Milyonlar adalet için buluştu

Milyonlar adalet için buluştu

12.07.2017 10:09:05

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Haziran  Perşembe günü Ankara Güven Park'tan başlattığı Adalet Yürüyüşünü 9 Temmuz Pazar günü İstanbul Maltepe Meydanı'nda Adalet Mitingi ile noktaladığı demokrasi buluşmasına CHP Silivri İlçe Başkanı Suna Göçengil, Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve örgüt üyeleri de katıldı.

CHP Silivri İlçe Başkanı Suna Göçengil, Türkiye Büyük Millet Meclisi Ana Muhalefet Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 10 maddelik çağrıyla tamamladığı Adalet Mitingine katıldı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun yüzbinlere seslendiği mitinge Başkan Göçengil, beraberinde CHP İlçe Kadın Kolu Başkanı Elif Yılmazer, CHP İlçe Gençlik Kolu Başkanı Berker Esen, Silivri Belediyesi CHP İl Genel ve Belediye Meclis Üyeleri ve partilileriyle birlikte katılım sağladı. Ülkede adaletin daha çok hırpalanmasına ve demokrasinin yara almasına seyirci kalamayan çok sayıda Silivrili de otobüslerle miting alanına taşındı.

GÖÇENGİL: TOPLUMUN ADALETE AÇ OLDUĞU GÖRÜLDÜ
Demokrasi ve özgürlük için tavır konan mitingde yüzbinlerce kişi ile birlikte yaşanan coşkuya ortak olan CHP Silivri İlçe Başkanı Suna Göçengil, Adalet Mitingi ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “25 günde 420 km ile Genel Başkanımız Sn. Kemal KILIÇDAROĞLU ilk adımları ile başlayan yürüyüşte, ülkemiz de olmayan adalet için yürüyerek, uzun yıllardır görülmedik bir sessiz başkaldırı gerçekleştirmiştir. Tüm bu süreç içersin de bir kez daha toplumun adalete aç olduğu görülmüştür. Adalet; toplumsal yaşamın, uzlaşmanın, mutluluğun temel faktörlerinden biridir. Aksi durumda adaletsiz yönetim toplum vicdanında derin yaralar açar.
Genel Başkanımızın ifade ettiği gibi; “Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz, ama cennet gibi bir ülkeyi cehenneme çeviriyoruz.
Neden?
Neden bir arada yaşayamıyoruz?
Neden bir araya gelip konuşamıyoruz?
Neden insanlara zulüm ediyoruz, eziyet çektiriyoruz?..
İnsanlar hapishanelerde
Oysa bu doğa ile birlikte, hep birlikte yaşayabiliriz
Bir masanın etrafına oturup tartışabiliriz.
Kavga etmenin, gerilim yaratmanın, toplumun germenin bir mantığı yok''
Genel Başkanımızın bu düşüncelerle başlattığı yürüyüş de ülkemizde adaletin gerçekleşmesini talep etmiştir.
‘ADALET' bir kavramdır, bunun gerçekleşmesi için somut isteklerin oluşması gerekir;

1.FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI ORTAYA ÇIKARILSIN
15 Temmuz darbe girişimini bir kez daha açık ve kesin bir dille lanetliyoruz. 15 Temmuz gecesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kararlı, onuru duruşu ve halkımızın sokağa çıkarak FETÖ darbe girişimine karşı direnmesi, ülkemizin anayasal ve demokratik kazanımı olmuştur. Biz buna “sokağın/halkın 15 Temmuz'u” diyoruz. Ancak bu darbe girişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılması, iktidar tarafından bilinçli olarak engellenmektedir. 249 şehidimizin aziz hatırası ve 2.301 gazimiz için FETÖ'nün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır.

2.OHAL DERHAL KALDIRILSIN
İktidar tarafından 15 Temmuz darbe girişimi fırsat bilinerek, 20 Temmuz darbesi yapılmıştır. 20 Temmuz'da OHAL ilan edilmiş ve TBMM'nin yetkileri gasp edilmiştir. Biz buna “sarayın 15 Temmuz'u” diyoruz. Bir sivil darbeye dönüşen OHAL uygulamaları, yasama, yargı ve yürütme gücünü tek kişide toplamıştır. OHAL derhal kaldırılmalı ve hukuk düzeni, evrensel ilkeler uygulanarak yeniden tesis edilmelidir.

3.ADİL YARGILANMA SAĞLANSIN
Yargıyı siyasetin emrine vermek, demokrasiye ihanettir. Dolayısıyla demokrasinin can ve mal güvenliğinin vazgeçilmez kuralı olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı mutlaka sağlanmalıdır. Adil yargılanma hakkı eksiksiz bir şekilde uygulanmalıdır. Kollektif suç gibi, insan haklarına aykırı uygulamalardan vazgeçilmelidir.

4.OHAL MAĞDURLARININ YARGIYA ERİŞİMİ SAĞLANSIN
Bugün, OHAL uygulamalarıyla, mağdur edilenlerin yargıya erişim ve sosyal güvenlik hakları ellerinden alınmıştır. OHAL mağdurları adeta “sivil ölüme” terk edilmiştir. Mağdurların yargıya erişim ve sosyal güvenlik haklarını kısıtlayan tüm uygulamalara, hukuk devletinin gereği olarak son verilmelidir.

