanayileşme, ilerleme, gelişme, globalleşme, küreselleşme derken duygusallıktan uzak yaşanan bir zaman dilimine geçtik. Bunun içindir ki biz yetişkinler her fırsatta nerede o eski bayramlar diye hayıflanırız. Oysa değişen bayramlar değildir. Değişen sadece bizim bakış açımızdır. Yaşam kaygısı içinde öyle çok şeyi ıskalıyoruz ki bunlardan en önemlisi de ne yazık ki bizi biz yapan, gerçek doyuma ulaşmamızı sağlayan manevi değerlerimizdir. .Oysa aidiyet hissini yaşayabildiğimiz, sevip sevilerek ruhumuzu huzurlu kılabildiğimiz en yüce değerlerimizdir onlar. Sevgiyle kabul edildiğimizi, onaylandığımızı, beğenildiğimizi tam olarak o zaman anlayabiliriz. Mutluluğumuzun bizim dışımızdaki kişileri mutlu ettiğimizde daha da çoğalıyor olduğunu görebiliriz. Paylaşmanın, dayanışmanın güzelliğini anlayabiliriz. Dolayısıyla duygusal ve sosyal ihtiyaçlarımızı olması gerektiği kadar giderebiliriz. Tüm bunların sonucunda da anda kalmayı kolayca başardığımız için gerçek mutluluğu yakalayabiliriz. Çünkü zaman, zaman omuzlarımızda taşıyamayacağımız kadar yük hissederiz. Oysa anda bu mümkün değildir. Bizim var sandığımız ya geçmişten getirdiğimiz yaşanan bitenlerdir ki ana taşımak anlamsızdır yada gelecek ile ilgili endişelerimizdir. Oysa gelecekte neler olabileceğini asla bilemeyiz belki kaygılandığımız hiçbir durum yaşanmayacaktır ama biz sadece sanıyor olmamıza rağmen bu kaygılarla kendimizi perişan eder dururuz bunun da tek nedeni yaşadığımız ana odaklanmamaktan geçmektedir. Bu arada kim bilir neleri görmezden, duymazdan gelmekteyiz. Oysa bizi mutlu edecek, huzur verecek, yaşamı anlamlı kılacak yada sorun olarak gördüğümüzü çözecek küçücük bir sevgi paylaşımı hayatımızı kolaylaştıracaktır. Sevgiyle yaşam içinde akmamızı sağlayarak, içimizi coşturacaktır. Evrene yaydığımız pozitif enerji ile kendimize ve evrene olan inancımız artacak, dilediğimiz gibi anlar yaşamız gerçekleşecektir. Tıpkı çocukluğumuzda ki gibi. Çocukken hayatın tadını tam anlamıyla çıkarmaktayızdır. Ne çok şeyi sevgiyle görür, ne çok şeye sevgiyle hayret ederiz. Her şey bizim için olağanüstüdür. Her dokunduğumuz, işittiğimiz, tattığımız bizim için mucizevidir. Daha çok şey keşfetmek için alıcılarımız sürekli açıktır. Çoğu zaman bunları kaçırmamak için uyumayı bile reddederiz. Tüm tecrübesizliğimize rağmen farkındalık seviyemiz doruk noktadadır. Çocuklukta gelecek yada geçmiş yoktur Böyle olduğu için anın keyfini tam anlamıyla sürdürebiliriz. Olan bitene rahatça odaklanabildiğimiz için hayatı coşkuyla yaşamamız kaçınılmazdır. Her gün bizim için bayramdır. Geçmişte oturduğum sitede şirin mi şirin 4-5 yaşlarındaki bir kızımız bir gün üzgün olduğunu belirtmek için annesine "hayat bayram olmuyor ki bugün anne" diyerek ağlıyordu. Nede güzel ifade etmişti durumunu.
Sonuçta bayrama dair özlemlerimiz çocuk ruhuyla yaşadığımız anları özlemden ibaret. Kollarında büyüdüğümüz akrabalarımızın, dostlarımızın arasında hissettiklerimizi bize hangi sosyal ortam hissettirebilir ki? Hangi mevkide olursak olalım hangi işi yaparsak yapalım birlikte çocukluğumuzu büyüttüğümüz yakınlarımız, yaşadığımız ev, sokak şehir bizim için hep önemini korumuştur. Bize bizi başka türlü hissettirir. Kendimde ve yakın çevremde gözlediklerimin dışında kızımın çocukluğuna ait bir albüme baktığında yüzündeki sevgi dolu ifadeyi görüyor olmak yada çocukluğunun geçtiği akrabalarımızın, dostlarımızın arasına kendini başka türlü bir güvende hissettiğini bilmek bu düşüncelerimi pekiştiriyor. Bayramlarımız bize tüm bu güzel duyguların yinelenme fırsatını sunmakta, geleceğe saklanacak anların çoğalmasına vesile olmaktadır.
Bizler bayram coşkusunu çocuğumuza yaşatmaya çalışırken kendimize de bu hakkı vermeliyiz ve de bayramı çocukça yaşamalıyız. Zira, bir yetişkinin, yetişkinlik bakışı içinde bayramı yaşaması oldukça zordur. Çünkü bayram, çocuk ruhunda daha güzel anlam kazanır. Ailelerin, çocuklarına hazırlayacakları sevgi dolu bayram zeminini ile kendileri de gerçek bir bayram neşesi tadabilirler. Bu açıdan bayramları bayrama yakışır biçimde akraba, eş dostla kucaklaşarak geçirmek kendimize ve çocuğumuza vereceğimiz en güzel bayram hediyesi olacaktır.
Çocuk coşkusuyla yaşayacağınız nice bayramlar diliyorum.