5. MASUM AKADEMİSYEN VE KAMU GÖREVLİLERİ GÖREVLERİNE İADE EDİLSİN
20 Temmuz sivil darbesinden, sonra 15 Temmuz darbe girişimiyle veya onun arkasındaki örgütle hiçbir ilişkisi bulunmayan ama sırf hükümete muhalif göründüğü, için bütün haklarından yoksun kılınan akademisyenler ve diğer kamu görevlileri, görevlerine iade edilmelidir. Anayasa Mahkemesi'nin içtihatları dikkate alınarak, tutuklu milletvekilleri derhal serbest bırakılmalıdır.

6.GAZETECİLER SERBEST BIRAKILSIN
150'nin üzerinde gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Sadece mesleklerini yaptıkları için tutuklanan gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, medya üzerindeki tüm baskılara son verilmelidir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

7.TÜRKİYE GAYRİ MEŞRU BİR ANAYASA İLE YÖNETİLEMEZ
OHAL koşullarında, serbest tartışmanın yapılmadığı bir ortamda ve üstelik “ devletin bütün imkanları seferber edilerek” gerçekleştirilen anayasa değişikliği gayri meşrudur. Toplumun ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan anayasa yerine bir kişinin beklentilerine yanıt veren bir anayasa değişikliği, Yüksek Seçim Kurulu'nun yasa dışı kararıyla yürürlüğe konulmuştur. Bu bir “mühürsüz seçimdir.” Türkiye gayri meşru bir anayasayla yönetilemez, yönetilmemelidir.

8. EĞİTİMDE LAİKLİK İKESİNİN AŞINDIRILMASINA SON VERİLMELİ
Demokratik parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayet kaldırılmalıdır. Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan insan haklarına dayalı, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti güçlendirilmeli, liyakat esası kamuda göreve başlama ve yükselmede esas alınmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmeli ve toplumsal adaletsizliği yeniden üreten eğitim politikaları değiştirilmelidir.

9. KADIN HAKLARI TOPLUMSAL HAYATIN HER ALANINDA UYGULANMALI
Sadece hukuk alanında değil, toplumsal yaşamın bütün alanlarında yaygın bir adaletsiz düzen devam etmektedir. İşsizlik, yoksulluk, insanca yaşam ücretinden yoksunluk, örgütsüzlük, ayrımcılık, yaygın şiddet, terör gibi çok geniş bir yelpazede yaşanan toplumsal adaletsizliklerin giderilmesi için ortak irade geliştirilmelidir. Toplumsal barışımızı bozan tüm antidemokratik uygulamalara, eşit yurttaşlık temelinde son verilmelidir. Toplumsal adaletsizliğin en vahim görünümlerinden biri olan kadınlara karşı ayrımcılığın önüne geçilmeli, kadınların özgürlük alanları korunmalı, kadın hakları toplumsal hayatın her alanına uygulanmalıdır.

10. BARIŞÇIL BİR DIŞ POLİTİKAYA DÖNÜŞ YAPILMALIDIR
Son zamanlarda uygulanan saldırgan dış politika ülkemizin içindeki adaletsizlikleri de kökleştiren bir kısır döngü yaratmıştır. Adalet sadece iç politikaya ve toplumsal yaşama değil, uluslararası ilişkilere de hakim olmalıdır. Türkiye, coğrafyasındaki tüm halklara, tüm kimliklere kardeşçe, adilane yaklaşan, barışçıl ve uluslararası hukuka saygılı bir dış politikaya dönüş yapmalıdır. Türkiye yüzünü insan haklarına, hukuk devletine, adalete önem veren milletler ailesine çevirmelidir.

“ADALETİ 80 MİLYON İÇİN ARIYORUZ”
Genel Başkanımız Kemal KILIÇDAROĞLU'nun Adalet Buluşmasında yaptığı tarihi konuşmasının ışığında, mücadelemiz bitmedi, ülkemizde özgürlüklere, adalete, barışa ve demokrasiye vurulan zincirleri kırana kadar asla yorulmadan, yıkılmadan, daha güçlü ve daha kararlı olarak devam edecek. Ayrımcılığa asla imkân tanımadan biz Türkiye'yiz, biz aynı toprakların insanlarıyız, biz hep birlikte güzeliz. 80 milyon vatandaşımız için Hak, Hukuk ve Adalet diyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle Adalet yürüyüşüne ve Maltepe mitingine, hiçbir baskı ve zorlama olmadan sadece kendi iradeleri ile katılım sağlayan, alanlara sığmayan tüm yurttaşlarımıza, tüm Silivrili hemşerilerimize teşekkür ederim.”

IŞIKLAR: GELECEK ADINA UMUTLARIMIZ YEŞERDİ
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar da Adalet Yürüyüşü'nün son gününe İstanbul sokaklarında destek verdi. Gezi Parkı protestolarından bu yana en yoğun katılımlı muhalif hareket olarak tarihe geçen miting hakkında değerlendirmede bulunan Işıklar, “Hak, Hukuk, Adalet diyen milyonların sesine ses olan Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu milyonlar Maltepe Meydanı'nda bağrına basıyor. Böyle büyük bir güne tanıklık etmek, umutlarımızı yeniden yeşertiyor. Bu topraklarda kutuplaşmadan, kardeşçe yaşama azmimizi kaybetmeden hayata tutunacağız” dedi.

Hazal BAŞARAN

YORUM YAP